Demokratikleşme paketi ne zaman çıkacak?
.
Hafta sonu Dolmabahçe’de yapılan toplantının gündemi demokratikleşme paketi oldu. Alınan kararlar bir yana, süresine, katılanların kimliğine ve gündemine bakıldığında bu toplantının önemi hakkında fikir yürütülebilir.
Neler konuşulduğuna geçmeden önce bir hususu hatırlatmak gerekiyor. Belediye başkanlığından bu yana genel bir okuma yapıldığında Tayyip Erdoğan’ın bir siyaset yapma biçimi olduğu görülür. ‘Erdoğan siyaseti’ şeklinde ifade ettiğimiz bu kavramın çözümlemesi yapıldığında hükümetin yol haritası hakkında da bilgi sahibi olunabilir.
AK Parti krizlerini nasıl aşıyor?
‘Erdoğan siyaseti’nin varoluşsal prensibi her türlü krizi ‘daha fazla demokrasi’ vaadiyle aşmasıdır. Sorunla karşılaştığında onu kavramak ve bileşenlerine ayırmak için başta bir miktar zaman kaybetse de zihninde sorunu çözdüğünde kararlılıkla üzerine gidip, yeni bir yol açtı.
Tarihi toplantılara ev sahipliği yapan Dolmabahçe hafta sonu tarihi bir gün daha yaşadı. Dolmabahçe’de konuşulanlar bir gün açıklandığında eminim yer yerinden oynayacaktır. Hele bir de bu kapalı toplantılarda kimin reformcu, devletçi, statükocu, demokrat, liberal bir tavır aldığı açıklansa eminim bütün ezberleriniz bozulabilir.
Numan Kurtulmuş neden katıldı?
AK Parti politik katmanları olan bir grup. Parti sürekli bir toplantı modunda. Zamana ve konuya göre toplantıların bileşenleri değişiyor. Ancak toplantılara katılan daimi bir kadro var. Kamuoyu onları zaten az çok biliyor. Dünkü toplantıya da Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Efkan Ala, Ömer Çelik, Yalçın Akdoğan, Mahir Ünal, Numan Kurtulmuş, Ertan Aydın katıldı. Numan Hoca’nın partiye katıldığından bu yana ilk defa bu tür bir toplantıya katıldığına şahit olduk.
Daha çok geri planda duran ve farklı bir gündemi olan Kurtulmuş’un son toplantıya katılması başlı başına bir analiz gerektiriyor. Çünkü Kurtulmuş’un politik kimliği, partiye sonradan katılması, görece daha sivil ve muhalif bir kimlik algısına sahip oluşu, onun bu çoklu akıl toplantılarına katılmasını daha da sembolik kılıyor.
Numan Kurtulmuş’un gelenekselleşen toplantılara taze bir kuvvet olarak katıldığı anlaşılıyor. Bu katılım partinin karar alma sürecindeki yeni bir duruma işaret ediyor.
Paket ne zaman meclise gelecek?
Meclis’in yerel seçim öncesi 15 Şubat’ta tatile gireceği belirtiliyor. Bu bağlamda takvim oldukça sıkışmış durumda. Adalet Bakanlığı adeta zamana karşı yarış veriyor. Muhtemelen yarın hazırlıklar tamamlanacak. Sonra Meclis süreci başlayacak. Her hâl ve şartta 15 Şubat’tan önce paketin çıkarılacağı ifade ediliyor. Zaman sorunu ve hızlı hareket etmek amacıyla bazı maddelerin paketten çıkarılabileceği de iddialar arasında.
Bekir Bozdağ’ın büyük kısmını açıkladıkları yanında pakette başka sürpriz düzenlemeler de olduğu öne sürülüyor. Ali Babacan öncülüğünde ekonomi bürokrasisi tarafından üzerinde iki yıldır çalışılan ‘Saydamlık/Şeffaflık/Hesap Verebilirlik/Yolsuzlukla Mücadele’ projesi nihayet tamamlanmış. Büyük ihtimalle bu düzenlemeler de pakete eklenebilir.
Uzun tutukluluk süresinin kısalması neden önemli?
Bu, spesifik ve teknik bir konu gibi görünse de Türkiye’nin imajı ve yurt dışındaki algılanışı bakımından hayati öneme sahip bir problem. Uzun süredir uluslararası toplumun ciddi eleştirileri biliniyor. Başta Beşiktaş ve Diyarbakır adliyeleri olmak üzere yargı bürokrasisi ülkeye büyük siyasi maliyet ödetse de hükümet doğru bir kararla beş yıllık bir hatadan çıkıyor.
Paket tüm kesimleri tatmin edecek mi? Paketin mutfağında yer alan bir isme bu soruyu sordum. Hükümetin demokratikleşme meselesine bir sonuç olarak değil, bir süreç olarak baktığını ve başka adımların zaman içinde getirileceğini belirtti. Erdoğan pratiği ‘maksimalist/radikal projeler’ yerine zamana yayılmış, toplumsal ikna süreçlerine önem veren bir stratejiyi kapsıyor.