Seçimin önemli faktörü; ekonomi!
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomi yönetimi le bir ekonomi zirvesi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın zirve öncesinde “İthalat-ihracat dengesi, istihdam, sanayi yatırımları ve döviz artışlarının” ele alınacağını açıkladı.
Dövizle ilgili dalgalanmaların “küresel dalgalanmalarla ilgili” olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Bildirdiğine göre “hükümetin mali disiplin politikaları” devam edecek ve “seçim ekonomisi” uygulanmayacak.
Bu gerçekleşirse ekonominin daha da fazla yük altına girmesi önlenebilir.
Toplumsal maliyeti
Seçim önceleri seçmen memnuniyetini arttırmak için uygulanan seçim politikaları geçici “ekonomik iyileşme” havası yaratsa da ülke ekonomisine ekstra yük bindirdiği için ekonomiye zarar veriyor. Devlet harcamaları, bütçe açıkları artıyor.
Sonuç, toplum açısından da uzun vadede yarardan çok zarar olabiliyor.
Mevcut hükümet kalsa da, yerine başka bir hükümet gelse de, seçim ekonomisi uygulanmadan bile ekonomiyi düze çıkarmak zor olacak, uzun zaman alacaktır.
Maliye Bakanı Naci Ağbal dün yurtdışındaki varlıkların Türkiye’ye getirilmesi için “Varlık Barışı” uygulaması getireceklerini açıkladı. Emekliye ikramiye, imar affı ve 183 milyar TL’lik alacağa yapılandırma içeren tasarı dün TBMM’de görüşülmeye başlandı.
Af ne getiriyor?
Siyasi partilerin çoğu “borçlara yapılandırma, emekliye ikramiye, işsiz gençlere maddi yardım” vaatlerinde bulunuyor.
Birçok dev şirketin “devlet bankalarından aldıkları yüksek krediler” için yeniden yapılandırma yani borçları öteleme, zamana yayma talebi olduğu açıklandı.
Bu borçları ve diğer vatandaşların 183 milyar TL’lik borçlarını yapılandırma, seçim öncesi ikramiyeleri acaba devlete nasıl bir mali yük getirecek, nasıl karşılanacak?
Şehircilik Bakanı’nın açıkladığı “26 milyon binanın yüzde 60’ında imara aykırılık, işgaller, iskanı olmaması” gibi durumlar affa alınırsa bu yanlışlar ödüllendirilmiş olmayacak mı? İzin veren belediyelere, bunları yapan müteahhitlere nasıl bir yaptırım uygulanacak?
Şehirlerimizi beton yığınlarına çevirenlerin bir şekilde bunun yaptırımıyla karşılaşması gerekir.
Yatırımlar artmalı
Bakan Ağbal, yurtdışındaki varlıklarını Türkiye’ye getirenler için yapılacak düzenlemenin “Kasım sonuna kadar dışardaki para ve altınlarını getirenler” için kolaylıklar içerdiğini söyledi.
Varlık barışından “yurt dışındaki kredi borçlarının kapatılması” yoluyla da yararlanmak mümkünmüş. Ancak, yurt dışındaki kredi borçlarının kapatılması ve diğer bazı uygulamaların bütçeye “seçim ekonomisinden farksız” zorluklar yaratmaması dikkatle hesaplanmalıdır.
Dolar artışına gelince, zirve nedeniyle dün doların 4.33’ten 4.27’ye gerilediği bildirilmişti, sevindirici bir haber…
Bununla birlikte dünyada dolar artışıyla para değeri en çok azalan ülkelerden biri olduğumuzu unutmadan para politikalarına dikkat etmek gerekiyor.