Demokrasi üstüne
.
Piyasalar Ukrayna krizini çabuk atlattı. Zaten olumsuz etkisi sınırlı kalmıştı. İçeride dolar 2.20 TL’nin (sepet 2.60 TL) altını, gösterge faiz yüzde 11’i gördü. TL’ye saldırı korkuları giderek azalıyor. Mali istikrar açısından iyi haberdir.
Şubat araç satışları açıklandı. Binek ve hafif ticari araçlarda yüzde 30’a varan düşüş var. Bekleniyordu. Tüketici güven endeksleri ve kapasite kullanımı ile tutarlıdır. İç talep hızla daralıyor. Reel ekonomi için kötü haberdir.
Kurallar kimin için?
Birbiri ardına yayınlanan ses kayıtları kamu yönetiminde ciddi sorunların biriktiğine işaret ediyor. Önemli bölümüne aslında alışığız. İktidarın kendini kurallarla kısıtlı hissetmemesi eski bir olgudur. Ama ilk kez bu kadar somut kanıt ortaya dökülüyor.
Demokrasi nasıl tanımlanır? İki kurucu vasfı, ifade özgürlüğü ve seçimler öncelikle vurgulanır. Ama yeterli değildir. Devletin topluma müdahale gücünü sınırlayan kurallara o kuralları koyma yetkisine sahip iktidarın uyması onlar kadar kritiktir.
The Economist’in son sayısında demokrasi üzerine kapsamlı bir yazı yayınlandı. Sözcüğün önüne “kurallar üzerine inşa edilmiş” (rules-based) ekliyor. Anlamı açıktır. Seçim ve ifade özgürlüğü olsa dahi, iktidarın yasalara uymaması demokrasiyi yaralar.
Adalet mülkün temelidir
Ne olur? Alternatifi keyfi yönetimdir. Sözcük Batı dillerinde Latince “belirsizlik” kökünden türetilir (İng. arbitrary; Fra. arbitre hakem). Kararın öngörülemeyeceğine göndermedir. “Ben yaparım, olur” anlayışıdır.
Keyfilik yürütmenin doğasında vardır. Kamu yönetimi günlük tercihler gerektirir. Tümü kurala bağlanamaz. İktidara geniş bir karar alanı kalır. Hesabını seçmene verir. Gene de vatandaşın idari yargı hakkı mahfuzdur.
Buna karşılık yargıda keyfi davranışa hiç yer yoktur. Anlaşmazlıkların çözümünde sadece kurallar geçerli olmalıdır. Yoksa adaletin yerini haksızlık alır. Devlet temel işlevlerinden birini kaybeder. Toplumsal ve ekonomik maliyeti çok yüksektir.