Ekim enflasyonu
.
Döviz piyasası haftaya zaten gergin başlamıştı. Enflasyon beklentilerin epey üzerinde gelince dolar 2.02 TL’yi aştı. Döviz sepeti 2.38 TL’ye ulaştı. Ama devamı gelmedi. Gösterge tahvil faizi ise yüzde 8,2’nin altında kaldı. Yeni normal için olağan sayılır.
IMF her yıl Jacques Polak adına bir konferans düzenler. Bu yılın şeref konuğu Stanley Fischer; “Krizler: Dün ve Bugün” teması işleniyor. Robert Mundell Lecture Krugman tarafından veriliyor: “Kur Rejimleri, Sermaye Akımları ve Krizler”. İndirdim, okuyacağım.
Gıda fiyatları şaşırtıyor
Ekimde tüketici fiyatları yüzde 1,8 arttı. Beklenenden yarım puan yüksektir. Geçen yılın 0.2 puan altındadır. Bu sayede yıllık enflasyon yüzde 7,7’ye geriledi. İlk on aylık fiyat artışı ise yüzde 6,9’a ulaştı.
Halbuki geçen hafta yayınlanan Enflasyon Raporu yıl sonu için yüzde 6,8 öngörmüştü. Tutması için önümüzdeki iki ayda fiyatların yüzde 0,1 düşmesi gerekiyor. Hemen olmaz demeyin. 2010’un son iki ayında fiyatlar yüzde 0,3 gerilemişti.
Sürprizin nedeni gene gıda fiyatlarıdır. Ekimde yüzde 4,2 artış var. Ekim için 2010 hariç son on yılın en yüksek gıda enflasyonudur. 2010’da kasım ve aralıkta gıda fiyatlarında sert düşüşler gerçekleşti. Bakalım 2013’te tekrarlanacak mı?
Döviz kuru etkisi
Kurun yükselmesi ithal malları fiyatlarına yansıyor. Kaçınılmazdır. Üç aydır döviz sepetinin yıllık değer kaybı yüzde 14 civarında seyrediyor. Doğal olarak yıllık çekirdek enflasyon (ÖKTG-I) yüzde 7,5’a tırmandı.
Buna karşılık yakından izlediğim kiralar ve berber fiyatları az da olsa geriledi. İkisinin de aylık ve yıllık enflasyonu eylülün altında çıktı. Kurun yükselmesinin fiyatlama davranışlarını etkilemediğine işaret ediyor.
Normaldir. Büyümede yüzde 4 bile hayal duruyor. Bütçe disiplini sürüyor. Dünyada hammadde fiyatları gevşiyor. Euro bölgesinde deflasyon konuşuluyor. Bu koşullarda kur tırmansa da enflasyon bir yere gidemez. Benden söylemesi...