İttifak ve mühürsüz oylar!
.
Erken seçim olmayacağı sık sık söylendi ama seçim konusunda yapılan “ittifak” açıklamaları, televizyon tartışmaları ve son olarak verilen kanun teklifi “erken bir seçimin olabileceği” ihtimalini akla getiriyor.
Ak Parti ve MHP “siyasi partilerin seçim ittifakına ilişkin” düzenlemeyi dün ortak bir açıklamyla TBMM Başkanlığı’na sundular.
Bu düzenlemeye göre; ittifak yapan siyasi partilerin aldığı geçerli oyların toplamı yüzde 10’u geçiyorsa bu partilerin her biri barajı geçmiş sayılacak.
Çıkaracakları milletvekili sayısı da ittifak yapan partilerin toplam oyuna göre belirlenecek, sonra da her parti “kendi aldığı oy oranına göre” milletvekili çıkaracak. Şu anda AKP ve MHP dışında diğer siyasi partiler bir ittifak açıklaması yapmadığına, seçime (en azından ilk tura) yalnız gireceklerini belirttiklerine göre bu kanun teklifi sadece AKP-MHP ittifakı için yapılmış durumda.
Mühürsüz oylar
Ancak… Büyük ihtimalle AKP-MHP ittifakının alacağı oylarda bir “yüzde 10 barajı endişesi” olmayacağına göre bu düzenleme “yüzde 10 barajının düşürülmesini isteyen ve bu baraj nedeniyle Meclis dışında kalan partilerin haklı tepkilerini” gidermeyi sağlayabilir.
Verilen kanun teklifinde asıl önemli nokta, 16 Nisan referandumunda şaibe yaratan “YSK’nın son anda mühürsüz oyları -Avrupa’daki oylarda yapılanın aksine- geçerli sayması” kararını meşrulaştıracak olması.
Üzerine “sandık kurulu mührü bulunmayan”, sadece “ilçe seçim kurulu mührü bulunan” zarfların geçerli sayılması neden gerekli görülmüştür, bunu anlamak gerçekten zor. 16 Nisan’a kadar yapılan seçimlerde YSK yasalara uygun şekilde “mühürsüz oylar geçersizdir” kuralını uygulamışken, bu referandumda sandıklar açılırken karar değiştirmiş, sonra da bu değişikliği “kurul hatası, ihmali nedeniyle oyların geçersiz sayılmaması” için yaptıklarını açıklamıştı.
Koalisyon tartışması
Türkiye’nin önde gelen Anayasa hukukçularının (başta Prof. Dr. Sami Selçuk olmak üzere) Seçim Kanunu’nun “mühürsüz oylar geçersizdir” dediği, YSK kararının Anayasa’ya aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunu söyledikleri biliniyor. Daha önce mükerrer kullanılan oylar, yanlış adreslere yazılmış seçmenler, oyların kaydırılması, oylar sayılırken elektrik kesintisi gibi nedenlerle güvensiz seçimler yaşanmış olan ülkemizde büyük önem taşıyan “gelecek seçim” için neden seçmene daha güven verecek bir yöntemin değiştirilmek istendiği sorusu önemlidir.
Diğer tarafta barajı aşma sorunu olmadığına inanan Ak Parti’nin, 7 Haziran seçimi sonrasında; “başta AKP hiçbir partiyle koalisyon yapmayacağını” ilk gece söyleyerek Türkiye’yi yeni bir seçime mecbur eden Bahçeli ile koalisyondan farksız bir ittifak yapması konusu da medyada sıkça tartışılıyor. AKP için anket yapan MAK Danışmanlık firmasının araştırmasında da “Ak Parti tabanında bu koalisyona hoş bakılmadığı” sonucu çıkmıştı. Ak Parti’nin Güneydoğu oylarını da etkileyecek olan “MHP koalisyonu”nda ısrar etmesinin risklerini göze alması gerekiyor.