Temmuzda enflasyon
.
Bir neden iki aydır gıda fiyatlarında düşüş eğiliminin yerini artışa bırakmasıdır. Geçen yılın 3 puan düşüşü bu yıl 2 puan artışa dönüştü. Toplam 5 puan enflasyonu zirveye taşıyan temel etkendir.
Mali piyasaların nasıl açılacağını merak ediyordum. Normal olarak bayram öncesi rehaveti hâkim olur. Ama Ergenekon davasının sonuçlanması önemli bir siyasi gerginlik yaratıyordu. Üstüne enflasyonun da yüksek çıkacağı biliniyordu.
Neyse, hafta sakin başladı. Yazıya oturduğumda sepet kur 2.25 TL’nin altında geziniyordu. Gösterge tahvil faizi ise yüzde 8,8’de yatay seyrediyordu. Bunlar yeni denge değerleri olabilir mi? Göreceğiz.
Yılın zirvesi
Dün açıklanan temmuz enflasyonu sürpriz yapmadı. Piyasa tüketici fiyatlarında artışın yüzde 0,3’ü geçeceğini düşünüyordu. Tuttu sayılır. Gerçekleşme yüzde 0,31 oldu. 2012’de eksi 0,24 idi. Haziranla beraber geçen yılın 1.1 puan düşüşü bu yıl 1.1 puan artışa dönüştü.
Böylece yıllık tüketici enflasyonu yüzde 8,9’a tırmandı. Geçen yıl yüzde 9’du. Aradaki fark cüzidir. Ancak 2012’de sonbahardan itibaren enflasyon düşüşe geçti. Yıl sonunu yüzde 6,2 ile bitirdi. Merkez Bankası’nın 2013 için son tahmini ile aynıdır.
Gene öyle olur mu? Temmuz’da zirveye çıktığını yani bundan sonra gerileyeceğini karamsarlar da kabul ediyor. Ama yıl sonu için hâlâ rivayet muhtelif; yüzde 7,5 diyenler bile var.
Gıda ve kur
Ayrıntılara bakalım. Bir neden iki aydır gıda fiyatlarında düşüş eğiliminin yerini artışa bırakmasıdır. Geçen yılın 3 puan düşüşü bu yıl 2 puan artışa dönüştü. Toplam 5 puan enflasyonu zirveye taşıyan temel etkendir.
Diğeri TL’nin değer kaybıdır. Döviz sepetinde yıllık değer kaybı yüzde 11’i geçiyor. Yeni kur düzeyinin kalıcı olduğu anlaşılınca ithal ürünlerin fiyatları yükseliyor. En kolay otomobil fiyatlarında izliyoruz.
Döviz kurunun enflasyona yansıma hızı değişmiş olabilir mi? Geçişkenlik deniyor. Yavaşladığı yönünde işaretler giderek güçleniyor. Olumlu bir gelişmedir. Doğal olarak para politikasını da çok yakından ilgilendiriyor.