Taç giyen baş akıllanır mı?
.
Neredeyse tüm anketler bir kez daha yanıldı ve Cumhuriyetçi Trump ABD’nin 45. Başkanı oldu. Sıra dışı söylemleri, “tek kişilik şov” olarak yürüttüğü kampanya; ABD’nin denize kıyısı olan eyaletlerden değilse de “kara Amerika’sından” iltifat görmüşe benziyor.
Trump son yıllarda seçilen popülist liderlere eklenen son halka, belki de şahikası oldu. Popülist liderler kısa sürede de totaliterliğe kaymaya meyilliler. Dünya haritasını önünüze koyarsanız, Obama’ya aleni olarak küfür eden yeni seçilmiş olan Filipin lideri Dutarte’den başlayın, batıya doğru ilerleyin. Hemen her yerde ülke sınırlarını yabancılara kapatmayı vaad eden, içerideki milliyetçiliği tırmandıran ve gittikçe artan dozda totaliter yönetim tarzı benimseyen liderler iktidara geliyor.
Trump da Meksika sınırına duvar inşa edeceği, İslam ve mülteci düşmanlığına varan söylemleri, vergi indirimi vaatleri, ticaret anlaşmalarını yeniden gözden geçirip, iptal edeceği ve ABD’nin çıkarlarını öne çıkaracağını söylemesiyle başkanlığı kazandı. Birçok söylemi alışılmadık tarzda.
İşin başına geçince söylemi değişir mi, bir başka deyişle ‘taç giyen baş akıllanır mı?’ henüz bu konuda bir fikrimiz yok. Ancak onu başkanlığa taşıyan temel söylemlerinden çok da fazla sapmasını beklemek hayal kırıklığına yol açabilir. Neydi bunlar hatırlayalım: Obamacare olarak bilinen sağlık reformunu rafa kaldırabilir. 2008 krizinden sonra finans sistemini düzenleyen ve Wall Street’teki bankaların gözetimi ile ilgili Dodd-Frank yasası olarak bilinen yasayı yırtıp atabilir. Bu konuda sohbet ettiğimiz eski bir yatırım bankacısı, ‘Wall Street’e dönme zamanı’ dedi. Başta; Kanada, Meksika ve ABD arasında imzalanmış NAFTA anlaşması olmak üzere tüm uluslararası anlaşmaları yeniden müzakereye açacağını vaat etti. İran ile yapılan anlaşmayı parçalamaktan söz etti ancak dış politika danışmanı bunu “düzelterek” değişikliklere gidileceğini söyleyerek orta yolu buldu. Bu ve benzeri bir çok değişiklik ABD’yi ve dünyayı bekliyor.
Trump’a Başkanlığı kazandıran “ABD’yi yeniden mükemmel yapalım” sloganının devamı olarak altyapı projelerine ağırlık vereceği biliniyor. Kendisi de inşaatçı olduğu için hızla hayata geçirebilecektir. Bunun emtia fiyatlarında artışa, dolayısıyla da enflasyonun yükselmesine etkisi olacaktır.
Bu çerçevede, Fed’in Aralık’taki faiz artışının rafa kalktığını düşünmüyorum. Nitekim kısa bir şoktan sonra yükselen ABD tahvil faizleri de benzer bir beklentiyi fiyatlıyor.
Ulu önder Atatürk’ü ölüm yıldönümünde büyük bir şükranla anıyorum.