İktisatçı mantığı
Ekim dış ticareti, Kasım bütçe gerçekleşmesi ve Kasım enflasyonu yayınlandı. Yarın üçüncü çeyrek milli geliri açıklanıyor
Ekim dış ticareti, Kasım bütçe gerçekleşmesi ve Kasım enflasyonu yayınlandı. Yarın üçüncü çeyrek milli geliri açıklanıyor. Önce büyümeyi görelim sonra diğerlerini değerlendiririz diye düşündüm. Medyayı meşgul eden iki olay daha var. Birincisi Orhan Pamuk’un Nobel ödülünü almasıdır. Bana bu büyük mutluluğu yaşattığı için Pamuk’u tekrar kutlamak istiyorum. Diğeri hükümetin Kıbrıs sorununda attığı yeni adımdır. Bu ani ve aslında beklenmedik hamlenin mevcut kilitlenmeyi çözeceğini sanmıyorum. Buna karşılık Türkiye’nin çözüme yönelik kararlılığını çok olumlu buluyorum.
Bugünkü konum iktisatçılar
Bugünkü konum iktisatçılar. Bizimki kadar fıkrası bol meslek azdır. Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış. Galiba Frenkçe “sui generis” (nevine mahsus) deyişi iktisatçının düşünce biçimini tam yansıtıyor. Genel kanı iktisatçıların asla aralarında anlaşamadıklarıdır. “Büyük Buhran” sırasında İngiliz Hazine’si işsizlikle mücadele için devrin dört ünlü iktisatçısın çağırmış. Beş farklı görüş ortaya çıkmış. Rivayete göre Keynes iki zıt teklif yapmış. Türkiye’den, bugünkü konjonktürü örnek verebiliriz. Bir süredir enflasyon tekrar yükselirken dış açık rekorlar kırıyor. Ortada ciddi bir sorun olduğu çok açık. Ama nedenleri ve çözümü konusunda iktisatçılar zıt görüşleri savunuyor. Benim de aralarında olduğum kesim için bugünkü kırılganlığın esas sorumlusu 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikalarıdır. Diğer kesime göre para politikası hatasızdır; tüketici, müteşebbis, mali piyasalar, hükümet, vs. para otoritesi dışında herkes sorumludur. Akla hemen “acaba iktisatçıların fikir birliği yaptığı bir konu var mı? sorusu geliyor. En yaygın meslek örgütü Amerikan İktisat Derneği bu konuyu düzenli şekilde araştırıyor. Bir dizi temel sorunu nasıl değerlendirdiklerini saptıyor.
İlginç bir araştırma
Bu yılki anketin sonuçları “Economists’Voice”adlı sanal dergide yayınlandı (www.bepress.com). Robert Whaples’in makalesi “İktisatçılar Herhangi bir Konuda Anlaşır mı? Evet” başlığını taşıyor. İktisatçıların yüzde 90’ı gümrük vergilerine ve ithalat konan engellere karşı. Sadece yüzde 2.5’u destekliyor. Aynı oranlar hizmet sektörü istihdamının ülke dışına taşınması için de geçerli. Yani korumacılığın zararı konusunda fikir birliği var. Tarım sübvansiyonları konusu da benzer tepki alıyor. Yüzde 85’i tarıma verilen desteklerin kaldırılmasını istiyor. Daha ilginci, aynı oranda iktisatçı profesyonel spor dallarında kamu desteğine “hayır” diyor. Yani iktisatçılar sübvansiyonlara da karşı.
Daha çok soru var ama yerim kalmadı. Neticede, iktisatçılar önemli bölümünün temel konularda anlaştıkları görülüyor. Ama ayrıntılara indikçe ve zaman aralığı kısaldıkça anlaşmazlıklar da artıyor.