Taze sanat mekanları
.
Sanatseverleri yoğun günler bekliyor. Sezonu başlatan sergileri, hafta sonu ajandanızda değerlendirebilirsiniz.
İstanbul taze bir sanat mekânına daha kavuştu. Helene Dumenil ve Nicole O’Rourke ikilisinin çağdaş sanat alanındaki tecrübelerini aktaracağı Ballon Rouge, galericiliğe yeni bir bakış açısı getirmeye hazırlanıyor. İleriye dönük projelerini Londra, Los Angeles, New York, Brüksel, Paris gibi kentlerde sürdürecek olan kolektif, ilk sergisini İstanbul Boğazkesen’deki adresinde açtı. Genç ressam Merve İşeri’nin ilk kişisel sergisi “onun beyni gezgin beyaz bir kurşun”, sanatçının zengin soyutlamalarının sırrını çözmeyi izleyiciye bırakıyor. Referansların ağırlığından sıyrılmış, lekesiz bir görsel ve zihinsel zemine, İşeri’nin uçucu görünen ama sağlam izler bıraktığı resimlerini seyrederken; siz de düşüncelerinizin olağan akışına ayak uydurmaktan zevk alacaksınız. Sergiyi 28 Eylül tarihine dek ziyaret edebilirsiniz.
Şiddet sarmalını odağına alıyor
Metin Çelik’in sürpriz detaylarla bezediği yeni sergisi “Post-Apocalyptic” yalnızca bir sergi olmanın ötesinde, çarpıcı bir deneyim vaat ediyor izleyiciye. Mekânı yeniden inşa ederek bir yıkımı tüm sertliğiyle baştan kurgulayan Çelik, Post-Apocalyptic (kıyamet sonrası) bir sürecin resmini sunuyor. Fernand Leger 1. Dünya savaşının ertesinde “Savaşın geldiğini gören olmadı. Saklanmış; kılık değiştirmiş, çömelmiş; toprağın rengine bürünmüş savaş. Kör göz hiçbir şey görmedi” sözüne paralel bir bakış açısıyla, bugün toplumca kanıksanan şiddet sarmalını odağına alan sanatçı, giderek daralan alanlarımızı bize hatırlatıyor. Çelik, görmezden gelinen her tür yıkımın yenisini doğurduğu bu çağda, nefes alma ihtiyacından doğan sanatsal bir direnişin resmini ustaca çiziyor. Serginin bütünsel bir enstalasyon olarak derin anlamlar içeren yapısına dair daha fazla ipucu vermeden listenize eklemenizi öneriyorum. Tophane’deki bağımsız mekân #Mebusan25’te 1 Ekim tarihine dek izlenebilir.
Haç ikonuna çarpıcı yorumlar
Aynı rotada gezinen sanatseverler Tomtom’daki KRANK Art Gallery’de, Roman Uranjek’in kişisel sergisini de görmeli. Avrupa Birliği’nin Euro sürecine girmesiyle başlattığı ve 15 yıldır aralıksız devam ettirdiği “At least one cross a day after 1.1.2002” projesinin meyvelerini paylaşan Uranjek, geçtiğimiz yıl Contemporary İstanbul fuarı Top 10 seçkime de giren isimlerdendi. Haç ikonunun; dini, mitolojik, erotik tüm sembolik anlamlarından etkilenerek, evrensel bir motif olarak gündelik hayata dahil oluşunu inceleyen sanatçı, hazır sayfalar üzerine müdahale ederek çizdiği haçların duyarlılığından ortaya çıkan ayna etkisine işaret ediyor. Sanat tarihinden bir eserin reprodüksiyonu ya da basılı medyanın yeniden yorumlanmasıyla mevcut anlam yapılarında değişikliğe sebep olan sanatçı bu sayede, nesneleri, kendi “maddi varlıklarından” çıkartıp “imge varlıkları” ile donatıyor. Afiş, baskılar, kitaplar ve kolajlardan oluşan zengin içeriğiyle göz dolduran sergi, 28 Ekim tarihine dek açık.