“Sert iniş” olur mu?
.
Cuma yayınlanan ABD istihdamı mali piyasaları sevindirdi. Çünkü istihdam artışı çok düşük geldi! Finans kesiminin reel ekonomi ile çıkar zıtlığının açık kanıtıdır. İçeride hemen gösterge faiz tek haneye, sepet kur 2.56 TL’ye geriledi.
Kasım sanayi üretimi açıklandı. Geçen yıla göre toplam sanayide yüzde 4.6, imalat sanayinde yüzde 5.6 artış var. Ekim’de bayram tatilinin yol açtığı üretim kaybını telafi ediyor. Siyasi kriz ve kur hareketi öncesidir. Onlar Ocak verisine yansır.
Kazık fren
Dış açığın yarattığı kırılganlık 2014’te bir mali krizi tetikler mi? Fed’in likidite artışını yavaşlatması soruyu zaten gündeme getirmişti. Üstüne içeride siyasi çatışmanın yarattığı belirsizlik eklendi. “Sert iniş” senaryoları yaygınlaştı.
Literatürde “ani duruş” (sudden stop) deniyor. Geçmişte “kazık fren” diye tercüme etmiştim. Süreci iyi tanıyoruz. Sermaye akımı tersine döner; kur ve faiz patlar; iflaslar başlar; talep ve üretim hızla düşer; işsizlik tırmanır, vs. Mecburen IMF’ye gidilir.
Doğrusu “kesinlikle olmaz” diyemem. Hükümetin siyasi krizi yönetme biçimine birebir bağlıdır. Derinleştirir ve uzatırsa risk artar. Makul bir çözüme yönelirse risk azalır. Ne demişler? Kendi düşen ağlamaz...
Farklı politika tepkisi
İktisat politikasına nasıl yansır? Eski krizleri hatırlayalım. Mali piyasada yangın para ve maliye politikası beraber sıkılarak söndürülürdü. Faiz yükselir; vergiler artar; kamu harcamaları kısılır; vs. Bu ise reel ekonomiyi büsbütün kıskaç altına alırdı.
Gene böyle olur mu? Mali piyasaların aynı reçeteyi savunduğu açıktır. Ezberlerini bozmaya hiç niyetleri yok. Halbuki IMF bile küresel krizden ders çıkardı. Nitekim son Türkiye raporunda bu durumda maliye politikasının gevşemesini öngörüyor.
Ne demek? Halen düşük faiz-sıkı bütçe bileşimi uygulanıyor. “Sert iniş” politikaları tersyüz eder. Yüksek faiz-gevşek bütçe bileşimine geçilir. Böylece mali dalganın reel ekonomiye olumsuz etkisi hafifler. Mali istikrara verilen önceliğin kazanımıdır.