Şampiy10
Magazin
Gündem

Demirel nesli

.

ABONE OL
Vatan Haber

Süleyman Demirel’in ölümüyle birlikte Türk siyasetinin yirminci yüzyılı sona ermiş oldu. Demirel yirminci yüzyıl siyasetini şekillendiren -ve bu yüzyıl tarafından şekillendirilen- siyasetçi neslindendir. Aslında Demirel’i anlamak için önce “Demirel nesli”ni anlamak gerekir. Erbakan’ın, Özal biraderlerin ve diğerlerinin (Recai Kutan, Mehmet Gölhan, Ekrem Ceyhun, Mehmet Turgut, Mükerrem Taşçıoğlu, İdris Yamantürk, Abdülkerim Doğru, Süleyman Karagülle, Fehim Adak vs. vs.) de dâhil olduğu Teknik Üniversiteliler... İstanbul Teknik Üniversitesinde 1940’lı yılların ikinci yarısında eğitim gören nesil... Cumhuriyetin ilk yıllarında dünyaya gelen ve İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında delikanlılıklarını idrak edip dünyaya gözlerini açan nesil... CHP devrinde yetişmiş olmalarına rağmen çoğunlukla CHP’ye mesafeli duran, tek parti idaresine muhalif, antikomünist, dindar ve milliyetçi bir nesil... Yetişme yılları Türkiye’nin ekonomik bakımdan en sıkıntılı dönemine rastladığı için ülkenin kalkınma idealine inançla, heyecanla ve tutkuyla bağlı bir nesil... Kafaları memlekete yol yapmak, baraj yapmak, fabrika yapmak düşünceleriyle dolu idealist mühendisler nesli...

İşte Demirel sadece kendi şahsi özellikleri itibarıyla değil, aynı zamanda mensup olduğu bu neslin bir temsilcisi olmak hasebiyle de önce teknokrat olarak, ardından siyasetçi olarak sivrilip büyük başarılara imza atabiliyor. 27 Mayıs ihtilalinden sonra siyasete atılıp merkez sağda etkili yerlere gelmeye başlayan ve özellikle Demirel’in henüz kırk yaşında AP genel başkanı ve başbakan olmasının sonrasında yavaş yavaş ülkenin mukadderatı üzerinde söz sahibi olan bütün bir neslin imzası var Türkiye’nin o günden bu güne geçirdiği büyük değişimlerin altında.

Mühendis arkadaşlarım kızmasınlar ama bugünkü mühendislerin çoğunda görmediğimiz şekilde ve değme entelektüele taş çıkartacak seviyede bir kültürel birikim, fikrî donanım ve dünya kavrayışı var o dönemin mühendislerinde. Hiç unutmuyorum, yıllar önce TRT’de siyasi parti liderlerinin katıldığı bir seçim açık oturumunda Marksist bir partinin “sosyal bilimci” genel başkanının “para metadır” sözüne karşı “mühendis” Erbakan “Aziz kardeşim, para meta değildir, semboldür” diye cevap vermişti.

Keza Demirel’i evinde ziyarete gidenler çalışma masasının üzerinin kitapla dolu olduğunu görmüşlerdir hep. Hatta siyasi hasımları bu kitapların dekor olduğunu iddia ederlerdi. Ama gerçekte Demirel bugün sayıları iyice azalan “kitap okuyan” siyasetçilerdendi. 12 Eylül’den sonra bir grup siyasetçiyle birlikte kapatıldıkları Zincirbozan’da ilk işinin dışarıdan kitaplar getirterek bir kütüphane kurmak olduğunu oradaki siyasetçilerin anılarından öğreniyoruz. AP’li bakanlardan Ali Naili Erdem’in günlüğünde şu satırlar var: “Süleyman Bey’in odası ile birçok oda kütüphaneye döndü. (...) Metin Tüzün, Süleyman Genç, Deniz Baykal, devamlı surette bizden kitap alıp veriyorlar. Kısacası hepimiz okuyoruz.”

Demirel’in Zincirbozan’daki ikinci işi ise tutuklu siyasetçilerin her birine çeşitli konularda araştırma görevi verip bir çeşit bilimsel toplantılar düzenlemektir. Mesela Deniz Baykal odasına kapanıp günlerce hazırlanarak Japon kalkınması üzerine bir seminer vermiştir. Ali Naili Erdem milli kültür, Mehmet Gölhan sanayileşme, Ekrem Ceyhun Türk tarımının sorunları, Yüksel Çakmur gençlik konularında seminerler hazırlayıp tutuklu arkadaşlarına sunmuşlardır. Her seminerin sonunda Demirel bir özetleme ve toparlama konuşması yapmıştır. (Meraklısı için kaynak: Muammer Yaşar, “Zincirbozan Günleri”, Tekin Yayınları, 1986; Yüksel Çakmur, “Sürgün Günleri” Dem Yayınları, 1989.)

Demirel’e ve Demirel neslinden ebediyete intikal etmiş olanlara, büyük terazide sevaplarının günahlarından ağır gelmesini temenni ederek, Allah’tan rahmet diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Satrançta bir taş: Vezir
  2. PKK’nın yerinde siz olsaydınız
  3. Peki, PKK neyi amaçlıyor?
  4. Edirne’yi Enver alacağına Bulgar alsın
  5. Felsefesiz ilahiyat: Kafalar ne rahat!
  6. Siyasete ‘illallah’ dedirten siyasetçi
  7. Suriye hamaseti
  8. Derdini anlatamayan devlet
  9. Avrupa uygarlığının Yunanistan’a borcu
  10. Fenike Kralının kızı, duy sesimizi!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.