Haftanın sanat gündemi
.
Arkeolojik bir serüvenden çağdaş sanata, Rezan Has Müzesi’nden KRANK Art Gallery’ye uzanan renkli bir sergi rehberi derledim.
Rezan Has Müzesi’nde kapılarını açan “Toprağın Mirası” isimli sergi, Neolitik dönemden Selçuklu’ya uzanan arkeolojik koleksiyona ışık tutuyor. Antik dönemlerde gündelik hayatın işleyiş ve düzenine dair bir perspektif sunan sergi, günümüzden 9 bin yıl öncesine doğru etkileyici bir yolculuk vadediyor. Kentli yaşama geçiş sürecindeki toplumsal gelişmelerin en önemli tanıkları olan araç-gereçleri, oldukça yaratıcı bir mimari düzenleme ve sergi tasarımı ile izleyiciyle buluşturan sergiyi gezerken tarihsel bir serüvenin sürükleyiciliğinde kayboldum diyebilirim. O dönemde, insanların yemek yediği, suyunu, şarabını içtiği kaplardan tanrılara sunduklara adaklara kadar, arkeolojik belleğe dair pek çok değerli bilgi barındıran bu toprakaltı buluntuları, kolektif bir varoluş mücadelesinin en büyük tanıkları olarak niteleyebiliriz. Müzenin koleksiyonunu böyle bir toplumsal ve tarihsel izlek üzerinde yoğunlaştırıp bunu kamuya açmak ayrıca takdiri hak eden bir girişim. “Toprağın Mirası” 31 Ekim tarihine dek Rezan Has Müzesi’nde görülebilir.
İzleyiciyi şaşırtan tuhaflıklar
Daire Sanat, Can Mocan’ın “Tuhaf Kara Elkitabı” isimli sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçının siyah-beyaz fotoğraflarının bir araya getirildiği sergi; bireyin, gündelik hayatın içinde birebir bağlantıda kalmak durumunda olduğu nesne ve eylemlerin sıra dışı kurgularla yüzeye aktarıldığı bir anlatı sunuyor. Alışılmış görüntüler arasından çıkarak izleyiciyi şaşırtan tuhaflıklar, fotoğrafların keskin kontrastı ve sembolik ifadeciliğiyle birleşince ortaya tekinsiz bir atmosfer çıkıyor. Sergiyi gezerken, mekânı kuşatan bu tehdit unsurlarını hissetmemek elde değil. Ancak bana göre sonunda izleyicinin ulaştığı nokta, rahatsızlık duygusundan ziyade zihinde oluşan soru işaretlerinin peşinden gitme motivasyonu oluyor. Özellikle fotoğraf sanatına ilgi duyanların mutlaka görmesi gereken bu ilgi çekici sergi, Daire Sanat’ın Cihangir adresinde, 10 Mart tarihine dek açık olacak.
Yapay evrenin mesajını alın
KRANK Art Gallery ise Zeynep Beler’in “Beachcomber” isimli kişisel projesiyle izleyiciyi buluşturuyor. Sanatçının, 2017 yılında davet edildiği konuk sanatçı programı kapsamında Düsseldorf’daki verimli üretimlerinden ve son dönem işlerinden bir araya getirilmiş bir seçkiden oluşan sergi, adını Jeanette Winterson’un 2002 tarihli “Dizüstü” adlı siberuzayda fantastik bir yolculuğu anlatan romanından alıyor. Beler; buluntu malzemeler, fotoğraflar, yağlıboyalar gibi malzemelerle, disiplinlerarası bir eksende ilerlettiği üretim pratiğini, edebiyat, felsefe ve bilim gibi alanlarla derinleştirerek çok yönlü bir görsel evren yaratmayı başarmış. Gündelik hayatımız içinde farkında olmadan maruz kaldığımız imge bombardımanı karşısındaki kanıksamışlığımızı, bilgiye erişim ve onu tüketim biçimimize dair çelişkili noktaları masaya yatıran Beler’in, galeri mekânında sunduğu yapay evrenin mesajını alabilen izleyiciler için keyifli bir sergi deneyimi diyebilirim. “Beachcomber” 17 Mart tarihine dek KRANK Art Gallery’de izlenebilir.