Bayramprada’lı Arda
.
Barcelona’ya rekor ücret karşılığı transfer olan Arda Turan’ı para ve şöhret şımartmadı.
Yine eskisi gibi doğal ve mütevazi.
Ayakları yere basıyor.
Kimseye hava atmıyor.
Olduğu gibi davranıyor.
Bir dünya yıldızı gibi değil.
Bayrampaşalı eski Arda gibi.
Ünlü futbolcu bugüne kadar nerden geldiğini hiç unutmadı.
Gururla her defasında ‘Bayrampaşalı’ olduğunu bize hatırlattı.
Şimdi de dünyaca ünlü lüks İtalyan markası Prada’dan üstüne denemeden aldığı 25 bin Euro’luk kıyafetlerle ayakkabılar bedenine uymayınca paketleyip Bayrampaşa’ya göndermiş ve ihtiyacı olanlara dağıttırmış.
Prada giysilere Bayrampaşa’da artık kimlerin ihtiyacı varsa eminim çok mütehassıs olmuşlardır.
Arda’nın jesti gazetelere anında manşet oldu.
Düşünün!
Aldığı yere geri gönderip değiştirmelerini istemiyor.
Doğup, büyüdüğü yerdeki ihtiyacı olanlara dağıtıyor.
Eline yüreğine sağlık.
İyilikseverliğine, cömertliğine nazar değmesin.
O artık sadece Bayrampaşalı değil.
‘Bayramprada’lı Arda!
Ken Kenan Kösem’e küsmüş
Kenan Doğulu ve Beren Saat Malibu sahilinde rüya gibi bir düğünle dünya evine girdi. Birbirlerine boy, pos, fizik olarak çok yakışan çift o günden beri hep elele, dizdize mutluluk pozları verdi. Ken ile Barbi’nin Türkiş versiyonu gibiydiler.
Birlikte bol bol gezdiler, eğlendiler.
Ken konserler verdi, Barbi kendisine eşlik etti.
Derken Barbi Beren’in setlere dönmesi gerekti.
Kolay değil ‘Kösem Sultan’da başrolü üstlenmişti.
Dizi çekimleri tüm vaktini ve enerjisini almaya başladı.
Üstelik beklenen reyting patlaması olmayınca sinirler gerildi.
Ken ile Barbi’nin ilişkisi de bu durumdan ister istemez etkilendi.
‘Ken’ Kenan nihayet dayanamayıp şikayetini dile getirmiş.
200 dakikalık dizide oynadığı için Barbi Beren’inden uzak kaldığını söylemiş.
“Çekimlerin bu kadar uzaması ve yıpratıcı olması insafsızlıktır” diye sitem etmiş.
Duyduk duymadık demeyin.
‘Ken’ Kenan Kösem’e küsmüş!
Ye kürküm ye!
Diva Bülent Ersoy, nam-ı diğer Bülent Abla ya da kısaca Babla, hayvansever olduğunu iddia etmiş.
Ancak asla sahte kürk giymeyeceğini söylemiş.
“Kürkümün orijinal olması hayvanları sevmediğim anlamına gelmiyor” demiş.
O kadar seviyor ki postlarını üstüne giymek istiyor diye düşünmek istemiyorum.
Çünkü Babla’nın iyi kalpli ve düşünceli bir insan olduğuna inanıyorum.
Kendisi aşırı gösterişi seviyor.
Doğruyu söylemekten de kaçınmıyor.
Başkaları gibi kıvırtmıyor.
Oysa Babla’yı biz olduğu gibi seviyoruz.
Onun nev-i şahsına münhasır kişiliğine önem veriyoruz.
Pahalı takılarına, şatafatlı kostümlerine, kürklerine değil.
Babla, imajın her şey demek olduğu bir dünyada yaşadığımızı biliyor.
Kendini ortama ayak uydurmak zorunda hissediyor.
Ve onun için ısrar ve inatla ‘Ye kürküm ye’ diyor!