Sanatın yeni adresi Yeldeğirmeni
.
Daha evvel Asmalı Mescit, Galata ve Tophane’de yoğunlaşmış olan sanatçı atölyelerinin yeni adresi son senelerde Kadıköy Yeldeğirmeni. Paçaları sıvayın derim çünkü bu sefer dere değil koca bir Boğaz'ı geçeceğiz! Birbiri ardına açılan bu stüdyolar genç sanatçıların büyülü varlıklarıyla bölgenin çehresini hızla değiştirmeye devam ediyor. Hatta öyle ki geçtiğimiz Tasarım Bienali etkinlikleri kapsamında belli bir ücret karşılığında bölgeye “turistik” bir gezi programı planlanmış fakat bu durum semtte bulunan sanatçılarımız tarafından hoş karşılanmamıştı. Her ne kadar proje bölgedeki sanatsal gelişimi anlatmayı amaçlıyorduysa da karmaşık bir yol izlenmişti.
Tasarım bakkalı
Ali Elmacı, Burak Ata, Tunca Subaşı, Yağız Özgen gibi takip ettiğim isimlerin atölyelerinin de bulunduğu bu popüler lokasyona geçtiğimiz aylarda ilginç bir bakkal da eklenmiş. Evet bu bakkal bildiğimiz bakkallardan biraz farklı. Mekanın sahipleri Işıl Şipal ve Emre Akçora, insanların rahatça girip çıkacağı bir yer olarak hayata geçirdikleri “Tasarım Bakkalı” ile tasarımın daha ulaşılır olmasını sağlamayı hedefliyorlar. İkili, gerçek bakkal boyutlarındaki bu yeni, alternatif mekanı, sanatçı arkadaşlarının destekleri ile yaşayan, ruhu olan, canlı bir mekana dönüştürmüşler. Koleksiyonerinden işin meraklısına kadar herkesi de bu projeye dahil etmek istiyorlar. Genç girişimciler küçücük mekanlarına rağmen dükkandaki raflarda sundukları tasarım ürünlerinin yanı sıra burada her ay bir sergi de düzenliyorlar. Bakkalın iki duvarı düzenli olarak değişmesi planlanan sergilere ayrılmışken diğer raflarda sanatçıların elinden çıkmış enteresan objeler yerlerini alıyor. Öyle ki; bilgisayar ana kartı üzerinde bulunan küçücük tellerle tasarlanmış yüzükler, kuş kafeslerinden şık avizeler, defterler, rozetler, magnetler, boyanmış bez çantalar ve daha pek çok şey. Sergi açılışlarında minicik kavanozlarda yaptıkları ikramları da ilgi çekici. Mekanda bulunan objelerin neredeyse hepsi geri dönüşüme vurgu yapıyor. Hemen girişte bulunan portakal kasasından dönüştürülmüş minik sandalye de bunun en güzel örneklerinden.
Bu günlerde ise Rampa’nın genç sanatçılarından Güçlü Öztekin ve Özgür Erkök Moroder’in küçük kağıt eserleri, Bakkal’ın sergiye ayrılmış olan birer metre karelik duvarlarını canlandırıyor. 29 Ekim tarihine kadar görebileceğiniz sergi sizler için oldukça ilginç bir deneyim olacaktır diye düşünüyorum.
Bakkal'ın işletmecilerinden Şipal, Mimar Sinan Üniversitesi, Mimarlık Bölümü’nden mezun genç bir mimarımız. Emre Akçora da aynı okuldan mezun bir fotoğrafçı ve müzisyen. Şipal, bakkalı aynı zamanda kendisinin mimarlık ofisi gibi Akçora ise müzik aletlerini tasarladığı bir atölye olarak kullanıyor.
Şipal bakkalları ile ilgili olarak; var olan tasarım ofisleri veya sanat kurumlarının ulaşılması zor mekanlar olduğuna dikkat çekerek kendi projeleri ile tasarımın ve mimarlığın sokaktaki insana hitap etmesini sağlamaya çalıştıklarını belirtiyor. Mekan oldukça küçük olduğu için şimdilik kısıtlı sayıda tasarıma yer verebilmişler. Fakat ikili, yakında aktif hale gelecek olan web sitelerinden de online sunum yapacaklarını ve daha büyük boyutlu tasarımlara bile yer verebileceklerini belirtiyorlar.