Amerika’da doğurma nedeni
.
Amerikan pasaportunu almanın kolay yolunu bulduk.
Hamile kalan ve imkânı olan Amerika’ya gidip doğuruyor.
Çocuk otomatikman Amerikan vatandaşı oluyor.
Deniz Akkaya, Tuba Ünsal, Sibel Can, Defne Samyeli, Jülide Ateş, Güzide Duran, Tuğba Erbil, Arzu Balkan hepsi çocuklarını Amerika’da doğurdu.
Acun’dan bir kız çocuk bekleyen Şeyma Subaşı da Amerika yolcusu.
Okan Bayülgen’in eşi Şirin Ediger bir aralar ‘’Burada doğuranlar geri zekalı mı oluyor, memleketimizin neyi eksik?’’ diye sormuştu.
Tamer Karadağlı da haklı olarak ‘’sana ne’’ diye cevap vermişti. Burada doğanlar çifte değil sadece Türk pasaportlu oluyor. Olay bu kadar basit.
Yoksa bizim hastanelerin ve doktorların fazlası var eksiği yok. Şöyle söyleyeyim;
İstanbul’daki Amerikan Konsolosluğu’nun içinde bir doğumevi açılsa ve her doğuran Amerikan vatandaşı sayılacak dense, kapıdaki kuyruk İstinye’den Edirne’ye kadar uzanır. Çünkü Türk pasaportuyla vize alacağım diye dokuz doğuracağına gider bir kere Amerika’da doğurur olur biter.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Brezilya hayali bitti ama…
Milli takım Hollanda karşısında ilk dakikalarda son derece enayi bir gol yedi.
Robben ortaladı ve kabul gününde olan kaleci Volkan topun kalesine girişini seyretti.
Bugüne kadar gurubunda enayi puanlar kaptıran milli takımımız cezasını enayi bir golle çekti.
İkinci yarının hemen başında Galatasaray’da hiçbir işe yaramayan Sneijder’dan yediğimiz gol ipimizi çekti.
Formsuz bir Selçuk, İspanya’daki gibi oynamayan bir Arda, beceriksiz bir Burak, etkisiz bir Umut ve panik bir Fatih Terim ile zaten zoru başarmamız imkansızdı.
Kısıtlı ve zorlama repertuvarımız Hollanda karşısında tükendi.
Dünya kupaları uzun bir maraton, artık beş yıl önümüzdeki maçlara bakacağız.
Brezilya hayalimiz bitti ama bizi orda temsil edecek biri var.
Fenerbahçe’nin efsane futbolcusu Alex.
Ne de olsa göndermeden heykelini diktik.
O kadar hatırımız olsun artık.
Milli takımımız son maçlarda iyiydi.
Ama mucize yaratan bir Alex değildi!
Ev, ortak ve anahtar meselesi
Ivana Sert, eşi Yurdal Sert ve iş ortağı Hatem Yavuz üçgeni yeni bir polemiğin çıkmasına neden oldu.
Ivana ve Yurdal’ın uzun süren olaylı boşanma sürecinde Hatem Yavuz’un ismi ortaya atıldı. Yurdal, Hatem’in Ivana ile ilişkisi olduğunu iddia etti.
Ivana ve Hatem bunu şiddetle reddetti. Bunun üzerine ‘’Evinizin anahtarını ortağınıza verir misiniz?’’ sorusu tartışılmaya başlandı. Her zaman olduğu gibi ünlü ve kelalaka isimlerin bu konudaki fikirlerini aldılar.
Kimi asla vermem dedi, kimi güvendiğim biriyse verebilirim diye görüş belirtti.
Benim bu konudaki düşüncem çok açık ve net.
Eşimin fiziği Ivana’ya benziyorsa ortağıma değil evimin anahtarını vermek yerini bile söylemem!
Tamam mı?
Fortçuya böyle ceza mı verilir?
İzmir’de bir mahkeme otobüste bir kadını taciz eden ve fortçu denilen kendini bilmeze 10 ay toplu taşıma araçlarına binmeme cezası vermiş.
Yargıtay kararı ‘’Anayasa’daki seyahat özgürlüğüne aykırı’’ diye bozmuş.
Yargıtay’ı kutluyorum.
Sonucunu düşünerek son derece akıllıca bir karar vermişler.
Seyahat özgürlüğünün kısıtlanması filan tamamen bahanesi.
10 ay toplu taşıma araçlarından mahrum kalan bir fortçunun cezasının bittiği gün etrafa nasıl deli danalar gibi saldıracağını hayal edebiliyor musunuz?