Haftanın Fıkrası
.
Zengin bir iş adamının kızı, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadaşını anne ve babasıyla tanıştırmak için evlerine yemeğe çağırdı.
Yemekten sonra zengin iş adamı damat adayıyla baş başa konuşmak istedi ve onu çalışma odasına götürüp evlendikten sonra ailesini geçindirmek için ne iş yapmayı düşündüğünü sordu.
Damat adayı duraksamadan yanıt verdi:
- Aslında benim elimden her iş gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir iş bulurum. Sonra da nasıl olsa, Tanrı yardım eder...
Damat adayının bu yanıtını kuşkuyla karşılayan zengin iş adamı, bu kez daha somut bir soru sordu:
- Peki içinde kızımı oturtabileceğin bir eve nasıl sahip olmayı düşünüyorsun?
Dâmat adayı yine duraksamadan cevap verdi:
- Ben aslında çok çalışkanım. Gece-gündüz demez çalışır, para biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrı yardım eder; bizde bir ev sahibi oluruz.
Kız babasının neşesi iyice kaçtı. Bu kez sesini yükselterek sordu:
- Peki oğlum ileride çocuklarınız olunca onlara nasıl bakacaksınız?
Dâmat adayı o soruyu da yanıtladı:
- Biraz önce söyledim ya; gece-gündüz çalışır kazandığım tüm parayı biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrının yardımıyla çocuklarımızı büyütürüz...
Dâmat adayı gittikten sonra kızı koşarak babasının yanına geldi:
- Dâmadını beğendiğini gözlerinden anlıyorum babacığım, lütfen söyler misin; onun en çok neyini beğendin?
Babası kızının yüzüne dik dik baktı:
- Onun en çok hoşuma giden yani benim hakkımdaki görüşü, dedi ve ekledi: Beni Tanrı sanıyor !!!
BYE BYE ERMAN!
Digitürk yönetimi dışarıdan gelen baskı sonucu eski hakem ve kabzımal, yorumcu Erman Toroğlu’nu Lig TV’nin ’Maraton’ programından kovmak zorunda kaldı.
Bu da gösteriyor ki canım Türkiyemde çalışan kimsenin yeri sağlam değil. Lafını esirgemeden cart curt konuşup önüne gelene sallarsan bir açığını bulup senden intikamlarını alıyorlar.
Erman Hoca, yorumcu olarak çok başarılıydı.
Dan dun konuşuyordu ama kendini izletiyordu.
Şansal Büyüka ile “Karagöz, Hacivat” misali iyi bir ikili oluşturmuşlardı. Digitürk yönetimi baskılara boyun eğmekle hata etti.
Bundan sonra Lig TV’ye başka baskılar yapılmayacağı ne malum? Bunun sonu yok.
Lig TV olarak bundan böyle ne değişiklik yaparlarsa yapsınlar şaibeli olacak.
Bence Erman Hoca’yı en azından Lig TV’de başka bir programa kaydırıp sesini duyurmasına imkan vereceklerdi. Erman Hoca’yı kovdular da Türk futbolu kurtuldu mu yani? Bu zihniyetle biz olduğumuz yerde bile sayamayız, hep geriye gideriz.
Fatih Terim, Rıdvan Dilmen, kim olursa olsun Erman Hoca’nın Maraton’daki koltuğunu dolduramaz. Erman Hoca yorumcuların Recep İvedik’i olarak tarihe damgasını vurmuştur!
YUHALAMA MERAKLILARI
Cem Yılmaz’ı filminin gösterimi için gittiği bir AVM’de herkesle el sıkışmadı ve konuşmasını kısa tutup yeterince güldüremedi diye yuhalamışlar. Yuhalamaktan beter “Recep İvedik” tezahüratı yapıp sinirlendirmek istemişler.
Bir kere Cem Yılmaz, filmini daha çevirmeden sponsora satabilen ve her zaman gişede garanti izleyici kitlesi olan süper popüler varlıklı bir komedyen.
Her ne kadar biz medya olarak kendisine yakıştırsak da ’Recep İvedik’ ile ilgili bir kompleksi olduğunu sanmıyorum. Bunları aşmış olduğuna inanıyorum.
Yani açılışını yapmaya gittiği bir alışveriş merkezinde yaşanan bu tatsız olaya olsa olsa üzülmüştür. Başkalarını üzmek, aşağılamak, kızdırmak ve provoke etmek için can atan ve gün sayan bir kitle var. ’’Hadi gelin birini yuhalayacağız “ diye çağrıda bulunulsa işini gücünü bırakıp gidecek psikolojik olarak rahatsız bir kitleden söz ediyorum. Maçlarda, meydanlarda, sokaklarda bir yuhalamadır aldı başını gidiyor. Yaptıklarını deşarj olmak sanıyorlar. Rahmetli muhterem pederimin bir lafı vardı... ”Deşarj olmak istiyorsan tuvalete git kardeşim“ derdi. Ne kadar haklıymış!
