Hırsız Santa
Canım Türkiyem!
Geçtiğimiz yılın en anlamlı ve önemli gözlemi Keşan müftüsü Süleyman Yeniçeri’den geldi. Twitter’da ‘’Noel Baba düzgün biri olsaydı bacadan girmezdi’’ diye yazan müftü Yeniçeri, yerden göğe kadar haklı. Bunca yıl nasıl kimsenin aklına gelmemiş hayret. Bacadan girse girse eve hırsız girer. Noel Baba ya da nam-ı diğer Santa zenginden çalıp fakirlere dağıtan hırsızın biri olmalı. Bir nevi Robin Hood. Oyuncakçı dükkanlarını soyuyor sonra ganimetini bacalardan evlere girip çocuklara dağıtıyor. Derhal bu kendini bilmez beyaz sakallı yaşlı adam için bir tutuklama emri çıkartılmalı. Bence geyikleri de suçlu. Hırsız Santa’ya bunca yıldır taşıyıcılık yapıyorlar. Hele aralarında Rudolph diye bir geyik var ki burnu hep kırmızı. Alkolik midir nedir? Allah bilir sigara da kullanıyordur. O geyik müsveddelerinin tümünü yakalayıp gözaltına almak gerek. Noel Baba’nın baca aralarında ne işi var? Kimsenin evine habersiz girilmez. Onların mahremiyetini ihlal etmek ayıptır. Utanmaz Santa hırsız olduğu kadar da sapık olmasın? Röntgenci olmadığı ne malum? Yılbaşı gecesi giysinler diye kadınlara kırmızı iç çamaşırı filan da bırakıyor hediye paketlerinin içinde yani cinsel sapık olma ihtimali yüksek. Hem Santa’nın gerçek Santa olduğu nerden belli. Kimlik kontrolü yapalım diyeceğim ama adam bacadan herkes uyurken girip tüyüyor. En iyisi o gece şömineyi yakmak. Çocukları mutlu edecek diye bu kadar zamandır göz yumduk ama yeter artık. Santa bundan böyle yılın 51 haftası kaldığı kutuplardaki evinden dışarı çıkmasın.
Ayrıca köle gibi kullandığı ve göklerde uçurup ağır yük taşıttığı geyiklerini de salıversin. Yoksa Ben Örümcek Adam’dan da şüphelenmeye başladım. O da adam gibi kapıdan girmiyor ağ kurup binaların çatısına çıkıyor. Herhalde Santa’ya özenip kendine örnek aldı. Hırsız n’olacak!
Yerinde benzetmeler
Tuba Ünsal, güzel olduğu kadar da akıllı bir kadın. Çok doğru ve yerinde benzetmeler yapıyor. Son olarak ‘’En Güzel Gülen Çocuk Yarışması’’ adında gerçekten de son derece lüzumsuz bir yarışmayı eleştirirken yine bombayı patlatmış. Tuba Hanım, çocuk istismarı olarak değerlendirdiği organizasyonu yapanları kınarken yarışmayı sunan oyuncu Vatan Şaşmaz için de ‘’gevrek gevrek sunuyor’’ demiş. Haklı. Sevgili Vatan yakışıklıdır, sempatiktir ama sunumu her zaman "gevrek, gevrek"tir. Tuba Ünsal, bundan önce Twitter’da yurt dışında doğum yapan anneleri bence haklı olarak eleştiren Okan Bayülgen’in eşi Şirin Ediger’le polemiğe girmiş ve ona ‘zilli’ lakabını takmıştı. Şirin Hanım’ı tanımam ama ‘zilli’ lafı cuk oturmuştu. Ünlü gazeteci yazar Perihan Mağden de bu konuda ustadır. Bir ara ben "Akademi Türkiye" isimli yarışmada tüm saflığım ve iyi niyetimle jüricilik yapmaya çalışırken bana jürinin Avarel’i demişti. Yerinde benzetmeler yapmak hiç de kolay değil. Tonla lafı bir, iki kelimeyle ifade etmek zeka işi. Bunu yapanlar Tuba Ünsal ile Perihan Mağden.
Kahkaha motoru
Televizyonun başarılı ve kahkahalarıyla ünlü güzel sunucusu Saba Tümer, gazinocular kralı Fahrettin Aslan’ın sivri dilli oğlu Sacit Aslan’ın kendisi hakkında ‘’Kahkaha motoru Saba Tümer kantarın topuzunu fena kaçırdı’’ şeklindeki ifadesinden dolayı 25 bin TL’lik tazminat davası açmış. Neden? Sacit Bey, "motor" kelimesini argoda bildiğimiz anlamda kullanmamış ki? ‘’Kahkahanın motoru’’ dememiş ki! Saba Tümer’in insanın içini ısıtan kendine özgü ve genelde arkası kesilmeden ardarda gelen hoş kahkahaları için "motor gibi" demiş. Kusura bakmayın kimsenin tarafını da tutmuyorum ama ben bu lafı böyle anladım. Aralarında başka bir şey geçmişse veya Sacit Bey’in niyeti farklıysa bilemem. Ama birine "kahkaha motoru" dediği için dava açılıyorsa mahkemeler abesle iştigalden işlerini yapamaz hale geldi demektir. Tevekkeli değil benim yazılı imzalı sözleşmeli tazminat davam 6 yıldır yerinde sayıyor !
Demet"e pankart
Demet Akalın sonunda aradığı aşkı buldu. Son sevgilisi Okan Kurt ile gayet mutlu gözüküyor. İnşallah sonuna kadar aynı mutlulukta devam ederler. Okan Bey, romantik birine benziyor. Geçen haftalarda Demet’in gittiği bir futbol maçında üzerinde "Demet Son Sözüm Aşk" yazan bir pankart açmayı düşünmüş. Ancak pankartı stada sokmak nasip olmamış. Stadlarda pankartlarla evlilik teklifleri yapmak artık sıradan oldu. Keşke Okan Bey paraya kıyıp bir uçak kiralayıp stadın üstünden gökyüzüne yazdırsaydı. Daha havalı olurdu. Sonuçta Demet Akalın sıradan biri değil. Onu etkilemek için tribünde pankart açmak yerine mesajını göklere yazdıracaksın. Okan Bey, daha bu işleri yeni öğreniyor herhalde. ‘B’ planı olmadan bir daha romantiklik yapmaya kalkmaz herhalde. "Son Sözüm Aşk" diye pankart açmak da fazla iddialı olurdu zaten.
Sanki lafın bittiği yere gelmişler konuşacak başka şey kalmamış gibi.