Siyasi İslamın yol ayırımı
.
Profesör Timur Kuran’ı köşeme sık misafir ederim. ABD’nin önde gelen araştırma üniversitelerinden Duke’te öğretim üyesidir. Bir süredir Müslüman toplumların ekonomik ve siyasi tarihine odaklanıyor.
Yazdıklarını çok önemserim. Kitaplarını tanıtırım. Sonuncusunu geçen Kurban Bayramı’nda önermiştim (28/10/2012): Yollar Ayrılırken: Ortadoğu’nun Geri Kalma Sürecinde Hukukun Rolü (çev.N.Elhüseyni, YKY, İstanbul 2012).
İki ana tez
Çalışmaları akademiktir. Güncel gelişmeler hakkında görüşlerini ender açıklar. Bunlardan biri Perşembe günü www.project-syndicate.org sitesinde (İngilizce) yayınlandı: “Siyasi İslamın Demokratik Meşruiyet Kaybı”.
Makalenin iki ana tezi giriş paragrafında çok net özetleniyor.
“İslamcı siyaset bu yıl çoğunluğu müslüman iki büyük ülkede ağır bir başarısızlıkla karşı karşıya kaldı: Mısır ve Türkiye. Ancak, siyasi İslamın çoğulcu demokrasiye ehliyetli bir katılımcı hatta öncülük eden güç olarak üzerini çizmek için çok erkendir.”
Kuran’ın analizi nüanslıdır. Bir: Mısır ve Türkiye’de yaşananlar siyasi İslam açısından önemli bir mağlubiyettir. Aksini iddia edenler yanılıyor. İki: siyasi İslam çoğulcu demokrasiye giden yolda anahtar oyuncudur. Dışlama çabaları beyhudedir.
İslam ve demokrasi
Yüzyılın kritik sorusudur: İslam ve demokrasi uyumlu mu? Daha açık vazedelim. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, ve özgür seçimler üzerine inşa edilen bir siyasi rejim müslüman toplumlarda kök salabilir mi? İkisine de “evet” dediğimi hatırlatırım.
Meşruiyet kavramı bu bağlamda devreye giriyor. Siyasi İslamın diğerlerini, karşıtlarının ise siyasi İslamı meşru kabul etmeleri ön koşul oluyor. Yazının son paragrafı ile bitiriyorum.
“Siyasi İslam demokratik meşruiyet yolunda kritik yol ayırımına geldi. Bundan sonraki ilerleme demokrasinin temel ilkeleri olan çoğulculuk, özgürlük ve kanun hakimiyetini koruyan siyasi sistemleri iki büyük aktörün Türkiye’de AKP ve Mısır’da Müslüman Biraderler tasarlama ve uygulamasına bağlıdır.” Katılıyorum.