Geleneği bozuyorum
.
Yılın ilk yazısında tahminlerimi veriyorum. Gelenek oldu. Bir süredir Ekodiyalog ekibinin tahminlerini de bir tablo hâlinde ekliyorum. Yıl sonunda değerlendirmeyi basitleştiriyor. Maalesef bu yıl işler karıştı.
Bir: Ekibin CNBC-e’de tahmin programı ocak başına kaldı. Yani diğer tahminleri bilmiyorum. İki: Siyasi kriz hâlâ aşırı kaygan bir zeminde sürüyor. Önümü görmek için biraz olsun oturmasını beklemekte yarar görüyorum.
Üç kritik seçim
2014’te konjonktür tahminini zorlaştıran siyasi belirsizlik nedenleri zaten boldu. Erdoğan-cemaat çatışması tuz biber ekti. Sık hatırlatırım. Önce siyaseti doğru tahmin edeceksin; yoksa ekonomide mutlaka yanılırsın.
Türkiye martta kritik bir yerel seçime gidiyor. Mevcut takvime göre ağustosta vatandaş ilk kez cumhurbaşkanı seçiminde oy kullanacak. Haziran 2014’te genel seçim var. Ayrıca farklı takvim rivayetleri de dolaşıyor.
Seçim daima belirsizlik nedenidir. On dört ayda üç seçim başka dinamikler yaratır. Birinin sonucu diğerine yansır. Siyasi aktörlerin hesapları bozulur. Bu süreç mali piyasaları ve ekonomiyi bire bir etkiler. Beklenmedik gelişmelere kapıyı açar.
Normal senaryo
Son siyasi krizi bir kenara koyalım. Aralık başında 2014’ü nasıl öngörüyordum? Çerçeve basitti. İçeride siyasi sürpriz yok; AKP seçimleri kazanıyor. Maliye ve para politikası değişmiyor. Dışarıda ABD’de ve euro bölgesinde mevcut eğilimler sürüyor. Normal senaryo denebilir.
2014’te büyüme tahmini çok zorluyor. Üç ihtimal var: Hızlanır, aynen sürer, yavaşlar. Hangisi? Üçüncüyü, yani 2013’ün altında büyümeyi seçtim. Mantığı basit. İç talep gevşiyor. Ama dış talep bunu telafi edemiyor.
Diğerleri daha kolaydı. Dış açık dolar cinsinden (ve oran olarak) küçülür. Enflasyon yatay seyreder. İşsizlik oranı tedricen yükselir. Ya döviz kuru? TL denge değerine yaklaştığına göre kur üzerindeki baskı sınırlı kalır.
Nokta tahminler haftaya geliyor.