Tehlikeli düetler
Canım Türkiyem
İki ünlü şarkıcı Mustafa Sandal ile Gülben Ergen’in ‘Şıkır Şıkır’ isimli parçayla yaptıkları düet tatsız bitti. Musti, Ekim ayında çıkaracağı yeni albümüne koymayı hazırlandığı şarkının remixini kendisinden izinsiz albümüne koyan Gülben Hanım’a çok kızmış. “Benden izin alması gerekiyordu. Bana ait bir şey benden habersiz çalındı. Buna düpedüz hırsızlık denir... Artık konu mahkemeye taşınacak” demiş. Mustafa Sandal gerçekten bu lafları ettiyse kendi yaptıklarından ders aldı demektir. Bir Yunan şarkıcısının parçasını birebir kopyalayıp kendi bestesi gibi piyasaya sürmemiş miydi? Popçu Dilek Budak’a şöhret kapılarını açan ve kariyerinin temelini atan ‘Aşka Yürek Gerek’ parçasını alıp Natalia diye güzel bir Yunanlı ile seslendiren yine bizim Musti değil miydi?
Başkasının emeğini kendi çıkarları doğrultusunda değerlendirmek şık değil. Gülben Hanım, bilinçli olarak böyle bir şeye tenezzül edecek bir kadın değil. Herhalde aralarında bir yanlış anlama oldu. İkisi de albümlerinde aynı parçayı yorumlasa parça değerini yitirmez. Sesleri, tarzları çok farklı. Belki yanılıyorum ama bu kadar büyütülecek bir olay değil gibi geldi bana. Bundan sonra biriyle düet yaparken bile iyi düşüneceksin. Ya sonra başıma bir iş açılırsa diye. Herkes Ferhat Göçer değil. Önüne gelenle düet yapsın gül gibi geçinip gitsin. Tehlikeli düetler devri başladı kimse farkında değil.
Hepimiz Fenerliyiz!
“Bir gün herkes FB’li olacak” lafına her GS’li gibi ben de sinir olurdum. Meğer doğruymuş! Bugün FB’nin içinde bulunduğu üzücü durum sadece kendi taraftarlarının değil hepimizin sorunu olmalı. Hep birlikte empati yapalım ve kendimizi bir an için FB’lilerin yerine koyalım. Suçlanıyorsun ama suç işleyip işlemediğin veya ne suç işlediğin tam net değil. Başkanın, yöneticin, efsane bir futbolcun tutuklanmış ne zaman serbest kalacakları belli değil. Önce Şampiyonlar Ligi’ne katılıyorsun diyorlar sonra da men ediyorlar. O zaman bir alt lige düşürün diyorsunuz onu da kabul etmiyorlar. Yazılı müracaat edin ki sonra bizi dava etmeyin diyorlar. Vay uyanıklar diyorsunuz ceza yiyorsunuz. Yürüyüş yapmak ve dünyaya sesinizi duyurmak istiyorsunuz. UEFA tarihin en büyük cezasını verecek diye sizi sindiriyorlar. Kaderinizle baş başa kalmış kara kara düşünmekten başka yapacak hiçbir şey kalmıyor. Elinizdeki oturmuş kadro dağılıyor. Yok fiyata yabancılar gidiyor. Kalanların yüksek ücretlerini ödemekte zorluk çekiyorsunuz çünkü paranın musluğu kesilmiş. Borsada değeriniz düşmüş. Moraller sıfır. Yönetim sallantıda. Tam birileri çıkıp da yardım elini uzatsa dediğinizde ‘Hiç ışık yok’ diyorlar. Şimdi bu zamanda hepimiz FB’li olmayacağız da ne zaman olacağız? Fenerbahçe bu ülkenin takımı Fenerbahçe hepimizin kulübü değil mi? FB’siz bir GS, BJK, düşünülür mü? En önemlisi bugün FB’nin başına gelenler yarın başka bir kulübün başına gelemez mi? İşte onun için kenetlenmeliyiz ve Fenerbahçe’ye destek olmalıyız.
Kadınlar ve kasırgalar
Genelde kasırgalara kadın isimleri veriliyor. En korkuncu New Orleans’ı yerle bir eden Katrina faciasıydı. Daha sonra Rita, Tammy ve Wilma gibi daha az zararlıları geldi... Son olarak New York’u tehdit eden Irene kasırgası 2017 yılında bambaşka bir kasırganın ismi olabilirmiş. Feminist örgütlerin tehditlerinden sonra 1979 yılından sonra erkek isimleri de kullanmaya başlamışlar. Bence erkek isimlerinden kasırgaları tanımlamak gerçekçi olmuyor. Hugo’dan kasırga mı olur? Tolga Garipoğlu akla geliyor. Kasırgalara verilen erkek isimlerinden Bob, Lenny komedyen ismi gibi. Hope ve Bruce da soyadlarıydı. David ise yakışıklı bir topçu. Andrew gay ismi gibi. Vince İtalyan çakması. Stan my man’de insanın kankası. Kasırga deyince duyan ismiyle değil cismiyle de korkacak... İsimleri ne kadar masum olursa olsun kadınlar kasırga gibidir. Kafaları bozulup bir esmeye başlarlarsa önlerinde kimse duramaz. Yıkıp, geçerler. Bu dünyada bir kadından daha fazla korkulacak bir yaratık yoktur. Bilmeyenlere duyrulur. Kadınları çok severim. Dünyanın onların üstüne kurulduğuna inanırım... Bir kadının tepesi attığında etrafına vereceği zararın yanında çoğu kasırganınki hafif kalır. Belki can almazlar ama almaktan beter ederler. Saçmalamayı bıraksınlar kasırga isimlerini sadece kadın isimlerinden koysunlar. Yoksa kasırganın ne inandırıcılığı ne de ciddiyeti kalır!