Kim ne olabilirdi?
Ünlülerimizi oldukları gibi seviyoruz ama...
Ünlülerimizi oldukları gibi seviyoruz. Hepsinin yeteneği ayrı ve tartışılmaz. Ancak şimdi başka bir iş yapıyor olsalardı onlara ne yakışırdı?
İşte ünlüler ve en iyi ne olabilirlerdi...
Yalın: İzci. Çocuksu ve masum yüzü hayat boyu izcilik yapması için ideal.
İbrahim Tatlıses: Müteahhit. Sanki müteahhitlik için biçilmiş kaftan.
Ajda Pekkan: Falcı. Hem fala inanıyor hem de ileriyi çok güzel görebiliyor.
Hülya Avşar: Başbakan. Müthiş politik içgüdüsü Tansu Çiller’i bile sollar.
Demet Akalın: Boksör. Her an herkesle dövüşe hazır, bir eldivenleri eksik.
Cem Yılmaz: Sigorta satıcısı. Ağzı iyi laf yapıyor. Sempatik. Eskimoya buz satabilir.
Ömür Gedik soyunsun!
Sinema eleştirmeni Ömür Gedik çok hoş ve havalı bir kadın. Hayvanat bahçelerindeki hayvanların ne kadar savunmasız olduğunu daha iyi hissetmek için Taksim’in göbeğinde soyunup kendini bir kafese kilitleyebileceğini yazmış. Bu eylemi sonuna kadar destekliyorum. Taksim’in göbeğinde soyunsun... İnsan kılığında Taksim’de dolaşan bazı yaratıklardan kendini korumak için de kendisini sağlam bir kafese kilitlesin. Anahtarı da sevgilisi ünlü şarkıcı Ferhat Göçer’e versin. Ferhat da kafesin dışında “Biri Bana Gelsin” şarkısını söylesin. Bakın bir daha hayvanlara kimse kötü davranıyor mu?
Cengiz’in ünlü takıntısı
Gazeteci, televizyoncu ve köşe yazarı arkadaşım Cengiz Semercioğlu’nun vazgeçemediği bir ünlü takıntısı var. Ajda ile yemek yemesinden, Şahan’ın teknesine davetli olmasına kadar hepsini her fırsatta köşesinden okurlarıyla paylaşıyor. Neden? Çok mu önemli bu ünlülerle haşir neşir olmak? Bence tam tersi. Samimi olduğun ünlüleri yazarsan sonra bir vukuatları olduğunda onlar hakkında tarafsız kalamazsın. Kalsan bile kimseyi inandıramazsın. Takıntıyı boşver Cengiz’cim. Artık sen de ünlüsün!
Polat’ın en rahat zamanı
Galatasaray kulübünün içi kaynıyor. Başkan Adnan Polat “Galatasaray’ın duruşuna, asaletine yakışmayan şeyler oluyor. Birkaç Galatasaraylı bizleri ciddi şekilde rahatsız ediyor” diye bir serzenişte bulunmuş. Hiç şikayet etmesin. Bugünler onun ve yönetimdeki arkadaşlarının en rahat zamanı. Hele bir Süper Lig ve UEFA maçları başlasın. Aldıkları sonuç geçen seneki gibi hüsran olursa işte esas o zaman birkaç değil, milyonlarca Galatasaraylı yönetimini ciddi şekilde rahatsız edecek!
Yumuşak futbolcular
Alman Milli Takımı Kaptanı Michael Ballack’ın menajeri Becker, “Löw’ün oyuncuları hafif ve zarif oynuyor. Bu cinsel tercihleriyle ilgili olabilir” diye ortalığı karıştırmış. Eşcinsel futbolcuların yeterince sert olmadığını ima eden Becker’in açıklamasını Alman Teknik Direktör Löw “seviyesiz” olarak değerlendirmiş. Bence hem seviyesiz hem saçma. Becker, ne zaman eşcinsellere karşı top oynamış da onların yumuşak olduğuna karar vermiş? Hollanda’nın şampiyonluk maçındaki sert futbolu ise çok çirkindi. Almanlar yumuşak, Hollandalılar da “erkek dediğin böyle olur” havasındaysa ben iyi bir futbolsever olarak Almanları izlemeyi tercih ederim!
TAVSİYELER
* Telefonu açtığınızda karşınızdaki ses “Size hangi isminizle hitap etmemi istersiniz?” diye soruyorsa “Hiçbiriyle” deyip hemen kapatın. Aksi halde istemediğiniz bir şeyi satın almak zorunda kalabilirsiniz!
* Yıldırım nikahı ile evlenenler sürünmeli bir boşanma ile ayrılabiliyorlar onun için evlenirken acele etmeyin!
* Teknesi olan arkadaşlarınızı kış ayından ayarlamaya başlayın ki yazın yaya kalmayın!
* Bir futbolcu sakatlanma tehlikesi geçirdiğinde mesela “Emre korkuttu” diye yazdıklarında gerçekten korkuyorsanız acilen bir psikoloğa görünün!
* “Evcilik Oyunu” adında bir televizyon yarışmasına katıldığınızda kendinizi rolünüze kaptırıp partnerinize aşık olursanız Pazar Sürprizi’nin sunucusu Mert Öğün gibi hüsrana uğrayabilirsiniz. Televizyonun yapmacık olduğunu unutmayın.
* Daha önce hiç tanımadığınız biri kayaların üstüne lazerle sizi sevdiğini yazıyorsa bu sizi sevdiği anlamına gelmez. İstediği anlamına gelir!