“Sen arka odaya geç”
.
Vatan Haber
Sevgilisi geldiğinde kocasına,
“sen arka odaya geç” diyen kadın...
Pazar gününe damga vuran sözler
bunlardı...
Tokat gibi suratımıza çaptı.
Alışık olmadığımız, hiç duymadığımız bir durum da değildi ama yine de sarstı.
Duygularla ahlaki değerler arasında kısa bir süre de olsa gidip geldik...
Biraz da birisine hak vermeye mi
çalıştık ne?
O kısa arada herkes kendisine göre bir yorum yaptı.
Çok azı sevgiliyi...
Kimisi kadını...
Çoğunluk da kocayı eleştirdi...
Biri ona da hak verdi öteki buna...
Bazıları da üçüne birden kıydı...
Aslına bakarsanız, başroldeki adam bir başbakan olmasaydı, olay da bir kasabada geçseydi...
Ya da “sen arka odaya geç” diyen kadın değil de, bir koca olsaydı...
“Lacivert gözlü bir kadındı. Bir kere Maçka’da gördüm. Bir haziran günü güneşin en yoğun olduğu saatte gökyüzü ne kadar maviyse gözleri o kadar mavileşiyor, gece bastığı zaman ne kadar lacivert olursa o kadar lacivert oluyordu. Çok güzeldi. Hafif göğüs çatalı göstermeye meraklıydı. Seksi görünen bir kadın havasından çok sakin görünen bir şehvet fırtınasıydı. Çok güzel omuzları vardı.”
Bir kadın daha ne kadar güzel
tarif edilir ki?
Sanki onu ben de o gün, o kadını Maçka’da görmüş gibiyim. Gerçekten de çok güzel bir
kadın...
Yılmaz Karakoyunlu, Buket Aşçı’yla dün okuduğunuz söyleşisinde, Adnan Menderes’in sevgililerinden Suzan Sözen’i böyle
anlatıyordu.
Biraz sonrasında da aynı kadın için şu
ifadeleri de kullanıyor:
“Bu nasıl bir kadın?”
“Benim Adnan Bey’in ilişkilerine yönelik bir rahatsızlığım yok. Bir tabiat kendini böyle ortaya koymuş. Ama kadının kocası oradayken gitmesi... Kadının kocasına, ’sen arka odaya geç’demesi... Bu nasıl bir kadın?”
Haydaaa....
Kadının başına patladı her şey!
Anlaşılan Yılmaz Bey eleştiri hakkını kadından yana kullanmış.
Kimbilir daha kaç kişi böyle düşünüyor...
Bir tabiat kendini böyle ortaya koyuyor,
öteki tabiat tabiat değil!
Olayı tuhaflaştıran da zaten sadece kadının
o sözleri!!!
E ama o zaman da benim bir soru sormam gerekiyor:
“Ne yani? Kocası arka odaya geçmeyip,
evden çıksaydı... Ne değişecekti?”
“Hem de bizim yatağımızda!” gibi bir şey bu da...
Yani sanki başka yatakta olsa ne fark edecek?
Aslında Suzan Sözen’in kocasının, Menderes gelirken evden çıkıp, o gidince de karısının lambayı açıp kapayarak verdiği sinyalle eve döndüğü de söyleniyor.
Soğuklarda arka odaya geçiyordu herhalde!
Güzel havalarda karşıdaki parka...
Nedir yani?
Ha arka oda, ha kapının önü, ha o yatak ha bu yatak...
Fark eder mi?
Tabiat icabı yani...