Şampiy10
Magazin
Gündem

İnanmıyorsan Sinan’a, dokun baklavasına

Popçu Sinan Akçıl tıpkı sunucu Burcu Esmersoy gibi ‘kendine aşık olan’ ünlülerimizden.

Bu özellikteki insanların ilişkileri uzun süreli ve kalıcı olmuyor. Çünkü birlikte oldukları kişileri ne kadar severlerse sevsinler sonunda yine dayanamayıp en büyük aşklarına yani kendilerine dönüyorlar.

Nazar değmesin Burcu yanından ayrılmadığı son sevgilisinde aradığı huzuru ve mutluluğu bulmuşa benziyor ancak bu gönül işleri hiç belli olmuyor. Yoğun geçen ilişkiler hiç beklenmedik anda birdenbire son buluyor.

Sinan ise “Bir gecelik kaçamağı affederim” diyen Rumen şarkıcı sevgilisi Otilia ile olan birlikteliğini mesafeli olarak sürdürüyor. Bir birlikteler, bir değiller. Tam olarak ne durumda olduklarını kendileri dahil pek bilen yok. Ancak yakında 36 yaşına girecek olan bebek yüzlü şarkıcı sevgilisini ihmal ettiği gibi kendisini hiç ihmal etmiyor ve bunu formuyla kanıtlıyor.

Sinan aylarca spor salonunda çalışmış, kaslı bir vücut yapmış.

Baklavalarını gösteren pozunu da sosyal medyadan paylaşmış.

Karın kaslı fotoğrafının fotoşop olduğunu iddia edenlere de meydan okumuş. “İnanmayan gelsin karnıma dokunsun” demiş.

Sinan gibi kendine sırılsıklam aşık birinin hiç tanımadığı insanların yanına gelip karnına dokunmalarına izin vermesi büyük fedakarlık ister. Demek kendine güveniyor. Ben inandım ve teklifini pas geçiyorum.

Bu konuda tereddütü olana sesleniyorum: İnanmıyorsan Sinan’a git dokun baklavasına!

Adının ne olacağı değil ne olmayacağı belli

Yazının devamı...

Kezban Avrupa’daydı Tolgahan Afrika’da

Son dönemde dünyanın dört bir yanına ihraç edilen Türk dizileri Afrikayı da etkisi altına almış.

Türk sinemasının unutulmazları arasında Kezban filmleri yer alır.

Beyaz perdemizin efsane yıldızları Hülya Koçyiğit ve İzzet Günay’ın 1968 yılında başrollerini paylaştığı ilk film çok tuttu.

İki yıl sonra ikincisini çektiler. Adına ‘Kezban Roma’da’ dediler. Kezban’ı yine Hülya Koçyiğit canlandırdı. Ancak İzzet Günay’ın yerine bu kez yanında Ediz Hun vardı.

Aradan bir yıl geçti. Bu kez Hülya Koçyiğit’in partneri olarak Ediz Hun gitti ve tekrar İzzet Günay geldi. O filme de ‘Kezban Paris’te’ dendi.

Aradan tam yarım asır geçti. Dünya çok değişti.

Yeşilçam dönemi bitti. Televizyon dizileri geldi.

Son zamanlarda dünyanın dört bir yanına ihraç edilen Türk dizileri Afrika kıtasını da etkisi altına almış.

Tolgahan Sayışman ile Amine Gülşe’nin ‘Asla Vazgeçemem’ dizisi Afrika’da ciddi bir hayran kitlesi edinmiş.

36 yaşındaki oyuncu Tolgahan yoğun istek üzerine Angola’nın başkenti Luanda’ya gitmiş.

Kendisini görmek isteyen hayranları havaalanında izdihama neden olmuş. Özel korumalar ve polisler yetersiz kalınca özel timden yardım istemişler.

Tolgahan oteline kapağı zor atmış. Gel de eski günleri arama.

Bir zamanlar Hülya Koçyiğit Kezban diye Paris’e Roma’ya sessiz sedasız gider gezer dönerdi. Şimdi ise Tolgahan Sayışman’ı Luanda diye bir yerde karşılayan kalabalık kıyameti koparıyor.

Adamcağız kendini zor kurtarıyor. Hayat işte. Yarın kime nerede ne olacağı bilinmiyor.

Kezban Avrupada’ydı Tolgahan Afrika’da!

