En kötü yarışmalar
.
Televizyon tarihimiz birbirinden farklı birdolu yarışmayla dolu. Bunlardan bazıları çok iyi bazıları da çok kötüydü. İkisinin arasındakiler ise unutuldu gitti. Tıpkı ekrana gelen sıradan reklamlar gibi.
İyiler çabuk unutulur. Kötüler hafızalara kazınır. Unuttuklarım varsa affola. İşte televizyona gelmiş geçmiş en kötü yarışmalar:
Şansa bak
Sivri dilli yorumcu Ahmet Çakar’ın sunduğu yüzde yüz yerli malı bir yarışma. Şansa bakın ki izleme trajedesi bizim ülkeye denk geldi. Gerçek bir faciaydı.
Dokun bana
‘The Walking Dead’ (Yürüyen Ölüler) dizisinin yarışma versiyonu. Yarımacılar son model bir arabaya sahip olmak için zombi haline gelinceye kadar ellerini kaportadan çekmiyorlar ve sonunda ‘Ayakta Duran Ölüler’e dönüyorlardı.
Ağırlığınca altın
Yarışmacıların verdiği cevaba kaşlar kalkık gözler oynak ‘Mı Acaba?’ diye yanıt veren Özkan Uğur’un sunduğu yarışma, vaad edilen altınları dağıtılmadığı için mahkemelik olmuştu. Altın fiyatlarının bu yarışmadan sonra düştüğü söylenir.
Ali Baba’nın Çiftliği
Çiftlik dekoru verilen bir stüdyoda sunucu M.Ali Erbil’in yarışmacılar ve bikinili kızlarla tavuk ve horoz kovaladığı izleyenin tüylerini diken diken eden yarışma kabus gibiydi.
Ünlüler Çiftliği
Akşamları 5 yıldızlı otelde kalacaksın diye motive edip aralarında Afrodit Banu Alkan, Seren Serengil ve Yasemin Kozanoğlu’nun olduğu rahatına düşkün ünlü isimleri barakalarda yaşatan ve Türk halkına türkücü Ferhat Güzel’i tanıtan üç sezon süren Ceylan, Güllü, Hilal Cebeli, Ahu Tuğba’lı saçma sapan bir yarışma.
Serdar Ortaç’la hep beraber
Tüm şarkıları birbirine benzeyen Serdar Ortaç’ın katılanlarla şarkı söylemesi için yapılmış uyduruk bir yarışma. Hep beraber olmasaydı çok daha isabetli olurdu.
En zayıf halka
Orijinali ‘The Weakest Link’ olan İngiltere kökenli yarışmada kısa saçlı eli maşalı otoriter öğretmen havasındaki sunucu yarışmacıları azarlıyordu. Disiplinden çok uzakta gezinen laubaliliğe alışmış bir toplum olduğumuz için bize antipatik geldi.
50 Sarışın
Bu anlamsız yarışma değil 50 dünyanın tüm sarışınları biraraya gelse çekilmezdi. Sözüm ona bilgi yarışmasıydı. Ama akılda ne bir bilgi kaldı ne de bir sarışın.
Ya şundadır ya bunda
M. Ali Erbil’in aşırı dozdaki samimiyetiyle sunduğu ve seviyenin kelimenin tam anlamıyla yerlerde süründüğü yarışma, Hilmi adındaki yarışmacının canlı yayında donunun indirilmesiyle sona erdi.
Kimsin sen?
Dünyada çeşitli ödüller almış,reyting rekorları kırmış bir yarışma olarak tanıtıldı. Mustafa Sandal sunuyordu. Yayın hayatı o kadar kısa sürdü ki kimin ne olduğunu başta Musti olmak üzere kimse anlayamadı. Zaten pek merak eden de olmadı.
Ben burdan atlarım
Ünlülerin havuza atlama yarışmasıydı. Asena, Tuğba Özay, Sema Çelebi gibi ünlü isimelerin katıldığı yarışma maalesef Sema Çelebi tramplenden atlamadan bitti.
Karar anı
Erman Toroğlu’nun sunuculundaki yarışmada ABD’deki ‘şok’ televizyonculuğu ülkemize getirmek istediler. Eşcinsel öğretmenin stüdyodaki seyircilere saldırdı. Maskeli bir erkek yarışmacı eşinin kendisini nasıl aldattığını anlattı. Allah’tan çok uzun sürmeden sona erdi.
Eyvah düşüyorum
‘Düşmeyen kalmayacak’ sloganıyla iddialı bir şekilde başladı. İddiasında değil ama sloganında haklı çıktı. Sunucu ve reytingler dahil yarışmada her şey düştü.
Ütopya
Türk televizyonuna ‘Var Mısın Yok Musun?’, ‘Survivor’, ‘Yetenek Sizsiniz’ gibi en başarılı yarışmaları getiren Acun Ilıcalı, ‘Ütopya’ denilen ne idüğü belirsiz, amacı ve hiçbir heyecanı olmayan yarışmayla en kötülerinden birine de imzasını atmış oldu.