Tarih tekerrürden ibaret!
.
Eskilerin tabiri ile şuurlu insan ve cemiyet vardı; yeni tabirle bilinçli birey ve toplum... Bu, öyle kolay elde edilen bir şey değildir; emek ister, eğitim ister, zaman ister.
Cereyan eden olay ve hadiselerin ibretlik yansımaları ancak eğitilmiş toplumlarda görülebilir. Bilinçsiz toplumu, yılan, aynı delikten yüz kere de ısırır, bin kere de!..
Avrupa mezhep savaşlarını, en son 17. Yüzyılda; otuz yıl boyunca (Otuz Yıl Savaşları) yaptı ve akıtılan onca kan ve gözyaşının, sönen onca ocakların, yakılıp yıkılan onca şehirlerin sonunda; bu yüzden savaşmamayı öğrendi.
Kimse mezhebinden vazgeçmedi; karşısındakine düşmanlığı varsa bile, onu içinde sakladı ve dışa vurup eyleme dökmedi. Yakmayla, yıkmayla, öldürmeyle mezheplerinin dayatılamayacağını gördüler ve ibret aldılar.
Bilinçsiz toplumlarda ise, aynı durum (çatışma-yıkım, kan ve gözyaşı), düşmanlıkların biteviye sürmesine sebep oldu ve olmaya devam ediyor. Yani hiçbir zaman ibret alınmıyor.
Yüz yıl öncesinin oyunları aynen sahneleniyor; dekor aynı, sahne aynı, senaryo aynı; yalnız oyuncular farklı.
Daha dün, sahnelenen Irak’ın yerine bugün İran konuluyor. Efendim; İran, Irak’a benzemez; tarihin derinliklerinden gelen bir devlet gelenekleri var; aynı coğrafyayı yüz yıllar boyu sahiplenip korudular. Osmanlı bile en güçlü zamanında onlarla baş edememiş…
İbret alamadıktan ve hepsinden önemlisi kullanışlı olduktan sonra; bütün bunların hiçbir değeri yoktur. Böylesi bir durum, yani güçlü ve tecrübeli olmak; daha fazla kan ve bir o kadar da yıkım demek! Nitekim Irak’la sekiz yıl boyunca nasıl manasız bir savaşı yaptığını gördük.
ABD dün Irak’ı kullandı; silahlandırdı ve komşularına saldırttı. Sonunda gelip Irak’ı işgal etti. Irak, ne kendisinin savaştırıldığı ve sekiz yıl süren İran-Irak savaşından ve ne de Afganistan işgallerinden ibret aldı. Kendisine verilen role bodoslamasına daldı ve ülkeleri bu günkü gibi tanınamaz hale geldi.
Paramparça edilmekte olan ülkenin kaynakları, başta ABD olma üzere Batılı devletlere akıyor!
Obama döneminde ABD, aynı oyunu bu kez İran’a oynadı; onun Şii yayılmacılığına göz yumdu; o da aklı sıra Şii hilalini gerçekleştirmek hayaline kapıldı. Aynı hayalle Körfez boyunca yayılmayla yetinmeyip, Yemen’deki mezhep savaşını körükledi.
ABD’nin yeni yönetimi ise, her zamanki gibi; tavşana kaç tazıya tut diyerek, Suud’un yanında durdu ve İran’ı hedef aldı. O Suud ki, daha dün kendisine biçilen İkiz Kulelerin faturasını unutarak, ABD ile aynı büyücü küresinin etrafında buluştu. Kral ve avaneleri el ele tutuşarak, Trump’la kılıç dansı yaptı!
Yanlarına Mısır’ın kullanışlı liderini de alarak, sözde Sunni bir blokla karşıt cephe oluşturdular.
Yalnızca Müslüman kanı akıtmaya ve İslam beldelerini yakıp yıkmaya yönelik envanteri çıkarıp; yüz milyarları bulan silah anlaşmalarını imzaladılar!
Katar, tasarlanan mezhep savaşlarının yalnızca çerezinden ve bir çıbanbaşından ibaret.
Ah! İslam Alemi! Vah İslam Alemi! Sen ne büyük günah işedin ve işlemeye devam ediyorsun ki; bedel ödedikçe faturan kabarıyor?!