Paris eski Paris değil

Yazının devamı...

DÜRİYE’NİN GÜĞÜMLERİ DEMET’İN BİDONU

Demet Akalın kafasına estiğini yapan, aklına geleni söyleyen içi dışı bir dobra sanatçılarımızdandır. Pop’un kraliçesinin kendine özgü dünyada eşi benzeri olmayan bir giyim tarzı vardır. Üstüne başına hatırı sayılır bir servet harcamasına ve tepeden tırnağa pahalı markaların son moda kreasyonlarını giymesine rağmen uyumsuzluk içindedir. Kendine yakışanı bulmakta sürekli zorluk çeker. Elbiseler üstünden akar, çizmeler ayağında soba borusu gibi durur. Demet geçtiğimiz gün üzerinde kendisini üç beden büyük gösteren çizgili renkli eşofmanı ve ayağında spor ayakkabıları ile Bebek’te görüntülenmiş. Ünlü şarkıcı sokakta devriye gezen magazin muhabirlerine rastlayınca ayaküstü sorularını yanıtlamış. Bir arkadaşını ziyarete geldiğini söylemiş. Yaklaşık üç saat sonra girdiği binadan elinde 5 litrelik bir su bidonuyla çıkmış.

Binanın kapısında nöbette bekleyen meraklı muhabirler ne olduğunu sormuş. “Arkadaşım benim için zemzem getirmiş, uğramışken onu da aldım” demiş. İdeal ünlü Demet gibi olur. Hiç yoktan gündem yaratır. Her fırsatta yaratıcılığını kullanır. Magazincilere sürekli malzeme bulur. İsmini, cismini manşetlerden eksik ettirmez.

Son zamanlarda ilginç haber sıkıntısı çekiyorduk. Bu ilaç gibi geldi. Şimdi sorsalar “ne var ne yok” diye artık cevabımız hazır. Düriye’nin güğümleri, Demet’in bidonu yuvarlanıp gidiyoruz işte.

LİNGO LİNGO ŞİŞELER

Yazının devamı...

Nisan balığı ordaysa telefon şakaları burda

Küfürbaz emlakçı Metin: İnternette yayınlandığı günden bu yana fenomen haline geldi. Fanatik Fenerbahçeli Metin’in Kadıköy’de bir Galatasaray derbisi öncesi çok küfür ettiği gerekçesiyle kombinesinin iptali ve Fenerbahçe kulübü tarafından jest olsun diye yerinin Galatasaraylılara verilmesiyle ilgili defalarca dinlenen efsane bir şakaydı. Hala beni gören Metin’in gerçek olup olmadığını öğrenmek istiyor. Metin’in gün yüzü görmemiş küfürleri kulaklarda çınlıyor ve bir dinleyen doymuyor. Bu şakayı dinleyerek eğleniyor, stres atıyor.

Telefona bakacak İgilizce bilen eleman: Gazeteye ilanı veren işyerini arayıp İngilizce bildiğimi söyledim. Sonra da bakacağım telefonun rengini ve markasını öğrenmek istedim. Nedenini sorduklarında “Gri renkli telefonlara alerjim var bütün gün karşılarında oturup onlara bakmam” dedim. “Çalışma saatleri nedir, gözümü telefondan ne kadar ayırabileceğim?” diye üsteledim. Bir süre sonra arkadan biri ‘kapat şunu be’ diye bağırınca telefonu suratıma kapattılar.

Miss Keybeni: Keyveni adındaki bir catering firmasına Hint konsolosluğundan arıyorum dedim. Hint aksanlı bir İngilizceyle konuştum. Hindistan’da kendisini terk edip malını mülkünü alıp kaçan Miss Keybeni isimli eşinin peşine düşen ve her yerde onu arayan çılgına dönmüş Raj’ı ve onun söylediklerini tercüme eden konsolostaki görevliyi aynı anda oynadım. “Miss Keybeni’yi istiyorummm” diye tutturdum. Telefondaki hanım ’Biz bu adamdan kurtulamayacağız’’ diye acayip panikledi. “Yok burda öyle biri” diye bağırıp durdu. Çok güldüğüm bir şakaydı.

