EYT’de beklenti yüksek
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) amaçlarına hiç bu kadar yakın olmamıştı. Hükümet cephesinde 2019 yılında da bir çalışma başlatılmıştı ama o çalışmadan bir sonuç çıkmadı. Seçim döneminin yaklaşması ve bakanın açıklamaları sonrasında erken emeklilik birçok çalışanın hayallerini süslemeye başladı bile.
Bu yazımızda olası bir erken emeklilik yasası çıkmadan önce çalışanların yapmaları gereken birkaç hususa değinmek istedik.
Öncelikle EYT yasası için birden çok senaryo konuşulmakta. Bu senaryolara burada değinmeyeceğim. Zira konuya ilgisi olanlar bunları ezberledi bile. Sadece şunu belirtmek istiyorum. Erken emeklilik yasası çıksa da bunun yine kademeli bir emeklilik şeklinde yasalaştırılacağı kanısındayım. 6,3 milyon olarak bilinen EYT’lilerin hepsinin aynı anda emekli edilmesi çok gerçekçi değil. Bu nedenle emeklilik yaşının 2-3 yıl öne çekilme olasılığı daha yüksek. Bu olasılık çerçevesinde EYT’lilerin bundan sonraki süreci iyi değerlendirmesi gerekiyor. Neler yapılabilir, gelin birlikte bakalım.
Emeklilikte tüm çalışma süresi dikkate alınarak aylık bağlanıyor. Emekli aylığının belirlenmesinde esas itibariyle üç ayrı dönem söz konusu. Bunlardan ilki 2000 yılı öncesi. 2000 yılı öncesi çalışmaların emekli aylığına etkisi çok yüksek. Bu dönemde SGK’ya daha yüksek kazanç bildirilmesi ve bu dönemdeki gün sayılarının fazla olması alınacak emekli aylığını olumlu etkileyecektir. Bu nedenle özellikle prim ödeme gün sayıları eksik olan EYT’lilerin 2000 yılı öncesine ait borçlanma imkânlarını değerlendirmesini tavsiye ederiz. Yurtdışı borçlanması, askerlik borçlanması ve doğum borçlanması gibi borçlanmalar alınacak emekli aylığını arttıracaktır. Aynı zamanda prim günü eksik olan EYT’lilerin kanun çıktığında beklemek zorunda kalmamaları açısından bu husus oldukça önemlidir. Emeklilik aylığının belirlenmesinde diğer iki dönem 2000-2008 arası ve 2008 sonrası dönemdir. 2000-2008 dönemi 2008 sonrasına göre daha avantajlıdır. Dolayısıyla birden fazla borçlanma imkânı olan sigortalıların borçlanmayla gün sayılarını tamamlamaları söz konusuysa belirtmiş olduğumuz sıralamaya uygun olarak borçlanmaları yerinde olacaktır.
Emeklilik aylığının belirlenmesinde çalışma hayatı boyunca ödenen primlerin hesaplamada dikkate alındığını belirtmiştik. Bu nedenle bundan sonra ödenecek primlerin de mümkün olduğunca yüksek kazançtan bildirilmesi gerekir. Bu amaçla, 4/a’lı yani hizmet akdiyle çalışanların kazanç bildirimlerinin gerçek ücretleri üzerinden yapılıp yapılmadığını kontrol etmesi, 4/b (Bağ-Kur) primi ve isteğe bağlı prim ödeyenlerin prime esas kazançlarını mümkün olduğunca yüksek göstermesi alınacak emekli aylığını doğrudan etkileyecektir.
Yine fiilen çalıştıkları halde işverenleri tarafından sigortalı gösterilmeyen EYT’lilerin hizmet tespit davası açarak bu süreleri sigortalılıklarına saydırmaları menfaatlerine olacaktır. Hizmet tespit davası sigortalının işten çıktığı tarihi takip eden yılbaşından itibaren beş sene içinde açılabilir. Bu süre geçtikten sonra hak düşümü nedeniyle dava açılamaz. Açılsa da hâkim tarafından dava reddedilir. Ancak hak düşümünü kesen nedenler vardır. Bu nedenle sigortasız geçen çalışma süreleriniz var ve üzerinden beş yıldan fazla zaman geçmiş olsa da karamsarlığa kapılmadan bu konuda uzman bir avukattan görüş almanızı tavsiye ederim. Hizmet tespit davası hem sigorta prim gününüzü, hem de prime esas kazançlarınızı arttırarak emekliliğinize olumlu katkı sağlayacaktır.
Emeklilik aşamasında en çok karşılaşılan sorunlardan biri de hizmet çakışmasıdır. Bu konuyu bu köşede daha önce ayrıntılı olarak anlatmıştık. Bu nedenle çakışma üzerinde durmayacağım. Özellikle şirket ortağı olduğunuz dönemlerde adınıza 4/a (SSK) primi yatmışsa hizmetlerinizde çakışma olup olmadığını araştırmanız gerekir. Aksi halde emeklilik aşamasında çok geç kalmış olabilirsiniz. Gerekirse bu konuda bir uzmandan destek almakta tereddüt etmeyin.
SGK hizmet dökümünüzden sigortalı bildirildiğiniz tüm ayları kontrol ederek sizin adınıza olmayan bildirimleri prim ödeme gün sürenizden düşerek emekliliğinizi planlayın.
Son olarak, emeklilikte son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde hangi kuruma daha fazla prim öderseniz o statüden ve o statünün şartlarıyla emekli olursunuz. 4/b (Bağ-Kur) emeklilik şartları, 4/a (SSK) emeklilik şartlarına göre daha ağırdır. Yine elde edilecek menfaat 4/a sigortalılığında görece olarak daha fazladır. Bu nedenle emeklilik planlamanızı yaparken fiili olarak adınıza prim ödenen son yedi senenin üç buçuk seneden (1260 gün) fazlasının 4/a’lı (SSK) olarak geçmesine dikkat edin. Özellikle isteğe bağlı prim ödeyenlerin bu hususa çok dikkat etmesi gerekir. Ancak 4/a’dan (SSK) emekli olacağım diye sahte sigortalılık tuzağına düşmeyin. Aksi halde hem emekliliğinizden, hem de paranızdan olursunuz.