Doğu’ya Özal’ın turizme verdiği teşvikler lazım
.
Barış sürecinden umutlu olan Mithat Yenigün, “Bölgeye verilen teşvikler yeterli değil. Doğu’nun kalkınması için Özal döneminde turizme verilen teşvikler gibi özel bir açılıma ihtiyaç var” dedi.
Mithat Yenigün’ü 2 yıl önce 1907 Fenerbahçe Derneği’nin Doğu’daki çocuklar için yürüttüğü bir etkinliğinde tanıma fırsatı bulmuştum. Yenigün, Midyatlı bir işadamı. Midyat’ta büyüdüğü kasrı butik otele dönüştürdü. Otelin adı Kasr-ı Nehroz. Malum Mardin ve Midyat çok özel yerler. Midyat; Süryani, Müslüman, Zerdüşt ve Yezidiler’in yüzlerce yıl birlikte yaşadığı bir şehir. Mithat Yenigün’ün büyüdüğü sokaklar da Süryanilerle Müslümanların birlikte yıllarca komşuluk ettiği yerler. Mensubu olduğu Nehroz Ailesi 300 yıl önce bölgede kötü muamelelere maruz kalan Süryaniler’i koruyan bir aile.
Mithat Yenigün bu köklü Nehroz ailesinin son kuşak temsilcilerinden. Yıllarca Süryaniler’in Midyat’ı terk etmemesi için çaba sarfetmişler. Kürt ailelerinin sürgün edildiği dönemde onların ailesi de parçalanmış. Ailenin bir kısmı Trakya’ya gönderilmiş. Mithat Yenigün Midyat’ta büyümüş. Liseyi ve üniversiteyi İstanbul’da okumuş. Yenigün İnşaat’ın kurucusu Yenigün, uzun yıllar NATO müteahhitliği yaptı. NATO’nun dünyadaki birçok tesisinde Yenigün İnşaat’ın imzası var.
Şantiye şefliği yaptı
- Okurken çalışır mıydınız? Hayatınızda ilk parayı nasıl kazandınız?
Yaz aylarında mahallede küfür etme yasağı koyardım. Her bir küfür mesela 10 kuruş’tu. Ağzından küfür kaçıranlardan para alırdım. Lisedeyken yaz aylarında da çalıştım. Biz 7 kardeşiz. Ben 6’ıncıyım. Haydarpaşa Lisesi’nde okudum. İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’ne girdim. 1969 yılında mezun oldum.
- Hemen işinizi mi kurdunuz?
Hayır. Profesyonel olarak çalıştım. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nda kontrolör oldum. Elazığ’da Yapı İşleri Bölge Amirliği’nde çalıştım. Kısa süre sonra Diyarbakır’da Kontrol Amirliği’ne atandım. Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak bana bağlıydı. Şantiyeleri dolaşırdım. Sonra askere gittim. Askerden dönüşte de şantiye şefliği yaptım. 3.5 yıl çalıştıktan sonra kendi şirketimi kurdum. Yaptığım ilk iş Diyarbakır’da 16 derslikli bir okuldu.
- Yurtdışında ilk işiniz ne oldu?
NATO işleri dışında 1995 yılında Moskova’da iş aldık. Gazprom’un yönetim binasını yaptık. Ama biz o dönemde Erzurum ve Adana’da Amerikalıların çok işini yaptık.
- NATO dışında hangi işler belirleyici oldu?
2004’ten sonra Rusya’da büyüdük. 2007 yılında 3 büyük iş aldık. 2008 krizine 3 büyük işle yakalandık. Evet dediğiniz gibi biz yıllarca NATO işleri yaptık. 1981 yılında Amerikalılardan aldığımız iş bizim için hamle oldu. Amerikalılarla çalışarak yurtdışına hazırlandık. Ağırlığımız Rusya’da. Suudi Arabistan’da da yeni iş aldık. Rusya’da Soçi’de Eğlence Parkı yapıyoruz. Orada önümüzdeki sene kış olimpiyatları var, ona yetişecek. Soci’de geçen yıl da 500 odalı bir otel bitirdik. Eğlence Parkı ise çok kapsamlı.
‘Yenigün üssü’ derler
- Afganistan’da epeydir varsınız. Amerika çekiliyor, siz?
Afganistan’daki işlerimiz bitiyor. Amerika çekiliyor. Son işleri yaptık. Yavaş yavaş çekiliyoruz. Orada 700 milyon doları buldu işlerimiz. 9 yıldır oradayız. Hep NATO üssünde olduk. Kabil Havaalanını da yaptık. İngiliz üssünde de iş yaptık. NATO üssünün hastanesinden alt yapısına kadar her şeyini yaptık. Hatta oradaki Amerikalılar oraya ‘Yenigün Üssü’ der. Aslında biliyorsunuz bulunduğumuz bölge El Kaide’nin Üssü. Biz NATO tesisleri dışına çıkmadığımız için kötü bir şey yaşamadık. Bizim orada çok ekibimiz ve ekipmanımız var. Hepsi geri geliyor. Türkiye’den giden yöneticiler de dönüyor.
- Niye Türkiye’de yurtdışına göre daha az işiniz var?
Türkiye’de de iş yapmak istedik ama olmadı. Son 1 yıldır odaklandık. Türkiye’de iş almaya başladık. Çok firma var, rekabet fazla...
- Yeni işleriniz nedir?
