O piti piti ‘Nil wendy’
.
En sevdiğim masal kahramanım büyümeyi reddeden, Peter Pan’dır.Ben de Peter Pan gibi kendimi hep haylaz bir çocuk olarak görürüm. Peter Pan, ‘Neverland’(Varolmayan ülke)adında hayali bir adada yaşar. Neverland’de yaşayanların özelliği sonsuza dek genç kalabilmeleridir. Peter Pan’ın en iyi arkadaşı Wendy’dir. Yaşı tam olarak bilinmemesine rağmen 12 veya 13 olarak tahmin edilir. Wendy, Peter Pan’ın aksine sonunda büyümeye karar verir ve Londra’ya taşınır. Açık hava konserine sahneye salıncak üstünde elinde gitarıyla çıkan, kafasında koca kulaklı tavşan başlığı olan Nil Karaibrahimgil bana Peter Pan öyküsündeki Wendy’i hatırlattı. Güneş gözüğü olsa efsane Energizer reklamındaki pembe tavşanı hatırlatırdı. Müzisyen bir babadan dünyaya gelen Nil, 12 yaşında ‘I see clouds rain is coming’ (Bulutları görüyorum, yağmur geliyor) diye bir besteyle müzik hayatına atıldı. Aradan 26 yıl geçti, reklamlarda Özgür Kız oldu, ünlü oldu, evlendi, çocuğu oldu, ama şarkılarında, konuşmalarında, yazılarında, giyiminde, halinde, tavrında Nil’in kendine özgü ‘o piti piti karamela sepeti terazi lastik cik cik cik’ çocukumsu duruşu değişmedi. Nil de Wendy gibi Neverland’den ayrıldı ve bir metropole taşındı.‘O piti piti Nil Wendy’ olarak hayatına devam ediyor.
TOPUK KURBANI BURCU
Kadınlar yüksek topuklu ayakkabılar giyerek boylarını diledikleri kadar uzun gösterebiliyorlar. Erkeklerin böyle bir şansı yok. Gizli topuklu pabuçlarla üç, bilemedin dört santim uzun gözükebiliyorlar. Kadınlarda ise tavan yok. Ama boylarını tavana kadar uzatan gökdelen topuklu ayakkabılar var. Birlikte sunduğumuz yarışma programında 20 santim topuklu giyen Burcu Esmersoy’un yanında beyaz gömlek ve siyah pantolonumla‘penguen’ gibi kalmıştım. Çeşme’de Ozan Doğulu’nun Burcu’nun yanında fotoğrafını görünce aklıma geldi. Ozan zaten ufak tefek bir adam ama onun yanında daha da ufacık tefecik kalmış. Orta boylu erkeklerin ortak derdi nedir biliyor musunuz? Zaman zaman hepimiz ‘topuk kurbanı’ olabiliyoruz!
BU ‘STAR’ ZOR ‘RİSE’ EDER
‘Rising Star’ (Yükselen Yıldız) isminde yeni bir televizyon yarışması başladı. ‘O Ses Türkiye’nin yazlık versiyonu gibi.
Zaten yapımcısı ve kanalı da aynı. Jüride Mustafa Sandal, eski can düşmanı yeni kankası Gülben Ergen, Demet Akalın ve M.F.Ö’nün ortası yani Fuat’ı var. Bundan daha uyumsuz bir dörtlüyü isteseler bulamazlardı. Ayrı ayrı baktığınızda belki hepsi tatlı ve karizmatik gelebilir.
Ama nedense beraber 'selfie' çekerken bile sempatik değiller. Memlekette ne yetenek ne yıldız kaldı ama yarışmalar devam ediyor. ‘Rising Star’ın ise nereye kadar devam edeceği belli değil. Çekimler deseniz şahane. İçeriği tam takır kuru bakır. Ses yarışmalarının ‘Ütopya’sı gibi. Bu ‘Star’ zor ‘Rise’ eder!
KENDİNLE KONUŞMANIN YARARLARI
Kendi kendine konuşanların psikolojik sorunları olduğuna inanılırdı. Hatta kendisiyle konuşanlara halk arasında resmen ‘deli’ denirdi. Meğer bir bildikleri varmış. Uzmanlar artık ‘Kendinle konuş stresten kurtul’ diyorlar. Kişi kendi kendine konuşurken durumun farkındaysa stres azalıyormuş. Bu mantığa göre her gün arabasının içinde trafikte boğuşanlar kendileriyle konuşurlarsa stresten kurtulabilirler. İkizler burcu olduğumdan ben zaten konuşmadan duramam. Onun için radyocu oldum. Kimseyi bulamadığımda da sürekli kendi kendime konuşurum. Bundan çok da mutluyum. Çünkü her sorduğum soruya hep duymak istediğim cevabı alırım. Size de tavsiye ederim. Stres mi dediniz? Kendinle konuş, kendini dinle. Gerisi hikaye!