ZENGİN DÜŞMANLIĞI
Dünyanın neresinde olursa olsun zenginler sevilmez. Parası olmayanlar onları kıskanır. Tıpkı loto veya piyangoda büyük ikramiyeyi kazananları çekemedikleri gibi zenginler topluma antipatik gelir. Varlıklı biri ne yaparsa yapsın yaranamaz. İlk başta takdir görür gibi olur ama bir açık verdiğinde onu ezerler.
Kömünizm bitti ama insanların içindeki zengin düşmanlığı bitmedi. Kendi sıfırdan yaptı, ailesinden miras kaldı önemli değil. Zenginsen düşmanın var demektir. Örneğin, veliahtların sultanı Süreyya Yalçın...
Bu kızı yerin dibine batırmak ve cadı gibi göstermek için bir yarış halindeler. Rüküşlüğüyle başladılar, evlilikleriyle dalga geçtiler, babasından kalan okuldaki çocukları sokağa atan kalpsiz kadın imajı vererek halen yarışı sürdürüyorlar. Süreyya’nın da umrunda değil. Bildiğini yapıyor, istediği gibi yaşıyor, düşman çatlatıyor. Hayata bir kere gelirsin bir daha gelirsen de veliaht olarak geleceğin şüpheli. Onun için kim ne derse desin bu dünyada ne yaparsan yanında kalır. Süreyya Yalçın’a sesleniyorum: ”Yürü be Sultanım kim tutar seni?”
HAFTANIN TEŞEKKÜRÜ
Amerika Açık Turnuvası’ndan sonra Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nda da ikinci tura yükselmeyi başaran İLK TÜRK TENİSÇİSİ MARSEL İLHAN’a teşekkürler. Raketine sağlık...
Zeynep Dizdar illüzyonist oldu
Pop müziğin sevilen şarkıcısı Zeynep Dizdar, Carrefoursa MaltepePark’ın “Yıldız Sensin” slogani ile gerçekleşen 5’inci yıl kutlama etkinliklerinde sevilen şarkılarını söyledi. Ünlü sanatçı şarkıcılığının yanı sıra ufak bir sihirbazlık gösterisi de gerçekleştirdi. Dizdar, ünlü illüzyonist Mandrake’yle birlikte “bastondan mendil çıkarma ve bastondan mendil kaybetme numarası”nı sergiledi. Konser sonrası Dizdar; çıkarttığı yeni single ardından yeni bir albümün de müjdesi verdi.
BİR DÜZİNE RAKIDAŞ
Rakı sofrasında keyif yaşamak için mezelerin yanı sıra muhabbetin iyi olması şart. İşte rakı sofrasında ideal olarak yanınızda bulunması gereken bir düzine rakıdaş...
1) METİN AKPINAR: Deneyimli, birikimli, keyifli ve dayanıklı. 3 gün 3 gece sofradan kalkmadan ve sarhoş olmadan devam edebilir. Sofranın kralı, muhabbet rekortmeni.
2) AYDIN BOYSAN: İlerlemiş yaşına rağmen hâlâ formda ve rakı masası kültürünün en kıdemli bilirkişisi. Sofranın gururu.
3) HAKKI DEVRİM: Ağzına bir damla rakı koymasa bile tatlı sohbetiyle masaya renk ve kalite getireceği şüphesiz. Sofranın ansiklopedisi.
4) RUTKAY AZİZ: Ses tonu, güzel konuşması ve vakur duruşuyla sofranın lezzeti.
5) NAZLI ILICAK: Güzel, bakımlı ve aydınlık saçan son derece kültürlü bir kadın. Sofranın entel bacısı.
6) SEZEN AKSU: Esprileriyle etrafını kırıp geçirir. Sofranın bülbülü.
7) MÜJDE AR: Alımlı, çalımlı, cesur ve hoş kadın. Sofranın gülü.
8) TUNCEL KURTİZ: Ramiz Day’mız zaten hep rakı sofrasındaymış gibi duruyor. Sofranın replik kralı.
9) KADİR İNANIR: Rakı bardağı onun eline yakışıyor. Sofranın yakışıklı ağır abisi.
10) ALİ SAYDAM: Tatlı sohbeti ve iştahı ile sofranın açık sözlü iletişim uzmanı.
11) ALİ ŞEN: Dünya görüşü ve görgüsüne sahip, yaşamasını bilen, zevk sahibi adam. Sofranın büyük başkanı.
12) ERCAN AKIŞIK: Taklitleriyle her sofraya lazım.Hele Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal taklidi müthiş. Sofranın kahkaha makinesi.