Aliyev dublör arıyor: Toprağı bol olsun ünlü iş adamı İshak Alaton, rahmetli Azerbaycan lideri Haydar Aliyev’e tıpatıp benzerdi. İkisini birlikte görenler onları ayırmakta zorluk çekerdi. İshak Bey’in radyo programıma konuk olarak geleceği gün bir protokol görevlisi olarak kendisini ofisinden aradım. Haydar Aliyev’in işi çıktığı için akşam onuruna verilecek önemli bir davete katılamayacağını söyleyip İshak Bey’den onun dublörü olarak gitmesini rica ettim. Giyeceğiniz smokini de biz hemen yollarız dedim. “Gerek yok benim kendi smokinim var” deyip teklifi kabul edince “Ben Cem Ceminay. Hani benim programa geliyordunuz?” dedim. Çok güldük.

Sazan Cem Ceminay: Sevgili Rana Erkan Tabanca ile aynı radyoda çalıştığımız dönemde Amerika’ya çocuklarımı görmeye gitmiştim. Rana sesini değiştirdi ve beni Zeki Triko’nun Türkiye’deki ajansından aradığını söyledi. Atlantic City’deki defilelerinde sunuculuk yapmamı istedi. Olmaz tatilim bitti dönmem gerekiyor diye nazlandığımda “Defilede bikinileriyle Naomi Campbell ile Cindy Crawford da olacak” deyiverdi. Hemen sazan gibi atladım. Tamam o zaman varım dedim. Müstehzi bir sesle “Sunucumuz olarak sizin de tanga mayo giymenizi istiyoruz” deyince işletildiğimi anladım. Kayıtta çıkan teknik bir sorun yüzünden, tam da 1 Nisan’da yapılan bu harika şaka maalesef güme gitti. Benim için unutulmazdı.

1 Nisan şaka günü kutlu ve mutlu olsun

Yazının devamı...

Alo ünlüler arıza hattı

Ünlüler için özel bir arıza hattı olsa çok iyi olur. Çünkü zaman zaman sorun çıkartan ünlülerimiz oluyor.

Elektrik, su, doğalgaz, internet için arıza hatları var.

Sorun olduğunda arıyorsunuz hemen ilgileniyorlar.

Arızayı gidermek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Otomobiliniz arıza yaptığında servisi arıyorsunuz.

Çekici yolluyorlar, parçasını buluyorlar tamir ediyorlar.

Ancak bunlar ne kadar işimize yarasa da yetmiyor.

Ünlüler için de özel bir arıza hattı olsa çok iyi olur.

Çünkü zaman zaman bozulan ve sorun çıkartan ünlülerimiz oluyor.

Örneğin futbolcu Arda Turan eşine nasıl bir düğün istediğini sorma gafletinde bulunan muhabiri ‘’Senin kafanı gözünü kırarım’’ diye azarlıyor.

Her zaman, her yerde gergin şarkıcı Hakan Peker TRT Müzik’te ‘’Engelsiz Sahne’’ isminde son derece anlamlı bir programı reji kendisini ekranda göstermiyor diye canlı yayında terk ediyor.

Bu gibi durumlarda insanlar ne yapacaklarını şaşırıyor.

Zılgıtı yiyen muhabir Arda’ya nasıl bir cevap vereceğini bilemiyor.

Hakan Peker çekip gittiğinde programı yapan ekip afallayıp kalıyor.

Onun için vatandaşlarımıza yol gösterecek, imdatlarına yetişecek bir arıza hattı gerekiyor.

Ünlülerle uğraşmak kolay değil. Dört gözle bir ‘Alo Ünlüler Arıza Hattı’ bekliyoruz!

Açık sözlü olmak enayi olmak demek değil

Eliz Sakuçoğlu popçu Murat Boz ve daha sonra ruh ikizi ilan ettiği uzun sakallı modacı Beran Benan ile yaşadığı ilişkiler ve verdiği birbirinden cesur pozlarla ismini duyurdu.

34 yaşındaki stil danışmanı yaptığı ilginç açıklamalarla da gündeme geliyor.

Zaten ya bir ünlüyle aşk yaşayacak ya seksi ve dekolte pozlar verecek ya da ilgi çekici laflar edecek.

Başka şansı yok.

Eliz bunun farkında olduğu için ‘’Tek eşliliğe inanmıyorum, aldatılmayı her türlü kabul ederim’’ diye ortaya bir laf atmış.

Malzeme sıkıntısı çeken magazinciler

de hemen konunun üstüne atlamış.

