İlkeler etrafında ittifak!
.
Türkiye son günlerde iki konuya kilitlenmiş durumda.
Birincisi doğal olarak Afrin operasyonu, ikincisi ise “henüz zamanı değilmiş gibi” görünen ama dillerden düşmeyen seçim.
Aynı zamanda, TBMM gündemine getirilen ittifak yasa teklifi… Bu teklifteki 26 maddenin birçoğu, başta “sandık kurulu mührü olmayan oyların geçerli sayılması, ittifak yapacak partilerin avantaj kazanması, sandık güvenliğiyle ilgili olanlar” tartışılıyor, bazıları tepkiyle karşılanıyor.
Ak Parti, MHP ve BBP’nin seçim ittifakı yapmaları, bu ittifakta Saadet Partisi’nin de bulunmasını istemeleri SP’nin seçimdeki önemini yükseltti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Cumhur ittifakını MHP ile kendi aralarında fiili olarak uygulamaya başladıklarını, Saadet Partisi ile görüşmeler yaptıklarını ancak geri dönüş alamadıklarını” söylediği konuşmada “Yasal olarak kapanmayana dek bizim kapımız kapanmış değil. Biz bütünleşelim istiyoruz” sözleriyle Saadet Partisi’ne ısrarlı bir çağrıda bulunmuştu.
Saadet katılmıyor
SP bu çağrıya olumlu yanıt vermediğini yaptığı açıklamalarla göstermeye devam ediyor.
Genel Başkanı Karamollaoğlu “Bu hükümetin politikaları sil baştan değişmediği sürece Türkiye’nin düzlüğe çıkması mümkün değil” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın CNNTürk’te Tarafsız Bölge programındaki konuşmasında şunları söyledi:
“TBMM’deki 26 madde AKP-MHP’nin kazanması için düzenlendi… Biz milletvekili pazarlığı yapmıyoruz, biz diyoruz ki 16 Nisan referandumundan önce parlamento güçlüydü. Orada 15-20 milletvekili ile etkili olabilirdiniz. Cumhurbaşkanlığı sisteminde ise yüzde 40-50 varlığın yoksa etkili olamıyorsun”.
Baraj meselesi
7 Haziran seçiminden sonra “hiçbir partiyle koalisyona yanaşmayarak” 1 Kasım seçimlerinin yolunu açan, Erdoğan’ın başkanlık sistemini istemesine konuşmalarında şiddetle karşı çıkan, 16 Nisan referandum sürecini başlatan Bahçeli, çelişkili tutumuyla MHP’nin milletvekili sayısının yarısına düşmesine sebep olmuştu.
İYİ Parti’nin kurulmasıyla baraj altında kalma ihtimali ortaya çıkan MHP’nin Ak Parti ile kuracağı ittifaktan karlı çıkacağı şüphesizdir.
Bu arada CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP’nin “demokrasiyi güçlendirme, parlamenter sisteme dönüş, yargı bağımsızlığı” gibi ortak temel ilkeler platformunda bir ittifakla bir araya gelmesi güçlü bir ihtimal olarak görülüyor.
Saadet Partisi, Abdullah Gül’ü aday çıkarmayacaksa bu partilerin “kazanma ihtimali en yüksek” cumhurbaşkanı adayı üzerinde birleşmeleri, ilk tura güçlü girmeleri açısından şanslarını arttıracaktır.
HDP ise “16 Nisan’daki ‘Hayır’ kanadı bir demokrasi cephesi oluştursun” açıklamalarına rağmen hala PKK ile ilişkili bir parti olarak görüldüğü için, özellikle askerimizin sınır içi ve dışında PKK ile ciddi bir mücadele sürdürdüğü süreçte “diğer partilerin ittifaka yanaşmayacağı” parti olmakla karşı karşıya… Erken seçim ihtimali devam ederken değişiklikler olabilir ama şu anda görünen tablo budur.