Hartvart’lı ünlüler kervanı
.
ABD’de Boston kentinde dünyanın en iyi ve en eski öğretim kurumu olarak tanınan Harvard Üniversitesi’nden mezun olmuş meğer ne kadar çok ünlümüz varmış da haberimiz yokmuş. İşte halleri, tavırları ve hayat felsefeleriyle bizim Harvard’lı değil de Hartvart’lı ünlüler:
Aysun Kayacı: Son Hartvart’lılarımızdan. Tesadüfen geçerken uğramış. Bırakmamışlar. “Bir diploma verelim yanında bulunsun” diye çok ısrar etmişler. O da kıramamış.
Seda Sayan: ‘Sabahların Sultanı’ göbek atmaktan yorulunca, ‘Susma’ isimli bir konuşma programı yapmaya başladı. Seda Hanım, “Hiçbir şey gizli kalmayacak, gerçekler yüz üstüne çıkacak, sır kapıları aralanacak” diyerek sözüm ona adalet kapılarını yeniden açıyor ve zor durumdakilere yardım elini uzatıyor. ‘Susma’nın ihbar hattı bile var. Bu programın tutmaması halinde Seda Hanım’ın ‘B’ planı da varmış. Daha da ciddi işlere soyunup ana haber bülteni sunucusu olmak niyetindeymiş. Yeterince eğitimi, birikimi ve deneyimi olduğuna inanıyormuş. Hatta elinin tersiyle uykusunda bile o işi yapabilir havasındaymış. ‘Kadırgalı Aysel’ deyip geçmeyin. Demek ki Seda ‘Enkırvoman’ Sultan, doğuştan Hartvart’lı!
Emre Altuğ: Gişede hüsrana uğrayan ‘Sizi Seviyorum’ isimli son filminin galasında “Hasılat beni ilgilendirmiyor. Ben paramı peşin aldım” diyerek iş dünyasında son derece uyanık ve ileri görüşlü bir Hartvart’lı olduğunu kanıtladı. Biznez mezunu!
Hande Ataizi: Hande Hanım, hem, Hartvart’lı hem de 1768 yılında Kral 3’üncü George tarafından kurulan İngiltere’nin en prestijli okulu Royal Academy’li.
Hartvart’lı olması Amerika’ya sık sık alışveriş için gitmesinden kaynaklanıyor. Royal Academy tarafını da aristokrat geçinen sosyetik flörtlerine borçlu.
Mustafa Sandal: Musti önce Harvard’lı olduğunu iddia etmişti. Sonra foyası ortaya çıkınca, “Community College” denilen bir tür çakma üniversiteye devam ettiğini itiraf etti. Ama Musti, kendisine gerçekten Harvard Üniversitesi’ne gitmiş bir arkadaş çevresi edinmeyi başardı ve Harvard’lı değilse de Hartvart’lı oldu.
Hülya Avşar: Her konuda kolayca ahkam kesebilen Avşar Kızı, son günlerde ‘açılım’la ilgili saptamalarıyla kendini aştı ve Hartvart’lı olduğunu bize hatırlattı.
Saba Tümer: Kendisi Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden olabilir ama her fırsatta patlattığı şuh kahkahaları hiç şüphesiz Hartvart’dan.
İbrahim Tatlıses: Urfa’da Hartvart ya da Oksford vardı da gitmedi mi yani?
Şifreli sevişme
Ekranda bir dizi furyası var. Ülkenin yarısı dizide oynuyor. Diğer yarısı da dizi izliyor. İzleyenler arasında Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf da var. Cüretkar sevişme sahnelerinden rahatsız olan Selma Hanım “Türk aile yapısıyla örtüşmeyen programlar için şifre uygulanacak” müjdesini vermiş.
Kıvanç Tatlıtuğ ile Beren Saat, “Aşk-ı Memnu”da artık şifreli öpüşecekler.
Çünkü öpüşme ve sevişme aile yapımızla örtüşmeyen şeyler. Onun için de toplum olarak inanılmaz bir gerginlik, sinir ve nefret içinde yaşıyoruz. Neyi şifreleyip şifrelemeyeceğimizi de maalesef bilmiyoruz!
Tarkan is gay!
Canım Türkiyem’de kaset, konser, reklamdan, kazandığı paraları kafasını dinlemek için her fırsatta gittiği Amerika’da harcayan megastarımız Tarkan bu kez saçını İngilizlerin demode eşcinsel şarkıcısı Boy George gibi yapmış. Hiç yakışmamış! Tarkan gibi sadece sanatıyla değil, imajıyla da kitleleri peşlerinden sürükleyen bir starın böylesine zevksiz olma lüksü yok.
Tarkan ülkemizdeyken böyle saçmalıklar yapmıyor. Amerika’ya gidince mi değişiyor acaba? İçinde bastırılmış duran Boy George vari bir marjinal yaşam tarzı ve onunla örtüşen ‘gay’lere özgü zevkler mi ortaya çıkıyor?
Tarkan gay mi?
‘Gay’ kelimesinin sözlük anlamı İngilizce’de ‘eşcinsel’in yanı sıra neşeli, keyifli, şen, canlı, hoppa, hovarda, pasaklı, utanmaz, yüzsüz biri olarak geçiyor.
Hatta eskiden bu kelime genelde capcanlı ve neşeli insanlar için kullanılırdı.
En azından ben öyle sanıyordum. Hatta bir keresinde bu tarife tıpatıp uyan ‘Muhterem’ pederimi Amerikalı bir arkadaş grubuna “He is very gay” (Çok gay’dir) diye tanıtmaya çalışmıştım. “Nasıl yani?” diye yüzüme bir tuhaf baktıklarında huylandım. Amerikalıların ‘gay’ kelimesini sırf eşcinseller için kullandıklarını da bu vesileyle öğrenmiş oldum. Tarkan’ın ise hovarda, pasaklı, utanmaz ve yüzsüz olmadığını biliyoruz. Sahnede ve kliplerinde her daim neşeli, keyifli, şen, canlı, hoppa gözüküyor. Yani bu anlamda hiç çekinmeden “Tarkan is gay” diyebiliriz. Gerisini bilemeyiz!