Herkes bir yorumda bulunmuş sonunda laf dönüp dolaşıp Eliz’in beraber olduğu erkeği aldatıp aldatmadığına gelmiş.

O da aldatmadığını söylemiş.

Ne demesini bekliyorlardı?

‘’Evet aldattım’’ dese sosyal medyada kadıncağızı doğduğuna pişman ederlerdi.

Sokağa çıkacak hali kalmazdı. Bırakın kendi ağzıyla itiraf etmeyi, kaynağı belirsiz dedikodulardan bile olumsuz etkilenen bir toplumla karşı karşıya olduğunu bilmiyor mu Eliz? Çok iyi biliyor.

Açık sözlü olması enayi olması anlamına gelmiyor!

Yangına körükle gitmek ve paparayı yemek

Burak Özçivit ile Fahriye Evcen geçtiğimiz yılın ortasında dünya evine girdi.

Daha evliliklerinin birinci yılı dolmadan birbirlerine çok yakışan çift hakkında çeşitli iddialar ortaya atıldı.

Fahriye’nin çok kıskanç olduğu ve eşinin yanına dişi sinek bile yaklaştırmadığı söylendi.

Bu nedenden dolayı yakışıklı oyuncunun kendisini sosyal medyada takip eden bazı yabancı güzelleri engellemek zorunda kaldığı iddia edildi.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler.

Eşi aşırı kıskanç olan erkeğin çok dikkatli olması gerekir. Ancak bu her zaman mümkün olmuyor.

Nitekim Burak geçenlerde bir an için boş bulunmuş. Reklam yüzü olduğu giyim markasının lansman gecesinde yanına gelen sarışın bir kadınla samimi bir şekilde kulaktan kulağa konuşurken görüntülenmiş. Instgram’da cep telefonunun kamerasıyla çekilmiş videosu çıkmış.

İşin kötüsü Fahriye de geceye katılmamış.

Yani Burak’ın daha da dikkatli olması gerekiyormuş. Gel de ayıkla pirincin taşını.

Nasıl anlatırsın derdini?

Ah Malkoçoğlu Bali

Bey ah.

Ata binmeye, kılıç kuşanmaya, düşmanla savaşmaya benzemez bu.

Gezdiğinde yangına körükle gidersen eve döndüğünde paparayı yersin!

Yazının devamı...

Kambersiz düğün kavgasız Survivor olmaz

Dünyadaki ‘Survivor’ yarışmaları arasında en çok kavga, gürültü, patırtı, bağrış, çağrış olanı bizdekidir. Acun Ilıcalı satın aldığı yabancı formatları ülkemiz izleyicisinin zevkine göre değiştiriyor. Deneyimli yapımcı Survivor’da işi şansa bırakmıyor. Televizyonda kavganın her zaman reyting getirdiğini biliyor. Onun için de yarışma süresince herkes birbirine giriyor. Son olarak Turabi ile Adem’in büyük kavgası yarışmaya damgasını vurdu.

Daha önce Cumali de Ramazan ve araya giren Anıl Berk’le kavga etmişti. Kavga olayı sonra Dominik’teki adadan İstanbul’daki stüdyoya sıçradı. ‘Survivor Panorama’ programının sunucuları Nur Tuğba Algül ile Seda Akgül canlı yayında birbirlerine girdi.

Bizim Survivor’un, kurgusu, koreografisi önceden hazırlanmış WWE Amerikan güreşinden pek farkı kalmadı. Ne demişler? Söz konusu reyting olunca kambersiz düğün misali kavgasız Survivor olmaz!

Hesap karıştı taktiğiyle gündeme gelmek

Aylin Coşkun Instagram’da paylaştığı fotoğrafının altına kendisini öven cümleler eklemiş. ‘’Mutluluğun fotoğraflanmış hali’’ ve ‘’Nasıl güzelsiniz Prensesim’’ gibi yorumlar yazmış. Ancak Almanya doğumlu 42 yaşındaki şarkıcı sahte hesap yerine bunu yanlışlıkla kendi hesabından yapmış. Sosyal medyada ünlülerin gafını ve hatasını tetikte bekleyenler de onunla dalga geçmeye başlamış. Aylin durumu fark edince yazdıklarını silmiş. Bu bir ilk değil. Aynı yanlışlığı bir zamanlar Sinan Akçıl de yapmıştı. Ünlü popçu ‘’Sesine kıyamam aşkitommmmm’’ diye kendine ilan-ı aşk ilan etmişti. Kendi hesabından yaptığını fark edince yazdıklarını silip hacklendiğini iddia etmişti. Ünlülerin dikkat çekebilmek, isimlerinden söz ettirebilmek için denemedikleri yöntem kalmadı. Kendi kendini bilerek övmek, sonra yanlışlıkla olmuş havası vermek bunlardan biri olabilir. İşte buna da ‘Instagram’da hesap karıştı taktiğiyle gündeme gelmek’ denir.

