Üçüncü çeyrekte dış denge
.
ABD ve Euro bölgesi kökenli politika belirsizlikleri para piyasalarını geriyor. Son iki günde dolar yeniden 2.05 TL’yi aştı. Gösterge faiz yüzde 9’a yaklaştı. Döviz sepeti 2.40 TL’nin üzerini gördü. Piyasalarda gevşeme işareti görmüyorum.
Perakende satış hacmi ve sanayi ciro endeksleri eylül sonuçları TÜİK tarafından açıklandı. İkisi de geçen yılın belirgin üzerinde seyrediyor. Ekonomiye güvenin sürdüğü anlamına geliyor. Büyüme açısından iyi haberdir.
Cari denge ve altın
Merkez Bankası eylül ödemeler dengesi verilerini yayınladı. Cari işlemler açığı piyasa tahmininin (2.7 milyar dolar) epey üzerinde çıktı: 3.3 milyar dolar. Bu arada geçmiş turizm gelirleri 1.8 milyar dolar aşağı çekildi. Yıllık açık 59 milyar dolara yükseldi.
İlk üç çeyreğe dönelim. Dış açık 11 milyar dolar artışla 49 milyar dolara tırmandı. Geri planda altın ticaretinin cilveleri yatıyor. 2012’de 4 milyar dolar net ihracat bu yıl 9 milyar dolar net ithalata dönüştü. Altının artışa katkısı 13 milyar dolar oluyor.
Altın etkisini temizlemeye çalışalım. Üç yıl için ortalama altın ithalatı 2.9 milyar dolar, dokuz aylığı 2.1 milyar dolar çıkıyor. Bu sayı ile ocak-eylül açığı 2012’de 44.5 milyar dolar, 2013’te 42.1 milyar bulunuyor. Yani düzeltilmiş açık 2.4 milyar dolar geriliyor.
Dış açık riski
Dış açığın seyrini neden önemsiyoruz? Temel neden düzeltme süreci hakkında bilgi taşımasıdır. Ekonomi büyürken dış açığın sabit kalması ya da küçülmesi iç ve dış talepte dengelenme demektir. Sayılar bu yönde geliyor.
Dengelenme süreci devam eder mi? Kritik değişken döviz kurudur. Son dönemde döviz sepeti geçen yıla göre yüzde 15 değer kaybetti. Yani ciddi bir kur düzeltmesi zaten gerçekleşti.
Diğer etkenlere bakalım. Hammadde fiyatları düşüyor. AB’nin ithalatı artmaya başladı. İç talepte güçlü toparlanma görülmüyor. Özetle: Dış açık hâlâ çok yüksek ama eğilimi küçülme yönündedir. Hızı yeterli mi? Rivayet muhtelif diyelim.