Yeni silahı doları düşürür mü?
.
Piyasalar TCMB’nin bugün başlayacağı ‘Teslimsiz Forward’ ihalelerine odaklanacak. İhale miktarları düşük, kuru yatıştırır mı göreceğiz. Yeni silahı işe yararsa 3.82 test edilebilir. Ancak ihalelerin etkisi geçici olur
Merkez Bankası önceki haftanın sonunda “Türk Lirası uzlaşmalı Vadeli Döviz Satımı” yapacağını açıkladı. Forward; önceden vadesi ve fiyatı anlaşılmış, vadesi geldiğinde anlaşılan finansal ürünün (Genellikle dövizin) alınıp/satıldığı, buna karşın yine anlaşılmış finansal ürünün “teslim” edildiği finansal “anlaşmalardır”. Türkçe’ye “Vadeli Anlaşma” olarak çevirdik ancak “future kontratlar” ile zaman zaman karışabiliyor. Forward işlemi vadesinde karşılıklı takası yapılırken, future kontratları (örn. BIST’teki vadeli kontratlar) her gün “uzlaşma fiyatı” üzerinden kâr/zarar el değiştiriyor, Vadesinde önceden anlaşılmak koşulu ile nakdi/fiziksel (endeks kontratları hariç) uzlaşmaya gidiliyor.
Merkez Bankası’nın açıklamış olduğu bu 2 finansal ürünün bir tür “melezi”. Vadesinde anlaşılan fiyat ile piyasa (Merkez Bankası döviz alış kuru) arasındaki fark, TL olarak taraflar arasında el değiştirecek. Fiziki olarak dolar teslimatı yapılmayacak. Teknik olarak TCMB’nin döviz rezervleri “korunacak”, sadece kur riskinin yönetimi için kullanılacak. Her ne kadar rezervler kullanılmayacak dense de fiyat riski açısından piyasa bu işlemlere konu olacak tutarları “net rezerv” hesaplamasından düşecektir.
Ne de olsa bu işlemlerin sonunda kur riski (teslimat riski geçmemiş olsa da) TCMB’ye geçmiş olacak.
18 Kasım’da yapılan açıklama ile bu işlemlere bugünden itibaren başlanacağı ve beraberinde de ihale takvimi açıklandı. Buna göre yıl sonuna kadar toplam 3 milyar dolarlık “Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz satımı” yapılacak. Her hafta Çarşamba ve Cuma günleri hariç günlük 150’şer milyon dolar olmak 3’er aylık, her Pazartesi günü 100’er milyon dolar olmak üzere 3 aylık ve
20 Kasım, 4 Aralık, 18 Aralık tarihlerinde de 100’er milyon dolarlık 6 aylık vadeli satım ihalesi açılacak.
TCMB zaman kazanıyor
Daha önceden açıklanan yönteme göre bankalar kendi fiyatlarını verecek. TCMB gelen teklifleri yüksekten, düşüğe göre sıralayacak, ilgili ihale rakamına ulaşıldığı yerde ihaleyi kesecek. Aynı fiyattan gelen teklifler, gelen teklif büyüklüğüne göre “kıstelyevm (prorata)” olarak paylaştırılacak.
TCMB, 11 Eylül’den bu yana yaşanan kurların hızlı yükselişi sonrasında Rezerv Opsiyon Katsayı Değişikliği, Döviz Kazandırıcı Reeskont Kredilerinin TL Ödenmesi ve Nakdi Uzlaşılı Vadeli Döviz Satışı gibi önlemlerle piyasalara ‘bugünlerin geçici olduğu’ mesajını vermeye, piyasaları rahatlatmaya çalışıyor. Merkez Bankası önümüzdeki hafta başında ABD’de başlayacak Zarrab davası nedeniyle diken üstündeki piyasaları; “yüklü bir faiz artışı” ile yatıştırmaya çalışmanın yaratacağı yeni sorunlarla uğraşmak yerine “geçici” önlemleri devreye almayı tercih etmiş durumda. TCMB zaman kazanmaya, ABD’den olumsuz haber gelmeyeceğine, gelse de etkilerinin geçici olacağına oynuyor.
Faizleri belirleyecek
‘Teslimsiz Forward’ diyebileceğimiz bu işlemler piyasaları yatıştırabilir mi, hayli şüpheliyim. Zira ihale miktarları düşük. Yine de ortaya konmuş bir niyet var ve piyasalar bu ihalelerde oluşacak fiyatları çok yakından takip edecek.
Özellikle de ihalelerde çıkacak fiyatlardan yola çıkılarak “hesaplanacak TL faizi” yakından izlenecek. Zira forward işlemi; temelinde cari kurun, yine cari faizler ile vadeye “taşınma” işleminden başka bir şey değildir. Cari dolar ve TL faizlerinin yine cari kura “bindirildiği” basit bir “hesaplamadır”. Bu nedenle vade kurunu ve dolar faizini bilirseniz, TL faizini hesaplamak basit bir işlemdir.
Çıkacak ihale sonuçları bir anlamda piyasalardaki 1, 3 ve
6 aydaki “işgören” TL faizlerinin hangi seviyelerde olduğunu göstermesi açısından önemli. Artık bu faizlerin TCMB’nin ağırlıklı fonlama faizine ne kadar yakın/uzak oldukları da yakından takip edilecek önemli bir “finansal gösterge” olarak izlenecektir.
Boşluk kapanır mı?