Bir çocuk daha gelsin yeter ki dizi bitmesin

‘Çocuklar Duymasın’ dizisi izleyicinin karşısına sürekli sürprizlerle çıkıyor. Önce Taş Fırın ile Meltem’in arasını limoni yaptılar. Sonra aralarına birer kara kedi sokmaya çalıştılar. Tepki çekince tornistan ettiler. Ekranın ünlü çiftini 16 yıl sonra ilk kez dudak dudağa öpüştürdüler. Havuç rolüne aynı renkte ama değişik bir oyuncu getirdiler. Tamer Karadağlı’nın kırlaşmış saçlarını kömür siyahına boyattılar.

Şimdi de Meltem ile Haluk çiftinin bir evlat sahibi daha olacağını açıkladılar. Meltem müjdeyi ‘’Evlat edinmek için uygun bulunmuşuz’’ diyerek verdi. Darılma, barışma, dudak dudağa öpüşme, yeni bir Havuç, kömür saçlar yetmiyor. Çocuklar Duymasın’a bu saatten sonra bir de evlatlık olarak yeni bir çocuk geliyor. İşin mantığı aslında çok basit. Bir çocuk daha gelsin yeter ki dizi bitmesin.

Yazının devamı...

KEEPING UP WITH THE İPEKGİLLER

Seren Serengil ile şarkıcı sevgilisi Yaşar İpek kısa süren bir ayrılıktan sonra ilişkilerine kaldıkları yerden devam etmeye karar vermiş. İki sevgili bu kez ilişkilerini sağlam temeller üzerine kurmak istemiş. Çıkabilecek olası bir anlaşmazlığı önlemek için birtakım kurallar koymuşlar. Buna göre Seren geçmişteki sevgililerinin aileleriyle olan yakınlığını kesecekmiş.

Cenazelerine bile katılmayacakmış. Yaşar da bir tartışma çıktığında eşyalarını alıp evden gitmeyecekmiş. Ancak yan oda veya salona geçebilecekmiş. Ayrıca bir ay içinde bekar evini kapatacakmış. Her ne olursa olsun yalan yok, aldatmak hiç yok. Buna karşılık istenildiği an birbirlerini görüntülü olarak arama var. Bir avukat arkadaşları ilişki sevgili şartnamesi adını verdikleri belgeyi hazırlamış. Bu koşulları düşünüp uygulamaya koymaları, bir de üstelik kamuoyuna duyurmaları Seren ve Yaşar’ın ne kadar eğlenceli bir çift olduğunu gösteriyor. İkisini birlikte izlemek, kurgulu ve yapmacık hareketleri artık baymaya başlayan Kardashian dizisi ve tekrarlarıyla oyalanmaktan çok daha ilginç olur. Serengil ve İpek çifti televizyonda bir reality şov yapsa inanılmaz tutar. Şartnameleri gibi adı da hazır. Keeping Up With The İpekgiller!

ARDA KIRAN BAŞKESEN

Arda Turan evlendikten sonra rahatlayacağına daha asabi oldu. 2 haftalık eşi Aslıhan Doğan ile bir restoran çıkışında magazincilere rastlamışlar. Aslıhan’a “Sade bir düğün yaptınız hayalinizdeki düğün nasıl” diye sormuşlar. Aslıhan elini ağzına götürüp fermuar çekiyormuş gibi yaparak sessiz kalmış. Bunun üzerine “Arda konuşma yasağı mı koydu?” diye sorduklarında ünlü futbolcu öfkelenmiş. Muhabire “Senin kafanı gözünü kırarım. Benim karımla konuşuyorsun. Dikkat et” diye bağırmış. Ali Kıran Baş Kesen vardır. Bu da Arda Kıran Baş Kesen!

ALİŞAN USULÜ EVLİLİK

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.