Moda çok çok keyifliydi...
.
Herkese merhaba!
Bu pazar Moda ve çevresinde küçük bir tür attım. Arkadaşlar onları sürekli Karaköy tarafına sürüklediğim için biraz sitem yaptılar. Ortak whatsup konuşmasında birinden “Ya tamam, Karaköy hareketlendi, haklısın. Herkes oraya odaklandı da!.. Burada da acayip bir gelişme var. Harika yerler açıldı” mesajı geldi.
Bu baskıdan sonra, kendimi karşı yakada, Moda’da buldum. “ İyi ki de gitmişim. Moda bir harika olmuş. Eskiden bir Ali Baba’dan dondurma yer, çay bahçelerinde oturup gazozumuzu içerdik. Bazen de flörtlerimizle denize yakın kayaların üstünde romantik anlar yaşardık. Yok, şimdi başka bir şey olmuş Moda. Adım başı her yaştan dolaşanları görüyorsunuz. Bol bol da turist. En keyiflisi de, gençlerin yoğun olduğu pub’lar. Önlerindeki masalarda oturan gençlerin tarzlarına hayranlıkla baktım. Zeplin, Belfast, Ayı bazıları...
Belçika’da eğitimini aldıktan sonra ufacık bir çikolata dükkanı açan Yılmaz Bey ile sohbet ettik. ‘Çikolata Dükkanı’ adlı mekandan az ilerde, içeceğimiz kahvenin yanına bol çeşitli bir kutu yaptırdık. Küçücük dükkan ‘İstisnai Tatlar’ da yükselişe geçen bir kafe... Bir de Türk kahveciler açılmış, adım başı.
‘Gerekli Şeyler’ adlı dükkana daldık. Koleksiyoncu kimliğim ile, çizgi romanlarıma ilave bir kaç kitap aldım. ‘Dreamscape Figure’ ise bir başka keyifli mekan. Yurt dışından getirdikleri yüzlerce film karakterinin oyuncakları arasında kendimi kaybettim. Çevrede açılan onlarca yeni kafe, genç tasarımcıların hazırladığı kıyafetler, popüler semtlerin olmaz olmazı cins cins köpeğini gezdirenler. Kısaca olmuş Moda...
“Moda bu aralar çok moda” diye başlık atmamı istedi arkadaşlarım ama, ben “Moda benim için çok çok keyifliydi” diye noktayı koyuyorum.
Ağlamayan kraliçe!
Geçtiğimiz günlerde Elidor Miss Turkey yarışması yapıldı. Tüm yarışmayı baştan sona seyrettiğimi söylersem yalan olur. Tekrarına, hatta son mayolu geçişe yetişebildim. Estetiğin bu kadar fazla ve herkesin birbirine benzediği şu günlerde, podyumda pek de iç açıcı kızlar göremedim. Asıl dikkatimi çeken, yarışmanın tek favorisi Amine Gülşe’nin, sonuçlar açıklandığında bir damla sevinç gözyaşı dökmemesi oldu. Kendine bu kadar mı güveniyordu? Veya İsveç’te katı bir ortamda mı yetişmişti?
Yoksa sonuç önceden belli miydi? Yok, o aklımdan geçmedi de... Bir arkadaşım da o noktaya takılmış. O öyle eleştirdi. Sahte gözyaşı! O da olmadı demek ki oyuncu olamayacak Amine... O kadar Ceylan Çapa, Burak Özçivit ilişkisine karıştırılıp, dizi reklamı diyorlar, deniyor ya ondan diyorum.