Ekrandaki yemek programları ve ben
.
Ekrandaki yemek programlarını büyük bir ilgiyle takip ediyorum. O kadar güzel yemekler pişiriyorlar ki izleyenlerin iştahı açılıyor. Gurme aşçılar, ünlü konuklar birbirinden havalı. Tabağa konulan her şeyin ‘yeme de yanında yat’ türünden manzarası var. İnsan daha ne isteyebilir? Gürbüz gördükleri için beni de birkaç defa bu programlara davet etmişlerdi. Herhalde “Bunun önüne ne koysak yer” diye düşünmüşlerdi. Ama karşımda burun kıllarına kadar yakından çeken kameralar olunca ben hiç rahat edemedim. Örneğin bir keresinde yediğim somon aşırı tuzlu gelmişti. “Nasıl olmuş?” diye sorduklarında yüzümü buruşturmak yerine gülümseyerek “çok lezzetli” diye kameranın içine baka baka yalan söylemek zorunda kaldım. Yoksa ya çekimi durdurup her şeyi yeni baştan yapacaklardı ya da beni oradan kovacaklardı. Bir başka programın sonunda programın sunucusu aşçıya borcum ne kadar diye sordum. Espri yaptığımı anlamadı ciddiye aldı.Şaşkın şakın yüzüme baktı. ‘Estağfurullah’ deyiverdi.
Bir keresinde de ünlü bir kadın oyuncumuzun kendi elleriyle pişirdiği kurabiyeyi yerken öksürük krizine girmiş, boğuluyorum numarası yaptım.
Ünlü oyuncu başta olmak üzere stüdyodakilerin hepsi panikledi. Şaka yaptığımı söyleyince de hiçbiri gülmedi. Neden ekran başında oturup izlediğim televizyondaki yemek programlarına artık davet edilmediğim anlaşılmıştır sanırım!
Kıvanç Tatlıtuğ ile bir jean firmasının reklamı için kamera karşısına geçecek partneri bulmuşlar. Yakışıklı oyuncuya dünyaca ünlü Victoria Secret markasının meleklerinden Megan Williams eşlik edecekmiş. ‘Kıvanç’a melek partner’ diye başlık atmışlar.