Esad, Saddam gibi…
.
Suriye rejiminin Doğu Guta’da sarin gazı kullanarak 75 kişinin ölmesine ve binlerce kişinin zehirlenmesine neden olan saldırı dünya ülkelerinin susacağı türden bir olay değil.
Çocukların da zehirlendiği ve hayatını kaybettiği bu kimyasal saldırı “Esad rejimi ve Rusya” tarafından kabul edilmemiş.
Türkiye tepki gösteriyor, ABD VE İngiltere Esad ile Rusya’yı suçluyor.
Bu katliamın Saddam tarafından 1988’de kimyasal silahla yapılan ve 3000’den fazla sivilin öldüğü, 10 bine yakın sivilin yaralandığı Halepçe katliamından farkı yoktur.
Trump, öfkesini Esad’a ağır hakaretlerle bildirirken “Katliam bölgesinin Suriye ordusu tarafından kuşatıldığını ve dünyanın oraya erişemediğini” söyledi.
Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı ise “ABD’nin Suriye rejimine müdahale edebileceği” ihtimalini dile getirdi.
Abd öncülük yapmalı
Türk Dışişleri Bakanlığı “Suriye rejimi üzerinde etkili tarafları” bu insanlık suçuna karşı gerekli adımları atmaya çağırdığı bir açıklama yayınladı.
Suriye rejimi üzerinde etkili taraflar arasında tabii Birleşmiş Milletler var ama “bugünlerde bizim de yakın ilişki içinde olduğumuz” Rusya başı çekiyor.
Esad, BM kararlarını dinlemediğine göre ancak ABD, İngiltere gibi devletlerin askeri bir müdahale ile onu durdurması çözüm olacaktır.
ABD, bu girişime öncülük etmeli, Doğu Guta’da kurtarılması gereken sivillerin korunmasını da bu kez kendisi üstlenmelidir.
Peki, bu durumda biz ne yapacağız? Rusya ile yakın ilişkiler söz konusu olduğunda “Acaba Rusya’ya güvenilebilir mi” sorusunu bu nedenle sormuştum.
Çünkü “bir tercih” gerekiyorsa, Rusya tercihini Esad’dan yana kullanacaktır.
Operasyonlar sürecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına göre Türkiye, Suriye’deki operasyonlarına sınır boyumuz PKK’dan temizlenene kadar devam edecek.
Yani, TSK zaten daha çok uzun bir zaman Suriye’den çıkamayacak.
Son zamanlarda IŞİD, PKK gibi terör örgütleriyle tek başına mücadele eden Türkiye’den Doğu Guta’ya da müdahale etmesi beklenemez.
Buna girişmek yanlış bir adım olacaktır. ABD, İngiltere ve “Menbiç’e asker göndermekten söz eden Fransa” gibi ülkelerin bu kez Esad’ı durdurmak için öne çıkmasını beklemek dış politika açısından daha doğru bir karardır.
Suriye rejiminin yaptığı, tüm dünya için çağdışı ve üzücü bir saldırıdır ve bugüne kadar rejimin yaptıklarını izleyip duran bu ülkelerin müdahale zamanı gelmiştir.
Bir dostun kaybı!
Ali Şen ve ailesi benim için, ailem için son derece değerli, yerleri doldurulamayacak dostlardır.
Ali Şen ve 55 yıllık sevgili eşi Bente Şen birkaç yıl önce torunlarını, oğulları Adnan ve gelinleri Begüm’ün oğlu Alp’i trafik kazasında kaybetmenin acısıyla, onlarla birlikte derinden sarsılmıştı, şimdi Şen ailesi dünyanın en iyi kalpli insanlarından biri olan Bente’nin kaybını yaşıyor. Acılarını ailece tüm kalbimizle paylaşıyor, Bente Hanimefendi’ye Allah’tan rahmet, sevgili dostum Ali Şen ve tüm ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Mekanı cennet olsun.