Cemaat-hükümet çatışmasına halk ne diyor?
.
Cemaat-hükümet çatışması ara vermeden devam ediyor. Taraflar ‘kazan-kazan’ stratejisinden ‘kaybet-kaybet’e geldiler. Hocaefendi’nin son videosu fazla söze gerek bırakmıyor. Sanırım bu olay son yüzyılda İslam dünyasında görülen en büyük mücadele.
Sokakta en çok sorulan, bu mücadeleyi kimin kazanacağı. Anadolu’da güzel bir söz var. İki testi çarpıştığında biri kırılırsa, diğeri de çatlar. Bu mücadelede kim kaybeder bilinmez ama kazanan Türkiye olmayacak. Kazanma/kaybetme diyalektiğinden öte ülke yeni bir istikrarsızlık sarmalına girecek.
Sağcı/Solcu, Laik/İslamcı, Alevi/Sünni, Türk/Kürt kamplaşmasında bedel ödeyen ülke yeni bir çatışmaya sürükleniyor. Sonuçları üzerinden bir okuma yapıldığında aynı amaca hizmet ediyor. Suriye’de, Mısır’da, Irak’ta iç savaşta insanlar Allah diyerek birbirini öldürüyor. Türkiye’de ise Allah Allah nidalarıyla ‘psikolojik bir savaş’ yürütülüyor. Farkı ne?
Ordu-Giresun izlenimleri...
Hafta sonu Başbakan Erdoğan’ın Ordu ve Giresun seyahatini yerinde izledim. Asıl derdim halkın ‘cemaat-hükümet mücadelesine’ nasıl baktığıydı. Vatandaşın gündemi Hocaefendi’nin beddua ettiği sohbetti. Toplumda büyük bir şaşkınlık ve tedirginlik var. Birincisi bu mücadelenin daha ne kadar devam edeceği, ikincisi ise Hocaefendi’nin neden böyle konuştuğu.
Bu sohbet halkta büyük tepkiye yol açmış. Mesele salt cemaat-hükümet gerilimi değil. Asıl mesele bir din adamının bedduasında düğümleniyor. Bu gerilimde tarafsız kalan ‘sessiz çoğunluk’ için son dua tam bir turnusol oldu. Duanın politik sonuçları bir yana, yeni bir toplumsal ve dini yarılmaya neden olacağı görülüyor.
Halkın desteği kimin yanında?
Tabii olay çok taze ve henüz duygusal tepki veriliyor. Kalıcı sonuçlar bir süre sonra daha net görülecek. Muhafazakâr/dindar kitle bu tartışmadan rahatsız. Ordu ve Giresun’da Başbakan’a bir açılışın ötesinde yoğun ilgi vardı. Fırtınada güvenli limana sığınma güdüsüyle hareket eden bir kitle psikolojisi var.
Politik sezgileri güçlü bir lider olan Erdoğan da bunu hissetti. İki gün boyunca net mesajlar verdi. Başbakan kendinden emin konuştu. Kişisel kanaatim ‘siyasal mühendislik’ iddiaları ve Hocaefendi’nin son vaazı toplumda derin muhafazakâr asabiyeyi tetikleyebilir. En yalın ifadesiyle bir ‘etki-tepki’ hâli yaşanıyor.
Kabine değişikliği ne zaman?
Kurmay kadro yolsuzluk konusunda tavrını net olarak koyuyor. Hâkim görüş, bu iddiaların ‘partide ve devlette arınmaya’ vesile olması yönünde. Bu süreçte arınma kadar hukuk ve demokrasiyi güçlendirme de önemli. Başbakan, MGK sonrası geniş çaplı bir kabine revizyonuna gidecek. Bir anlamda ‘mücadele kabinesi’ kurup, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar kader birlikteliği yapacağı kadroyu belirleyecek. Yolsuzluğa karışan isimlerin istifaları kabul edildikten sonra sürprizlerin olduğu yeni bir kabine kurulacak. Gözlemim, beddua videosu partide büyük bir kenetlenmeye ve bir seferberlik hâlinin yaşanmasına neden olmuş durumda.