İmam nikahı deyip geçmeyin
.
Oyuncu fotomodel Ceren Hindistan, 1.5 yıl önce imam nikahıyla evlendiği eşinden bir kız çocuğu sahibi olmuştu.
Doğum yaptıktan sonra resmi nikahta ısrar ettiği için birçok kez ayrılıp barışmıştı.
Sonunda ipleri koparmışlar.
İlişkilerine noktayı koymuşlar.
Ceren, resmi nikahı olmamasına rağmen imam nikahlı eşinden İstanbul’da lüks bir daire ve ayda 5 bin lira nafaka karşılığında ayrılmış.
Şanslı kadınmış.
Çoğu kadın; resmi nikahla yıllarca evli kaldığı, uğruna saçını süpürge ettiği, çocuk veya çocuklar yaptığı, hayatının en güzel senelerini verdiği eşinden boşandığında bu imkanları bulamıyor.
Asıl önemli olan ne şekilde değil, yaşamınızı kiminle birleştirdiğinizde mi dersiniz?
İmam nikahı deyip geçmeyin!
Candan’dan şansonlu yemekler
Candan Erçetin evinin mutfağında yemek yapmaktan, misafir ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyormuş.
Müzik ile yemeğin insanların birbirleriyle bağ kurmasını, duygularını paylaşmasını sağladığına inanıyormuş.
Candan kariyeri boyunca insan hayatını konu alan şarkılarıyla takdir edildi.
Kendisi Fransızcayı çok iyi bilir.
Her şanson bir hikaye anlatır derler.
Candan’a da bizim damak tadımıza uygun Fransız yemekleri yapmak yakışır.
Menünün açılış şarkısı, Jacques Brel’in beni bırakma anlamına gelen meşhur ‘Ne Me Quitte Pas’ eseri olabilir.
Kimse kolay kolay yerinden kalkıp gidemez!
Dalida, Gilbert Becaud, Georges Moustaki, Charles Aznavour, Jeane Manson’un şarkılarını seslendirdiği müzikal bir ziyafet.
Tatlısı bile hazır.
Edith Piaf’ın ‘La Vie En Rose’ klasiğinin adını verdiği pembe toz şekerle yapılmış harika bir güllaç.
Candan Erçetin’den sevgiler.
İşte size şansonlu yemekler.
Cem Yılmaz olmak zor iş
Ünlüyseniz özel hayatınız kalmıyor.
Nereye giderseniz gidin peşinizde kameramanlar.
Gece gezmelerinizde çok dikkatli olmanız gerekiyor.
En ufak bir taşkınlık gazetelere manşet olmanıza yetiyor.
Hele yanınızda size sevgili olarak yakıştırdıkları biri varsa yandınız.
‘Yeni aşkı’ndan, ‘son gözdesi’ne kadar tüm klişe başlıklara hazır olun. Cem Yılmaz’ın durumu gibi.
Bekarken rahat bırakmadılar.
Evlendi yine rahat bırakmadılar.
Boşandı hala rahat bırakmıyorlar.
Televizyonda sunucu olan son göz ağrısıyla birlikte tiyatroya gitmişler.
Çıkışta bir muhabir ordusuyla karşılaşmışlar.
Gazeteciler kısa bir röportaj istemiş.
Cem, “Ne demek arkadaşlar. Uzun uzun konuşalım” demiş.
Ancak muhabirler sunucu sevgilisini de yanına almasını isteyince bu kez Cem’in keyfi kaçmış.
“Sizin niyetiniz belli oldu” deyip aracına binip uzaklaşmış.
Niyetleri ne olabilirdi ki?
Bak sevgilin sunucuymuş.
Bırak kızcağız konuşsun.
İki laf etsin, içini döksün.
Konu mankeni gibi yanında mı gezdireceksin?
Uzaktan davulun sesi bize hoş geliyor.
Cem Yılmaz olmak zor iş!