Çeşitliliği kucaklamak
.
Geçtiğimiz senenin sonlarına doğru Vogue dergisinin İngiltere edisyonunda genel yayın yönetmeni koltuğunu devralan Edward Enninful, aslında pek çok ilkin habercisiydi. Modanın kutsal kitaplarından sayılan güçlü bir yayının başında, siyahi bir erkeğin yer alması, pek de tahmin edilebilecek bir adım değildi. Oysa ki değişim, göstere göstere geldi.
Birkaç sezondur giderek daha katılımcı olmaya gayret gösteren moda dünyası, hız kesmeden süren bir değişimin içerisindeydi. Belki de Edward Enninful ile birlikte, farkında olsak da adını koyamadığımız bu değişim dile geldi. Ünlü editör, göreve başladığından beri ayrımcılığın her türlüsüne karşı durduğunu göstermeyi hedefleyen işler yayınlamayı tercih etti. Elbette alışılmışın dışına çıkmaya çalışmak bazen geri tepti; ancak, altıncı ayını geride bırakan Enninful, şimdiye kadarki en güçlü hamlesiyle geri geldi.
Mayıs ayında satışa sunulacak İngiliz Vogue dergisi, kapağındaki dokuz birbirinden farklı ve kıymetli model ile belki de şimdiden tarihe geçti. Toprak tonlarının farklı yansımalarıyla sakin ancak güçlü bir görünüme bürünen modeller arasında kimler yok ki? Kenya’da bir esir kampında doğan Halima Aden, Sudanlı Adut Akexh, büyük beden modeli Paloma Elsesser, Koreli Yoon Young Bae ve diğerleri.
Edward Enninful’un kapak çekimiyle ilgili kaleme aldığı açıklamadaki şu cümleler de dikkat çekici: “Bundan sadece 5 sene önce bile herhangi bir çekim için birkaç modeli bir araya getirmek istesek, seçtiğimiz modeller bu kızlara benzemezdi. Moda endüstrisinin son aylarda gösterdiği gelişim, kariyerimi şekillendiren ‘çeşitlilik’ kavramının hak ettiği yere yaklaştığını gösteriyor. Ancak bu ‘çeşitlilik’ kavramı sadece siyah ya da beyaz olmaktan geçmiyor; ırk, cinsel yönelim, sosyo-ekonomik geçmiş, inanç ya da vücut tipi gibi pek çok konuda çeşitliliği kucaklamak gerekiyor.”
Mayıs ayında raflara çıkacak derginin bir çağ kapatıp diğerini açmasını beklemeyin. Ancak özellikle çeşitlilik tartışmasını editörler ya da yazarların dünyasından çıkartıp raftaki dergiye elini uzatan bir kadının gündelik yaşantısına da sokmayı hedefleyen bu tür adımların faydalı olacağına inanıyorum.
En renkli çift
1930’larda New York’ta başlayan ve pek çok ilki barındıran Polaroid gözlüklerin hikayesi, 80 yılın ardından Türkiye’de yeniden alevlendi. Maksimum koruma sağlayan polarize lenslerin mucidi Polaroid Eyewear markasının Türkiye’de ilk defa gerçekleştirdiği ‘marka yüzü’ işbirliğinde Neslihan Atagül Doğulu ve Kadir Doğulu çifti kamera karşısına geçti.
Doğrusunu söylemek gerekirse çok da yakından takip etmediğim bu ikili, ilk bakışta insanı gülümseten, renkli ve eğlenceli fotoğraflarla beni kendisine çekmeyi başardı. Sektörün en tanınmış fotoğrafçılarından Tamer Yılmaz’a poz verirken birlikteliğin enerjisini en iyi şekilde yansıtan Neslihan Atagül Doğulu ve Kadir Doğulu çiftinin özellikle sosyal medyadaki bilinirliklerinin Polaroid Eyewear markasına bir hayli fayda sağlayacağından eminim. Bakalım bu yüksek enerjili çekim, markanın hikayesinde yeni bir dönemin açılmasını sağlayabilecek mi?