‘Racon kesen vesayetçi bir yapıya dönüşür’
Bakan Hayati Yazıcı’dan AYM’nin ‘yürütmeyi dudurma’ kararlarına eleştiri...
Durdurma kararlarının iyi tarafının ‘tıkanma olursa açması’ olduğunu ifade eden Yazıcı, “Kötü tarafı, her şeye müdahale eden, racon kesen vesayetçi bir yapıya dönüşür” dedi.
Son dönemdeki kararlarıyla gündemden düşmeyen Anayasa Mahkemesi’ne, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’dan tepki ve eleştiriler geldi. Yazıcı, VATAN’ın sorularını yanıtladı:
- Twitter’la ilgili AYM’nin kararı size göre doğru mu?
Anayasa Mahkemesi, Yekta Güngör Özden’in başkan olduğu dönemde hiçbir yasada düzenlenmediği halde yürürlüğün durdurulması uygulamasını başlattı. Oysa hiçbir kanunda öyle bir yetkisi yok. O gün bugündür yürürlüğün durdurulması kararı veriyor. Bunun demokratik parlamenter rejimde iyi tarafı da var, kötü tarafı da. İyi tarafı, tıkanmalar olursa açabiliyor.
- Kötü tarafı nedir?
Kötü tarafı, her şeye müdahale eden, racon kesen vesayetçi bir yapıya dönüşür. Böyle baktığımızda önümüzde değerlendirilmesi gereken iki karar var: Biri hükümlü tutukluluklarla ilgili, diğeri Youtube, Twitter’la ilgili olan. İlk kararı anlıyorum. Elbette yargılama uzun sürmemeli. Gerekçeli karar yazılmadı, süre uzadı ve hükmen tutuklu olanlar başvurdu. Burada bir tıkanma vardı. Mahkeme orada tutukluluğuna ilişkin itirazı bir şekilde karara bağlasaydı, AYM bu kararı veremeyecekti. Yani o kararın bir mantığı var, çünkü düzenleme boşluğu görünüyor.
- Twitter kararının ne farkı var?
Twitter, Youtube önemli mecralar, sosyal medyanın otobanları. İnsanlar hızlı, değişik arabalarla buradan geçiyorlar. Bu örnekten gidersek; bir kaza olmuş. Adam vurmuş, kırmış... Otobanı da twitter’ın sahibi işletiyor. İşleticiye, ‘Sorumlu olduğun otobanda kural dışı kullanma var, kaza var. Bunları kaldır’ diyorsun ama o kaldırmıyor.
- Otoban tıkanıyor...
Aynen öyle. Hasarlı araç, yaralı insan var ama kaldırmıyor. ‘Kaldırmıyorsan trafiği durduruyorum’ deniliyor. Bu koruyucu önlemdir. Twitter o hasarlı araçları otobandan çekerse trafik akışı başlar. Yani TİB bunu açmak zorunda ve açar. Özetle; o mecrada hareket eden bazı insanlar diğerlerinin kişilik haklarına saldırı teşkil edecek üretimler yaptılar. Bu kişiler idare mahkemesine gitmiş. Ama bu arada birileri de hiç bu yollara başvurmadan doğrudan AYM’ye başvurmuş.
- AYM o trafiği açamaz mı?
Kurum ve kuruluşların görev ve yetki alanlarının kanunla belirlenmiş olması hukuk güvenliğinin gereğidir. Anayasa’da ‘kanuni yollar tüketilemeden bireysel hak başvurusu yapılamaz’ deniliyor. ‘Uzardı’ deniyor. O zaman kanun değişikliği yapılacak, kısaltılacak. Yoksa kanun koyucunun yerine geçerek, bir mahkeme süreleri kısaltamaz, kısaltmaması lazım. Eleştiri getirebilir, ‘Düzenlenmeye muhtaç’ diyebilir. Mahkeme bir şey daha yapmış ve icrai nitelikte bir karar vermiş. Ama vermemesi gerekiyor. ‘İhlalin ve sonuçların ortadan kaldırılması için TİB ve Ulaştırma Bakanlığı’na gönderilmesi’ diyor. Bu icrai nitelikte karar vermektir. ‘Anayasa’nın 26. Maddesi’nde güvence altına alınan ifade özgürlünün ihlali olduğuna’ vurgu yaparsınız, bu doğru olur. Ama ötesine geçip icrai nitelikte bir hüküm vermek doğru değil. Üstelik Anayasa’nın 26. Maddesi’nin ikinci fıkrası da dikkate alınmamış.
‘Yargıçlar kararlarıyla konuşur’
-Başbakan’ın ‘saygı duymuyorum’ sözlerine Başkan Kılıç ‘duygusal’ yorumu yaptı....
Keşke yargıçlar hiç konuşmasa. Benim bildiğim yargıçlar kararlarıyla konuşur onun dışında konuşmazlar. Birilerine cevap vermeye kalkışmaz, cevap vermek için koşturmaz, uğraşmazlar. Hukukta hakimlerin kararları; gerekçeleridir. Ne söyleyecekse orada söyler. Bir şey diyecekse, pozitif hukukla yanıt vermesi gerekir. Kanun koyucu 1 ay süre veriyor. O bir ayın herhangi bir aşamasında uygulamayı yapar. AYM ‘Hemen uygula’ diyor. Neye göre ’hemen’? Belki kanun koyucu düzenlemede yapacak bundan sonra, ‘Hak ve özgürlüğe ilişkin olması durumunda derhal’ diyecek. Buna dikkat çekebilirsin ama bu alanda bir boşluk görüp bir de kendin doldurmaya kalkarsan o zaman sıkıntı olur.
-AYM o çok eleştirdiğiniz eski haline mi döndü?
Öyle bir kıyaslamaya girmiyorum. Demokrasi çıtasını mahkemeler de içtihatlarıyla yükseltir. Ama çıtayı yükselteceğiz derken pozitif kuralları yok sayamazsınız. Üstelik sosyal medya mecralarına ilişkin bu uygulamalar ilktir. Prosedürler gerçekleşirken kurumların zıt düşecek konumlara girmemesi gerekir. Şunu da merak ediyorum; Twitter’la ilgili tedbir almış o vatandaşlar -ki ben olsam öyle yaparım- AYM’ye başvursa ne karar verecekler? 15, 20 kişi var bu durumda. O insanlar AYM’ye, ‘Biz Türkiye Cumhiriyeti mahkemelerinden bu kararı aldık, tebliğ ettik ama infaz edilmiyor hala yayınlanmaya devam ediyor. Benim hak ve özgürlüğüm ihlal edilmiştir. Hakkımı koruyun’ derse, ne diyecek?
‘Sosyal medya otobanları’
Twitter ile YouTube için ‘sosyal medya otobanları’ benzetmesi yapan Yazıcı, “İşleticiye kaza var, kaldır diyorsun, kaldırmıyor” diye konuştu.