Çalışan 15 yıl beklemez, patron her ay ödemez
.
Kıdem tazminatında ‘cek’ler ‘cak’lar iyi güzel de günün sonunda iş dönüp dolaşacak iki noktada kilitlenecek.
Yeni tasarı ne yazık ki bu iki noktada ortaya net bir şey koyamıyor ve tasarı da ister istemez sakatlanıyor.
Kıdem tazminatına işçinin belli bir süre dokunamayacağı vurgulanıyor.
Ancak özellikle bakıyorum, tartışmalarda haberlerde kimse o belli bir sürenin 15 yıl olarak öngörüldüğünü yazıp çizmiyor.
Bu noktada işçi sendikalarını ikna etmek kolay değil çünkü...
Can alıcı nokta 30 gün
Bir de tabii her 1 yıllık çalışmaya karşılık 30 günlük tazminat hakkı meselesi var. Belki de tartışmanın en can alıcı yeri.
Kıdemde 30 günü muhafaza edecek bir katsayı oluşturulacak deniyor da onun bir zahmet matematiği ortaya konsun da hesaplamaya çalışalım.
Gerçekten muhafaza edebilir mi yoksa kağıt üzerinde mi kalır anlayalım...
Bunlar işçi tarafının itirazları.
Peki patron cephesi memnun mu bu tasarıdan?
O da memnun değil ki...
İşçisi için bir de her ay ödeyeceği bir kıdem tazminatı primi çıkıyor ortaya. Ki bunun maliyeti sigorta primi ile birlikte 8-9 puanı buluyor. İşverenler zaten asgari ücret artışından dolayı canının yandığını düşünüyor, bir yük daha gelsin ister mi?
Tamam kıdem tazminatı yükü Demokles’in kılıcı gibi üzerlerinde bir yük ama...
Ödemediği sürece biriken, bilançosunda görünen ancak günlük nakit akışı mücadelesinde öncelikli olarak düşünmek zorunda kalmadığı bir yük.
Her ay ödemeye başlayınca, her gün düşünmek zorunda kalacağı bir külfet haline dönüşecek.
Yani sözün kısası, yatırmak istemeyebilir, kaçınabilir...
Yaptırım yeterli mi?
İşçisinin kıdem tazminatı primini her ay düzenli olarak yatırmayan patrona vergi desteği dahil teşvik kapılarının kapanacağı vurgulanıyor.
Acaba bu yaptırım yeterli olur mu?
Patronun itiraz ettiği bir nokta daha var ki ben de patron olmamama rağmen katılıyorum.
Kötü niyetli işçinin durumu...
Mevcut durumda kendi rızasıyla işten ayrılan tazminat isteyemeyeceğini biliyor.
Oysa para her ay Fon’a yatırılınca işyerine olan aidiyet kaybolacak.
İstediği zaman çekip gitmekte çekince görmeyecek.
İşyerinde devamsızlık yaparsa, ahlaki kurallara uymazsa, suça karışırsa yine tazminatsız çıkarılma opsiyonu varken o da patronun bir kozu olmaktan çıkacak.
Bakalım bu kördüğüm çözülebilecek mi?
Ben çıkmaz diyorum ve çıkacak diyenlerle de iddialaşmayı seviyorum.
Ya bir sürü takım elbisem olacak, ya da cüzdanım hafifleyecek.