Maliye 100 bin eve neden giremiyor?
İstanbul’da taksi plakası 1.6 milyon TL oldu. 17.392 taksi plakası ruhsatı var. Parasal değer 27.8 milyar TL. Tanesi 278 bin TL’den 100 bin ev yapar. Maliye bu rantın kirasını çeşitli baskılarla toplayamıyor...
Maliye Bakanı vergi yüzsüzlerini açıklayınca bu kanayan yaraya parmak basma ihtiyacı duydum ister istemez. Konu bildik gibi görünüyor ancak rakamları konuşturunca gerçekten dehşet bir tablo çıkıyor karşımıza. İstanbul’un nüfusu katlanarak gittiği halde, Turgut Özal döneminden beri taksi plakası ruhsatları sabit kaldı. Kimse yeni ruhsat dağıtımına cesaret edemedi. Böyle olunca da taksi plakası fiyatı son olarak 1 milyon 600 bin lirayı gördü.
İstanbul’da tamı tamına 17 bin 392 adet taksi plakası vardır. Çarparsanız bu sayıyı şu anki plaka değeri ile 27 milyar 827 milyon liralık bir rant çıkar ortaya. Ortalama 278 bin lira değeri olan bir ev gibi düşünürseniz, 100 bin daireye denk gelir. Maliye bu yollarda giden 100 bin evden bir türlü vergi toplayamaz. Basit usulde vergilendirilen plaka sahiplerinin gayrimenkul sahipleri gibi rant vergisi ödeyeceklerine dair hazırlıklar basına yansıdı ancak sonuç alınamadı. Taksici camiasının siyasiler üzerinde öyle bir etkisi var ki, kimse onlara bulaşmaya cesaret edemiyor. Düşünün bir taksici günde ortalama 30 kişi ile muhatap olsa kelimenin tam anlamı ile ayaklı bir sosyal medya. Müşteriye hükümeti, iktidarı şikayet etse al başına bela... Siyasiler de bunu bilir ‘Taksici milletinin gönlünü hoş tutalım’ der. Küçük bir gerginlik olsa dönemin başbakanı bir taksi durağına gider çay içer gönül alır. Taksiciler de bu oyunu bilir, ona göre davranırlar.
Çarpıklık çok büyük
Taksi plakası sahibinin bir de taksisini kiraya vererek elde ettiği bir gelir vardır. 12 saatlik kiralamanın ederi 150 TL civarında. Yani 2 vardiyada plaka sahibi günde temiz 300 lira kira alır. 365 günde 110 bin lira para yapar. Bir plakanız değil de yıllık 110 bin lira kira geliri olan bir eviniz varsa 16 bin lira civarı vergi ödersiniz. Hele hele yılda 110 bin lira kazanan bir işçiyseniz ödeyeceğiniz vergi 40 bin lirayı geçer. Oysa taksici 2 bin 500 lira vergi öder. Aradaki bu adaletsizliği kaldırmaya da kimse cesaret edemez. Çünkü vergi oranları artsa plaka fiyatı düşer. 17 bin 392 taksi yetmiyor yeni ruhsat dağıtalım deseler yine plaka fiyatları düşer. Taksici milleti kızdırılmaya gelmez.
Güne 200 lira borçla başlamanın stresi
Taksici milleti derken kasteddiğim tam olarak plaka sahipleri. Bir de bu işin cefasını, çeken direksiyon başındaki kişiler var. Onların ise durumu çok vahim. Bir süre öncesine kadar araba kullanırken, trafik kuralı dinlemeyen, aralara dalan, emniyet şeridine giren, adeta bir ambulans ayrıcalığına sahipmiş gibi davranan taksicilere çok sinirleniyordum. Ancak artık sinirlenmiyorum. Sinirlenir gibi olduğumda şu aşağıda yazacağım gerçeği düşünüyorum, öfkem geçiyor: Bir taksici güne 200 lira borçla başlar. 150 lirayı plaka sahibine vermelidir. 50-60 liralık da yakıt harcar. 12 saatin sonunda 200 liranın üzerine 30-40 lira kalırsa, kazancı olur. Bu adam saate karşı yarışır. Önce plaka sahibinin sonra yakıtın parasını çıkarmalıdır. Streslidir. İş güvencesi yoktur. Plaka sahibi ‘150 lirayı 160 lira yaptım, işine gelmiyorsa bırak anahtarı git’ diyebilir. Ne ihbar ne tazminat hakkı vardır. İşte bu yüzden sinirlidir, gergindir. Oysa o, mahallesinde yaşlı teyzenin pazar torbasını taşıyan iyi kalpli adamdır. Ancak direksiyona geçince bu matematiksel gerçekler yüzünden başka bir kimliğe bürünür.