İki iş aldık Türkiye’de. Biri EnerjiSA’nın diğeri de Socar işi. Yani Türkiye’de aldığımız 2 iş de özel sektörden. Devlet işlerini de takip ediyoruz. Biz Socar’ın rafineri işinde zemin düzenleme ve alt yapı işlerini yapıyoruz. Rafineri gelince zemine tam olarak oturacak. EnerjiSA ile ise Alpaslan Barajı’nı yapıyoruz. 1998 yılından bu yana baraj yapıyoruz. Üst yapı da daha ağırlıklıyız. Moskova’da 240 bin metrekarelik IKEA yaptık. Orada oteller, konutlar yaptık. Cheryabinsk’te AVM yapıyoruz. 1 milyar doları geçer bitirdiğimiz işler. Şu anda da Rusya’da 500 milyon dolarlık işimiz devam ediyor.
Acı büyük, maddi kayıp 1 trilyon doları bulur
- Barış Süreci sanırım sizi de çok umutlandırdı. Ekonomik kalkınma için neler yapılmalı?
Umutluyuz. Umarız da bu barış havası asla bozulmaz. Çok büyük rahatlama var Doğu illerinde. 40 bin ölüm oldu. Çok büyük acı. Maddi kayıp da çok. 400 milyar dolar deniliyor ama bence bu sadece barut parasıdır.
- Ne kadardır sizce?
1 trilyonu bulur. Çünkü insanlar yerlerinden oldu, göç etti. Tarım, hayvancılık, üretim durdu. Türkiye kazanır bölgede barış olduğunda. Zaman kayıpları oldu deniliyor, ama kolay olmuyor. Sabır lazım. Ölüm olmasın, o ortam korunduğunda gerisi gelir. Tarihi ve doğal güzellikleri çok bölgenin. Kalkınmaması için hiçbir engeli yok. Toplum huzura kavuştuğunda kalkınacak. Bölgeler arasında dengeleri de sağlamak şartıyla yeni destekler gelecek. Bunlar çok önemli gelişmeler.
- Kürt işadamları da yatırıma başlar mı?
Biz de Barış Süreci’nin sonucunu bekliyoruz. . Doğu illerine yatırımlar Barış Süreci sayesinde artacak. Ama bu işadamlarına destek şart...
- Beklentiniz nedir?
Teşvikler var ama yeterli değil. Özal dönemini hatırlayalım. 1983-84 yıllarında Özal, turizm teşviklerini getirdi. O dönemde 60 bin yatak kapasitesi vardı Türkiye’nin. Rodos kadardık. Şimdi 33 milyar dolar oldu turizm girdileri... Yüzde 40 hibe verilmişti o dönemde. Doğu illerinin kalkınması için. Özal döneminde turizme verilen teşvikler gibi bir açılıma ihtiyaç var.
Kentsel dönüşümle ilgileniyoruz
- Libya’dan çekildiniz. Bazı şirketler geri dönüyor. Siz?
Libya’da hastane işimiz vardı. Orada paramız da kalmıştı. Yavaş yavaş hareketlenme oldu, hastane işini de bitireceğiz orada. Bingazi Arıtması’nı almıştık o da kaldı.
- Kuzey Irak’ta işiniz var mı? Girmeyi planlıyor musunuz?
Erbil’deki Kongre Merkezi’ni de biz yaptık. Orada çok zarar ettik. Neçirvan Barzani, Mesut Barzani hepsinin farklı talepleri oldu, projeye çok müdahale oldu. Kuzey Irak’ta ilk iş yapanlardan olmamıza rağmen biz orada kendimizi başarılı bulmuyoruz.
- Kentsel Dönüşüm projeleriyle ilgileniyor musunuz?
Kentsel Dönüşüm projeleriyle ilgileniyoruz. Doğru bir iş Türkiye için. Teorik olarak çok doğru. Ancak konut sahiplerinin rant peşinde olmanın dışında sağlıklı binaya oturma talebi olmalı. Daha kuvvetli binalar yapılmalı. Şimdilik bence en büyük sorun bu.
Yıldırım ile Aydınlar’ı değil şikeyi oyladık
- Siz nasıl Fenerbahçeli oldunuz?
Haydarpaşa Lisesi Fenerbahçe’nin alt yapısı gibidir. Ağabeyim de etkiledi. NATO işleri yaparken Aziz Yıldırım’la tanıştım. Yıldırım’la beraber biz de rekor kırdık, yönetimde devam ediyoruz. Çok büyük badireler geçiriyoruz. Hiçbir takım bunlara dayanamazdı. Aziz Başkan dik durdu. Taraftar da o duruşu görünce dik durdu. Biz bu kadar suçlu olduğumuza inanmıyoruz. Futbol camiasında kimi bu kadar araştırsanız suç bulursunuz. Maalesef UEFA her aşamada aleyhimize oldu. Sonuçta adalete güveniyoruz. Kongrede biz 1 oya ihtiyaç varmış gibi çalıştık. “Bu Aziz Yıldırım, Mehmet Ali Aydınlar yarışı değil” dedik. “Bu şike var mı yok mu” oylamasıydı. Hakikaten de çoğunluk inandı ve güven verdi.
- İş ve Fenerbahçe dışında ne yaparsınız?
Fırsat buldukça tenis oynarım. Bir arkadaş grubum var, onlarla birlikte tenis oynarız.
- Çocuklarınız?
Bir oğlum, iki de kızım var... Kızlarım ikiz. Oğlum da şirkette genel müdür. Kızlarımdan biri iç mimar, biri de Avrupa Birliği (AB)konusunda uzman.