HDP’nin asıl barajı PKK
.
HDP’nin barajı geçebilecek oranda oy alıp alamayacağı meselesi bugünlerdeki en popüler tartışma konumuz. Yüzde onluk seçim barajına meydan okuyarak seçimlere parti listesiyle girme kararı alan söz konusu siyasi harekete hiç umulmadık çevrelerden de destek var. Bu çok önemli bir fırsat onlar için. Özellikle bazı CHP’liler ya kendi partilerinin etkisiz ve yetersiz duruşuna tepki olarak ya da iktidar partisinin tek başına anayasayı değiştirebilecek gücü kazanmasına meydan vermemek amacıyla veya her iki gerekçeyle birden HDP’ye oy vereceklerini söylüyorlar. Zira etnik Kürt milliyetçilerinin partisi barajı geçecek kadar oy alabildiği takdirde bundan en fazla iktidar partisinin etkilenmesi bekleniyor.
Gerek HDP’nin resmi sözcüleri gerekse medyadaki sempatizanları -bu amaç doğrultusunda- partilerinin kendi tabanı dışındaki zümrelere de sempatik görünmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Mesela sadece bir bölgenin değil, bütün Türkiye’nin partisi olduklarını veya olmak istediklerini her fırsatta dile getiriyorlar.
Ne var ki “PKK’nın siyasi kanadı” diye tanımlanan partinin hariçten oy alabilmesi için öncelikle terörle arasına anlamlı bir mesafe koyduğunu göstermesi gerekiyor. HDP’nin barajı gerçekten geçmek istiyorsa yerine getirmesi gereken ödev bu.
Peki, bu ödevini doğru düzgün yapıyor mu? Ne yazık ki hayır. Tam tersine, bölge halkını silahla kontrol etmeye çalışan kanattan medet umar göründü.
PKK’nın silahlı unsurları öteden beri bölgede HDP dışındaki partilere oy çıkmaması için ne gerekirse yapıyor. Hatırlayacak olursanız, 6-7 Ekim hengamesinde “son seçimde başka partiye oy verdiği tespit edilen” kişiler de infaz edilmişti.
Ağrı’da meydana gelen hadise de HDP’nin düzenlediği “fidan dikme töreninde” silahlı PKK gruplarıyla jandarma kuvvetinin karşılaşmasından ibaret. HDP’liler “ilk ateşi jandarma açtı” diyerek, barajı geçmelerini engellemek isteyen iktidarın kendilerine komplo hazırladığını ileri sürüyorlar. Ama silahlı militanların orada ne işi olduğunu söylemiyorlar.
Bu seçimde AK Parti anayasayı değiştirecek sayıda sandalye kazanamasın ve böylece Erdoğan’ın başkanlık hedefi engellensin diye “oylar HDP’ye” kampanyası yapan ulusalcı-sol kesimler de bu iddiayı savunuyorlar.
(MHP lideri Bahçeli ise “AKP, HDP, PKK sacayağı ayakta kalabilmek için seçime doğru bu entrikayı planladı” iddiasında bulundu. Bu mantığa göre HDP kendisine dışarıdan ekstra oy gelmemesi için iktidarla birlikte kanlı oyunlar oynuyor!)
Ne olursa olsun, Ağrı’da PKK’lı grupla jandarma arasında yaşanan basit bir çatışma HDP cephesini ciddi ölçüde rahatsız etmiş görünüyor. Çünkü bu partinin barajı aşması için daha önce bu partiye oy vermemiş olan yaklaşık bir milyon yeni seçmeni kazanması gerekiyor. Bu da ancak “Türkiye partisi” iddiasının inandırıcılığını sağlamakla mümkün. Ama ortalıkta silahlı militanlar dolaşırken bu çok zor. HDP’nin Ağrı’daki olaya tepkisi de bunun için şiddetli oldu. Ne var ki “silahlı kanat”a söz söylemedikleri için “bu işi devlet yaptı” iddiasına sarılıyorlar. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oluyorlar. Hem silahla işlerinin olmadığını ispat etmek hem de siyasi rakiplerini töhmet altında bırakmak istiyorlar.
“Ağrı’da aslında ne oldu?” sorusunun cevabı bu kadar basit.