Can acıtan aşklar
Altıoklar, bir süre önce oyuncu Nehir Erdoğan ile olan ilişkisini bitirmiş
Yönetmen Mustafa Altıoklar, bir süre önce oyuncu Nehir Erdoğan ile olan 3 yıllık ilişkisini bitirmiş. Mustafa Altıoklar, Nehir Hanım ile biten ilişkisi hakkında ilgili ‘’Çok güzel bir beraberlikti ama güzelliğini kaybetmeye başladığında bitirmeye karar verdik’’ diyor. ‘’İlişkilerde bir gerçek var varki çok uzayınca sorun çıkıyor’’ diye de ilave ediyor. Bu arada Nehir Erdoğan’ın, yakışıklı oyuncu Kenan İmirzalıoğlu ile birlikte tatilde görülmelerinin ardından Mustafa Bey’e aralarında bir aşk varsa canınızı acır mı diye sormuşlar. O da ‘’Tabii ki acır, herkesin acır. Aslında biten bir ilişkiden sonra kimsenin hayatı kimseyi ilgilendirmez’’ diye çelişkili bir yanıt vermiş. Mustafa Altıoklar, can acıma konusunda haklı. Benim de sevgilim benden ayrılıdıktan sonra benden daha yakışıklı ve popüler birini bulsa benim de canım yanardı. Allah’tan öyle biri yok. Şaka bir yana insan böyle bir durumla karşılaştığında bunu gurur meselesi yapar acısını da itiraf edemez. Sosyetik işadamı Nurettin Hasman, ikoncan yaptığı genç sevgilisi Eda Taşpınar’ı Türkiye sörf şampiyonu Bora Kozanoğlu ile birlikte görünce canı yanıyordur. Kaya Çilingiroğlu, gamsız bir adama benziyor ama eski eşi Hülya Avşar’ı başarılı ve yakışıklı iş adamı Saadettin Saran ile gördüğünde belki azıcık canı acıyordur. Borsacı Aytek Şavkan, Brezilya’dan getirip evlendiği güzel model eşi Martha, ile boşanırken kadın başka biriyle gözü önünde olmasın diye elinden geleni yaptı. Ama başaramadı. Şimdi Martha Hanım’ın genç ve yakışıklı işadamlarımızdan Alican Ulusoy ile kıyıda köşede çekilmiş fotoğraflarını görünce mutlaka canı acıyordur. Sadece erkeklerin değil kadınların da bu konuda canları acır. Dünyada her kadın ayrıldığı erkeği artık sevmiyor bile olsa kendinden daha genç ve güzel bir kadınla birlikte gördüğünde canı acır. Hatta kadının daha güzel olması şart değil. Daha genç olması yeterli. Bunu inkar eden kadın yalan söylüyor demektir. Canınızın acımasını istemiyorsanız ilişkinizin değerini bilin. Siz bakmayın Mustafa Altıoklar’ın bu konudaki beceriksizliğine. Doğru birini bulursanız ilişki uzadıkça sorun morun çıkmaz. Aksine birlikteliğinizin tadını daha fazla çıkartmaya başlarsınız. Hepinize can acıtmayan aşklar diliyorum.
Hıncal Uluç’a teşekkürler!
Duayen gazeteci Hıncal Uluç, geçen Salı günkü köşesinde benim Elif Şafak ile ilgili 10 Temmuz 2010 Vatan Bizim Kahve’deki yazımı beğendiğini belirtmiş. Hıncal Hocam tarafından övülmek benim için önemli. Çünkü kendisi canım Türkiyem’de görüşlerine en çok değer verdiğim insanların başında gelir. Her konuda aynı fikirde olmanız gerekmiyor. Ama Hıncal Hoca’nın eşsiz saptamaları ve birikimine saygı duymamak imkansız. Ben de kendisine buradan nazik sözleri için yürekten teşekkür ediyorum.
Baba çıplak
Basında çıkan bir habere göre Diva Bülent Ersoy, yani Bülent Abla nam-ı diğer ‘Babla’yı Bodrum’da komşusu şezlongunda çırılçıplak güneşlenirken görmüş. Komşu gördüğü manzara karşısında korkmuş ve kaçmış. Palavra! Babla’yı kim çıplak görse merak eder bakar. Niye korkup kaçsın ki? Anakonda mı bu? Yakında Babla Bodrum’da yüzdüğünde karnı acıktı, suşiye aş erdi ağzını açtı ve denizdeki bütün balıkları çiy çiy yuttu derlerse hiç şaşmam. Bir tane Babla’mız var. Kıymetini bilelim lütfen.
Şişmanlar daha mutlu oluyor
Yaz gelince vücutlar ortaya çıkmaya başlıyor rejim yapanlardan, diyetisyene ve spora gidenlerden, aldıkları ve yaktıkları kalorileri teker teker hesaplayanlardan geçilmiyor. Doktor Mehmet Öz’e sinir olmaya başladım. Adamın bağırsakları bile tertemiz. Organik beslenmenin de bir haddi var. Pizza, hambuger, börek, çörek, pilav, patates olmadan hayatın keyfi çıkmaz. Zaten onun için şişmanlar zayıflara göre daha mutlu oluyor. İnsanlar zayıfladıkça kuruyor ve sinirleri geriliyor. Şişmanlar kahkalar ve neşeli. Zayıflar asabi ve gergin. Çünkü hep karınları aç! Aslında şişmanlara ne kadar kilolu oldukları ve zararları habire hatırlatılmasa hiç moralleri bozulmayacak. Zayıflar ise kilo vermenin sağlıkları ve fiziksel görüntüleri açısından ne kadar iyi olduğu kendilerine söylenmese kısa süreli geçici bir mutluluk yaşayamayacaklar. Bakın Deniz Seki kilo almış ne kadar mutlu. Konserden önce 1 buçuk porsiyon iskender sipariş etmiş. Sonra da çıkmış harika bir konser vermiş. Afiyet, bal şeker olsun. Kepek bisküvi, çubuk krakerlerle idare etmeye kalksaydı performansı düşerdi. Sibel Can’ın da maşallahı var. Kadın kilolu ama ona yakışıyor. Üstelik mutlu ve kendisiyle barışık. Çocuklarının şımarıklıklarını, eski kocası Hakan Ural’ın ve saçmalıklarını, kendine dert etmiyor. O kadar mutlu ki boşanma davası açtığı son kocası Sulhi Aksüt’ü bile evine alıyor. Zayıflamaya kalksa sinirleri bozulacak. Ben bugüne kadar fakir bir Yahudi ve mutsuz bir şişman görmedim. Ya siz? Mutsuzsanız biraz yemek yiyin. İyi gelir.