Şampiy10
Magazin
Gündem

Direniş hikayelerinin izini sürerken

.

ABONE OL
Vatan Haber

Ahmet Öğüt'ün Bomontiada'da devam eden "Tam Gün Devam" adlı kişisel sergisi, sosyo-politik meselelere dokundurmalarda bulunuyor.

Yaz günlerinde İstanbul’un farklı rotalarını keşfetmenin tadı başka oluyor. Eğlence ve kültür-sanat sahnesine geçtiğimiz aylarda iddialı bir giriş yapan Bomontiada, Osmanlı İmparatorluğu'nda modern bira üretim tekniği ile imalata başlamış olan ilk bira üretim tesisi Bomonti Bira Fabrikası’nın arazisinde yer alıyor. Bu tarihi atmosfere dahil olan yeni sanat galerisi Alt’ı mutlaka ziyaret etmenizi öneriyorum. Özgün mimarisiyle dikkat çeken bu alternatif sergi mekanında, çalışmalarını ilgiyle izlediğim çağdaş sanatçı Ahmet Öğüt’ün "Tam Gün Devam" isimli kişisel sergisi devam ediyor.

Öğüt’ün sergileri Amsterdam’dan Londra’ya bütün dünyayı geziyor.

Bronz heykellerden direniş sahnesi

Sanatçının özellikle son dönem çalışmaları arasından seçilen heykel, yerleştirme ve videosunun yer aldığı sergi, hem yerel hem de yurtdışı kaynaklı sosyo-politik temalar etrafında şekilleniyor. Daha önce MAXXI Roma’daki sergide izlediğim "Her Türlü Sayfiye Yeri" isimli maket/heykel, İstanbul’u kuşatan kentsel dönüşüm hareketinin giderek hızlandığı bu günlerde daha da anlamlı göründü bana. Kurumsal yaptırımlar karşısında bireyin direnişini hicivli bir bakışla yansıtan Öğüt’ün bu çalışmasına "Diğerleri Saldırırken" isimli yerleştirmesi eşlik ediyor. Bronz heykellerden oluşan bu işin ilham kaynağı, Cape Town’dan Birmingham’a uzanan, sivil haklar adına gerçekleşen protestolar sırasında polis köpekleri tarafından saldırıya uğrayanların arşiv fotoğraflarıymış. Heykelde bir statü sembolü olarak bronz malzemeyi kullanan sanatçı, bu kez siyasi lider ya da aristokratik kişilerin yerine sisteme karşı mücadele eden figürleri anıtlaştırmış oluyor. Beni en çok etkileyen ise "Altı Aylık" isimli işti. Kapanmış ya da dönüşüm geçirmiş kültür-sanat mekanlarının tabelalarının bir arada görüldüğü yerleştirme karşısında hüzünlenmemek elde değil. İstanbul’un kültürel geçmişinde bir şekilde var olmuş bu yerlerden geriye kalan isimler, bize, sanat ortamımızın ekonomik, politik ve sosyal dinamiklerini de buruk bir şekilde hatırlatıyor.

Bakunin’i yerelleştirip yorumluyor

Sergideki büyük boyutlu enstalasyon "Bakunin’in Barikatı", özel bir aile koleksiyonunun yağlı boya resim içeriği üzerinden bir sivil direnişi konu ediniyor. Mihail Bakunin’in 1848 yılında, Prusyalı kuvvetlere karşı Dresden’deki sosyalist hareketin ön saflarına sanat eserlerini sürme fikrinden esinlenen Öğüt, temayı yerelleştirerek yeniden yorumluyor. Dikkate değer bir diğer çalışma ise, eski tarihli olmasına rağmen içinde bulunduğumuz gündem dolayısıyla güncelliğini koruyan "Hafif Zırhlı" isimli video yerleştirmesi. Zırhlı bir araca, görünmeyen bir yerden fırlatılan küçük taşların izlendiği kısa animasyon, aklıma yine direniş, adalet, savunma, mücadele kavramlarını getirdi. Sanatçının, küresel açıdan bakıldığında dünya barışını savunan bu işiyle, savaş karşıtı tutumu vurgulayarak yaptığı naif militarizm eleştirisini çok önemli buluyorum. Siz de bu zorlu günlerde, sanatın düşündürücü ve iyileştirici gücünü hissetmek istiyorsanız 9 Ekim’e kadar vaktiniz var. Amsterdam’dan Londra’ya uzanan kişisel sergi geçmişine, pek çok uluslararası bienal katılımını da eklemiş olan Ahmet Öğüt’ün işleri kesinlikle görülmeyi hak ediyor. Mekanın avlusunda kahvemi yudumlarken, her geçen gün başka bir sürprizle beni kendisine hayran bırakan bu güzel şehrin layık olduğu güzel günlere bir an önce ulaşmasını diledim.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Şehirde sanat dinamizmi
  2. Tophane’den Pera’ya sanat rotası
  3. Haftanın sergileri
  4. Sezona başlarken
  5. Yaz biterken
  6. Bodrum’un saklı kültür bahçesi
  7. Çağdaş sanat ve gastronomi el ele
  8. Sanat terimlerine bakış
  9. Hayaller ve sırlar bir arada
  10. Beyoğlu’nun sanat kaynağı

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.