Bodrum öpücükleri
.
Ünlü çiftlerimiz Bodrum tatilinde öpüşmeye bayılıyor.
Kıvanç Tatlıtuğ uzatmalı sevgilisi Başak Dizer’i her fırsatta öpüyor.
Hamdi Alkan güzel eşi Selen Görgüzel’e sarılıp denizin içinde öpüyor.
Kenan İmirzalıoğlu çiçeği burnundaki aşkı Sinem Kobal’ı öpücüklere boğuyor.
Barcelona’ya imzayı atar atmaz kapağı Bodrum’a atan Arda Turan sevgilisi Aslıhan Doğan ile öpüşmeye doyamıyor.
Say say bitmez.
Bodrum’a giden ünlü çiftler nedense öpüşmeden duramıyor.
Karada, denizde, sahilde, gece, gündüz demeden öpüşüyorlar.
Üstelik magazincilerin ellerinde uzun menzilli mega zoom kameralarıyla 24 saat köşe bucak nöbette beklediklerini bile bile.
Dudak dudağa öpüşürken görüntülenmekten çekinmiyorlar.
İlişkilerini dünyaya ateşli buselerle ilan ediyorlar.
Birlikte olmaya devam ettikleri sürece sorun yok da ayrılınca problem oluyor.
Çünkü ‘Bodrum öpücükleri’ internet arşivlerinde duruyor.
Aşklarının gazına gelip iskelede alt alta üst üste sevişirken cesur pozlar veriyorlar.
Sonra bir bakıyorsunuz ayrılmışlar ve birbirlerine rastladıklarında görmemezlikten geliyorlar.
Anlamı varsa tamam havada kalacaksa da ne yapalım nasılsa bedavadan reklam.
İşte size ünlülerin Bodrum öpücükleri!
Kraliçenin donu
İngilizler ilginç bir millet.
Geleneklerine son derece bağlılar.
Kraliyet ailesine inanılmaz bir düşkünlükleri var.
Kraliçe Elizabeth nerdeyse yüz yaşına geldi.
Hala tahtta.
Oğlu Prens Charles kral olmayı beklerken yaşlandı.
Kraliçeler herhalde kendiliğinden emekli olamıyor.
"Benden bu kadar oğluma bırakıyorum" diyemiyor.
Saygılarından hayata göz yummasını bekliyorlar.
Hatta İngilizler kraliçelerine o kadar bağlı ki 1800’lü yıllardan 1990’ün başlarına kadar hüküm süren Kraliçe Victoria’yı bile unutmamışlar.
1890’larda giydiği don açık arttırmayla 50 bin liraya satılmış.
Bel genişliği 115 santimetre olan donu alanın kimliği açıklanmamış.
XXL beden bir don.
Bu devirde ne işe yarar?
İngiliz Kraliçesi lafı geçtiğinde 'Bir tanesinin de donu bende' diye hava atmaya mı dersiniz?
Yoksa içinde tarihi ziynet eşyalarının saklandığı Victoria isimli bohça yapmaya mı?
Boşa değil de dona verilmiş para diye buna denir işte!
Ayrılmanın da bir raconu var
Bade İşçil ile Malkoç Süalp birlikteyken birbirlerine çok yakışan bir çiftti.
Şimdi ikisine de hiç yakışmayan bir ayrılık ve boşanma sürecine girdiler.
Hangisi haklı hangisi haksız önemli değil.
Aslında ünlü veya ünsüz de farketmiyor.
Ne yapsan ne söylesen artık unutulmuyor.
Ya gazetelere haber oluyor ya da sosyal medyada milletin ağzına çiklet oluyor.
Sonra ayıkla pirincin taşını.
Yıllar sonra bile yapılanlar peşini bırakmıyor.
Bir tık sonucu karşına çıkıyor.
Durum böyle olunca çiftlerin bu konuda dikkatli olması gerekiyor.
Kavgalar, suçlamalar uzun zaman geçse bile hafızalardan silinmiyor.
Hele arada çocuk varsa o zaman durum daha da vahimleşiyor.
Bade ve Malkoç gibi çağdaş görünümlü çiftlerin çocuklarının geleceğini düşünerek hareket etmelerinde yarar var.
Sinirlerine hakim olacaklar, geri alamayacakları lafları asla etmeyecekler.
Ayrılmanın da bir raconu var.
Ama maalesef bunların haberi yok!
Tok olmanın rahatlığı
Şahan Gökbakar, sinema filmleri ve reklamlardan zengin oldu.
Yaş olarak da olgunlaştı.
Cem Yılmaz gibilerine laf atmaya ihtiyacı kalmadı.
Daha geçenlerde artık kimseyle kapışmak istemediğini söylemiş.
Rakipleri için bol gişe yapsınlar, rekor kırsınlar inşallah filan demiş.
Ne mi oldu birdenbire agresif iddialı Recep İvedik’e?
Başarıya ve paraya doymuş olmanın rehaveti çöktü.
Dünyanın en güzel rahatlığı. Tok olmanın rahatlığı.