Twitcem’ler
Gündemi yine twittler yönlendiriyor. İşte haftanın Twittcemleri...
* Hadise ‘Kırık Kalp’ hastalığına yakalanmış. Biten aşkının verdiği üzüntüden dolayı kalbi teklemiş. Palavra! Böyle bir hastalık olsaydı dünyada sağlam insan kalmazdı.
* G-string giymek köşe yazarı XL Rahşan’ın içinde ukde kalmış. Bence hiç dert etmesin. G olmuyorsa H-string denesin.
* Canlı Para yarışması tam 4.5 saat sürüyormuş. Yani canlı para veriyorlar ama verene kadar da izleyiciyi gebertiyorlar.
* Ünlülerle televizyonda program yapmak bayatladı. Çünkü dönüp dolaşıp aynı isimleri ekrana çıkarıyorlar.
* Angelina Jolie ve varisi gösterilen Megan Fox, çarpıcı güzeliklerinin faturasını çok kötü filmlerde ve rollerde oynayarak ödüyorlar.
* Fatmagül’ün Suçu Ne dizisinin bilgisayar oyunu çıkmış, millet deli gibi oynuyormuş. İşte size ne kadar abesle iştigal ettiğimizin en canlı kanıtı!
* Ders sırasında tuvalete gitmek isteyen kız öğrencisine “Türklerin hiçbir hakkı yoktur” diyerek izin vermeyen ırkçı Alman öğretmenin sınıfının ortasını pisletmek ve sonra da pisliği ona temizletmek iyi bir ders olurdu.
* Ali Ağa durmak bilmiyor. İstanbul’un adı yakında ‘Ağaoğlu City’ olarak değişirse şaşmam.
* Wikileaks skandalında diplomatların gizli dosyalarına tecavüz eden ‘Bay Sızıntı’ Julian Assange’nin İsveçli iki kadına tecavüzden tutuklanması ne kadar büyük bir tesadüf.
* Yılbaşı gecesi en ucuz eğlence televizyonda banttan yayınlanan zorlama eğlence programlarını izleyip eğleniyormuş gibi yapmak. Dışarısı pahalı!
* Erman Toroğlu’nun konuşma tarzı tam kahve ağzı. Hatta kahvelerde bile daha ölçülü ve kibar konuşuluyor artık. Biber sürseler düzelir mi acaba?
* Bu memlekette Başbakan şahsen devreye girmeden bir iş bitmediği sürece biz maalesef olduğumuz yerde saymaya devam ederiz.
* Her soyadının bir benzeri vardır. Örneğin şarkıcı Faruk ile pornocu Şahin K gibi. Peki Behzat Ç’ninki hangisi?
* Ekranlarda boy gösteren Burcu Esmersoy ve benzeri sunucu güzeller bile futboldaki küfürlere ve magandalığa son veremediyse hiçbir şey veremez.
* Fotoğraflar bana sesleri çağrıştırmaya başladı. Tarihçi Murat Bardakçı’nın fotoğrafından hırıltılar, sunucu Saba Tümer’inki de sanki kahkahalar geliyor.
* M. Ali Erbil’in cemevindeki tövbesi kabul görmemiş. Bazıları herhalde ‘Lig gibi televizyon da uzun bir maraton. Önümüzdeki gaflara bakalım’ şeklinde düşünüyor.
* Gazeteci Abdurrahman Dilipak, Müjde Ar’a hakaret ettiği gerekçesiyle para cezasına çarptırılmış. Abdurrahman Bey’in dili soyadındaki kadar temiz kalsa bu cezayı yemezdi.
* İtalya Başbakanı Berlusconi kavga, aldatmaca ve milletvekillerini satın almayı seçerek güvenoyu almış. Bana bunlar hiç yabancı gelmiyor. Bu adamın kanına işlemiş olmayalım?
* Beşiktaşlılar o kadar çok yabancı futbolcu aldı ki takımın içinde yerliler yabancı kaldı!
* Popçu Yelda, pilatesçi Ebru Şallı için “Üfürükçü hoca gibi spor yapıyor” demiş. Demek spor yaparken ‘püf püf’ sesler çıkartarak nefesini verenler popçular göre üfürükçü oluyor.
* Kemal Kılıçdaroğlu parti liderinden çok müfettişe benziyor diyenler, aslında Kemal Bey’e en büyük komplimanı yapıyor.
* TOKİ, Seyrantepe Stadı’nı daha açılmadan üstlenmiş. Bu stat bizim diyorlar. Alsınlar tepe tepe kullansınlar, nasılsa GS’nin şu anda hiçbir statta oynayacak hali yok.
* Mehmet Barlas, “Uzman gazete okurunun en büyük niteliği ‘Dedikodu’ ile ‘Haber’ arasındaki farkı ayırabilmesidir” demiş. Demek ben uzman değilim. Her dedikoduyu haber sanıyorum!
* Siyasi bir zirveye ev sahipliği yapan Süleyman Demirel sayesinde eski başbakanlardan Mesut Yılmaz ve DP lideri Hüsamettin Cindoruk tekrar ortaya çıktı. Sıra Erkan Mumcu ve Hüsamettin Özkan’da!
En iyi yabancı diziler top ten
Hawaii Five O: Yıllar önceki efsane dizinin yeni versiyonu. İlk sezonunda ve 9’uncu bölümde. Manzara ve aksiyon müthiş.
Damages: Deneyimli oyuncu Glenn Close, istediği sonucu elde etmek için sınır tanımayan bir avukat rolünde harikalar yaratıyor. 3 sezonu birden en baştan izlemek gerek.
Outlaw: Latin aktör Jimmy Smitts’in idealist bir avukatı oynadığı ve mahkeme sahneleriyle beğeni toplayan dizi henüz birinci sezonunda ve 8’inci bölümde.
Blue Bloods: Polis şefi rolündeki ünlü aktör Tom Selleck ve tümü kanun adamı olan ailesi elele suçlulara karşı mücadele ediyor. İlk sezon 9’uncu bölümde.
The Walking Dead: Yaşayan ölüler ve yaşam savaşı veren canlılar. Vejetaryenlere göre değil. Birinci sezon 5’inci bölümde.
The Event: Kayıp kız arkadaşını ararken insanoğlunun kaderini değiştirecek sırlar ve komplo durumlarıyla karşılaşan adamın heyecan dolu öyküsü. İlk sezonda 10 bölüm oynadı.
Dexter: Televizyonun bence en iyi dizisi. Senaryo mükemmel. Başta Dexter rolündeki Michael C. Hall olmak üzere oyuncular da rollerinin hakkını veriyor. Her sezon daha iyi oluyor. Nitekim 2011 sezonu için şimdiden yenilendi bile.
No Ordinary Family: ‘The Shield’ isimli polisiye dizinin yıldızı Michael Chiklis süper güçlere sahip bir ailenin babası rolünde. Sempatik bir dizi. Hemen kanınız kaynıyor.
Boardwalk Empire: Usta yönetmen Martin Scorcese ve Entourage isimli dizisinin yapımcısı aktör Mark Wahlberg’in Amerika’daki depresyon günlerinde Atlantic City’deki mafyanın marifetlerini gözler önüne seren süper bir mini dizi.
Chase: Kötüler kaçıyor. İyiler kovalıyor. Dizide heyecan ve aksiyon bitmiyor. Kötü adam karakterlerini öyle kötü yapmışlar ki yakalansınlar ve cezalarını bir an önce çeksinler diye sabırsızlanıyorsunuz.