One Father Turkey
.
‘Survivor’da ortalık iyice kızışmaya başladı.
Medeniyetten uzak ıssız bir adada kalma süreleri uzadıkça yarışmacıların arasındaki gerginlik artıyor.
Açlık kafaya vurdukça her geçen gün daha agresif ve sinirli oluyorlar.
Ödül için oynadıkları saçma sapan oyunları fazlasıyla ciddiye almaya başlıyorlar.
Gruplaşmalar, dedikodular, atışmalar, tartışmalar doruğa yükseliyor.
Bu yıl yine ‘Ünlüler’ ve ‘Gönüllüler’ diye iki takıma ayrılmış vaziyetteler.
Ancak gönüllülerin de adadan ünlü olarak dönmeleri işten bile değil.
Onlar da zaten bunun farkında.
Ellerine geçen fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorlar.
Sivri çıkışlar yapıyorlar.
Baksanıza önceki akşam yayınlanan bölümde kazandıkları bir oyun sonrasında “Bir baba hindi, ünlülere girdi” diye tezahüratta bulunmuşlar.
Formdalar yani!
Her ne kadar modası geçmiş bir tezahürat şekli olsa da bir baba hindi hep etkilidir.
Ünlüler cephesinde Yılmaz Morgül, nam-ı diğer ‘Purple Rose Robinson’ formunun zirvesinde.
Ünlü şarkıcının Amerika’da bir sevgilisi varmış.
Yarışma biter bitmez New York’a gidip onunla hasret giderecekmiş.
Purple Rose Robinson meçhul sevgilisine ‘arı sütüm’ diye hitap ediyormuş.
Sizin anlayacağınız orijinal ismiyle yayınlanan ‘Survivor’da, ünlüler cephesinde son durum İngilizcesiyle: ‘Bee Milk’
Gönüllülerde de: ‘One Father Turkey’
Böyle komşu dostlar başına
Demet Akalın şanslı kadın.
Herkes ona hediye vermek için yarışıyor.
Eşinin bu konudaki cömertliği dillere destan oldu.
Çünkü Demet verdiği her hediyeyi gururla gösterdi.
Tektaş yüzükler, pahalı saatler filan onları çoktan geçtik.
Son gördüğümüzde yerde oturmuş timsah derisi ‘marka’ bir bavula sarılıyordu.
Şimdi de komşusu büyük bir jest yapmış.
Hediye almayı çok seven Demet’e tektaş, eşine de ayıp olmasın diye kol düğmesi hediye etmiş.
Genelde komşulardan arada bir şikayet, yılda bir kez de aşure gelir.
Demet’inki tektaş yolluyor.
Böyle komşu dostlar başına!
Çağla’nın üç kuruşluk elbisesi
Çağla Şikel güzel olduğu kadar son derece havalı bir kadın.
Mankenlik yaptığında düzgün fiziğiyle podyumda hemen ön plana çıkıyor.
Sokakta dolaştığında, bir yere gittiğinde anında dikkatleri üstünde topluyor.
Durum böyle olunca da görünümüne giyimine önem vermek zorunda kalıyor.
Çağla “Bir elbiseyi ikinci kez giysem her yerde çok konuşulur. Ama kıyafete çok para vermiyorum. Üç kuruşluk elbiseler giyiyorum” demiş.
Allah kendisine boy, pos vermiş.
Üç kuruşluk elbise giyiyor.
Üstünde pahalı gibi duruyor.
Günümüzde birçok ünlü ve sosyetik kadın gardrobuna servet harcıyor.
Ama giyinip kuşandıklarında, Çağla, üç kuruşluk elbisesiyle onları gölgede bırakıyor.
Sonuç olarak bir Çağla Şikel gibi üstünde taşıyabileceksen,
Üç kuruşluk elbise yeter de artar bile!