Şaşırtıcı dış politika
.
Tanınmış stratejist Prof. Ümit Özdağ Türkiye’nin izlediği dış politikayı “şaşırtıcı” diye niteliyor.
“Bazı kararlar ve adımlar için ‘inanılır gibi değil’ diyoruz. Ama ‘olmaz’ dediğimiz ihtimal ertesi gün gerçekleşiyor.”
Kobani direnişinin bölgede süren savaş için anahtar bir önem taşıdığını biliyoruz.
Kürt güçlerinin IŞİD’e burayı kaptırması dengeleri bozar.
Epeydir IŞİD’in buradan sökülüp çıkarılması planları yapılıyor ve çarenin Irak Kürdistanı’ndan Kuzey Suriye’ye Peşmerge sevk etmek olduğu savunuluyor.
Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan PYD’ye ulaştırılması gereken askeri gücün tek geçiş yolu Türkiye’dir.
Afganistan’a yaptığı ziyaret sırasında gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun mümkün olamayacağını anlattı:
Kararsızız. PYD ne?
“Tamam da PYD şu anda bizim için PKK ile eştir. O da terör örgütüdür. Bir terör örgütüne kalkıp da NATO’da beraber olduğumuz Amerika’nın böyle bir desteğe ‘evet’ dememizi beklemesi çok yanlış olur.”
Kuvvetli bir özetle...
“Böyle bir şeyi (Amerika’nın) bizden beklemesi mümkün değil. Böyle bir şeye biz ‘evet’ diyemeyiz..”
Ama bir tam gün bile geçmeden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun açıklaması geldi.
Bakan “Peşmerge’nin Kobani’ye geçmesi için yardım ediyoruz. Koalisyonla işbirliği içindeyiz” dedi.
Haber, Mesut Barzani’ye yakın bir kaynak olan Rudaw Sitesi tarafından da doğrulandı:
“Mesut Barzani Rojava halkı ve siyasi partilerinin isteği üzerine Türkiye’den Peşmerge güçlerinin Kobani’ye ulaştırılmasına izin vermesi için talepte bulundu. Türkiye, Kürdistan Bölgesi Başkanlığı’na olumlu yanıtını iletti.”
Kürtlerin öfkesi
Kamu düzeninin toplumdaki psikolojiden çok etkilendiği bir dönemden geçiyoruz.
Bu özel durumun talep ettiği hassasiyet saygı görüyor mu?
Çözüm Süreci yürütülürken siyasetin psikolojik unsurlarına dikkat göstermek büyük önem taşıyacaktır.
Mesela şu dönem “Türk Halkı”nın unutulduğu dönemdir.
“Türkiye’de Türk yok sanki!“
Müzakerelerde çok kullanılacağı belli olan “Kürtlerin öfkesi“ sopası etkili bir alet olabilir. Ama bu taktik “Türklerin öfkesi”ni de tetikleyebilir.
Böyle bir ihtimal asla gerçekleşmemeli.
Bölgede İsrail’in güvenliğini güçlendirecek yeni bir laik devlet kurulması, ödenmesi imkânsız bir maliyet çıkarabilir.
Savaş yapacaksak kararını biz vermeliyiz.
İçerde şahin, dışarda güvercin bir dış politika tekin değildir. Dikkat!