Piyasalar neden ikiye bölündü?
.
Görünen o ki Babacan-Şimşek ikilisi kabinede olsa bile ekonomi yönetiminde pek fazla söz sahibi olmayacaklar. Bu durum, Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın yerine atanacak adaya kadar etkisini gösterecek. Yeni kabine piyasayı ikiye böldü.
Yeni kabinenin bugün açıklanması bekleniyor. “Kabine-toto” geçtiğimiz hafta boyunca sürdü, birçok dedikodu hatta kabine listeleri sosyal medyada yer aldı. Ahmet Davutoğlu tarafından yeni kabine açıklanana kadar milletvekilleri dahi bakan olacaklarını bilemediklerinden; belki birkaç isim hariç; bekleyip görmekte fayda var. Kabinede özellikle ekonomi yönetiminin kimde, daha doğrusu hangi “ekolde” olacağı piyasalarca merak ediliyor.
Küresel ekonomi ve özellikle yurt dışı kaynağa ihtiyaç duyan bir ekonomi olmamızdan dolayı batılı yatırımcılar tarafından bilenen, tanınan ve de “güvenilen” Ali Babacan mı yoksa daha yerel unsurların öne çıkacağı, “deneysel büyüme teorilerinin” gündemde olacağı farklı bir ekol mü ekonomiye yön verecek henüz netleşmiş değil. Bu belirsizlik piyasaları birbirinden ayrıştırdı.
Geçtiğimiz hafta döviz piyasası adeta Babacan ekolünün yine ekonominin dümeninde olacağını varsayarak dolar/TL kurlarını 2.8158’e kadar indirirken, BIST tarafı pek oralı olmadı. 81.800 seviyelerinden haftaya başlayan BIST 100 endeksi, haftayı 80.681’den (80.538’deki 200 günlük Basit Hareketli Ortalamasının BHO- çok az üzerinde) kapattı. Döviz piyasasındaki iyimser seyre oranla BIST ve bono piyasası temkinli kötümserdi.
Döviz piyasasındaki bu “ayrışmayı” anlamak kolay değildi. Zira dolar/TL kurunun 2.8850’lerden başlayıp, 2.8250’lerde bitirdiği hafta boyunca Borsa tarafının hiç mi hiç olumlu tepki vermemesi akıllara bazı soru işaretlerini getirmiyor değildi. Satılan döviz neden borsaya veya bonoya gitmedi? Bir şekilde Babacan’ın ekonomi yönetiminde olmaması karşısında piyasaların vereceği olumsuz tepkinin “bazı” konusunda birileri farklı mı düşünüyor? Bu hafta bu soruların yanıtlarını öğrenmiş olacağız. Meclis başkanlığı seçimi bu yazı yazıldığı sırada tamamlanmamıştı. AK Parti adayı İsmail Kahraman’ın üçüncü turda seçilmesi bekleniyor. Ardından yeni kabine ve kabinedeki isimlerin değerlendirilmesi ile bu haftayı geçireceğiz görünüyor.
Euro/dolar kritik eşikte kapattı
Euro/dolar paritesi için 1.0645 seviyesi kritik bir eşik idi. Hafta içinde 1.0617 ile bu seviyenin altına inildi, ancak kapanışlar 1.0645’in üzerinde oldu. Cuma günkü kapanış da tam bu seviyeden gerçekleşti. Bu hafta ABD’den gelecek bazı veriler ve yaklaşan 3 Aralık’taki Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısı var. ECB toplantısından parasal genişleme için yeni bir adım gelmese bile, bankaların ECB nezdinde tuttukları fonlara uygulanan 0.20 “eksi” faiz oranının 0.30’a çekilmesi (yani bankaların daha fazla “cezalandırılması”) ihtimali yüksek. Geçtiğimiz hafta Draghi’nin ‘Deflasyon endişelerinden kurtulup, enflasyonu yükseltmek için gereken her şey yapılacaktır’ söylemi euronun değer kaybına devam etmesi olasılığını güçlendiriyor. Bu hafta başında 1.0645’in altında günlük kapanış görecek olur isek ilk aşamada 1.0460 ve ardından 1.0310 seviyelerine kadar devam edebilecek bir hareket görülebilir.
Merkez Salı günü adım atabilir mi?
24 Kasım Salı gün Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı yapılacak. Para politikalarında “sadeleştirme” konusunda daha önce çok da anlamlı olmayan bazı adımlardan sonra bazı değişiklikler gelebilir. Ancak bunların yine “radikal” adımlar olmasını beklemiyorum. İhtimaldir ki toplantı öncesinde yeni hükümet açıklanmış olacak.
İster açıklanmış ister açıklanmamış olsun PPK’dan herhangi bir faiz kararı çıkmayacaktır. Kurul üyeleri; bir yanda kendi para politikası kararlarını Fed’e bağladıklarından, diğer yandan da yeni kabinenin ekonomik tercih ve kararlarını görmeden herhangi bir adım atmak istemeyeceklerdir. Hele bir de “Yüksek enflasyonun sebebi, yüksek faizdir” diyen bir “ekol” ekonominin dümenine geçmişse MB hiç mi hiç adım atmak istemeyecektir.
Kabineye tepki ne olur?
Görünen o ki Babacan-Şimşek ikilisi kabinede olsalar dahi, ekonomi yönetiminde ağırlıklı söz sahibi olmayacaklar. Bu durumun önümüzdeki Nisan ayında görevi sona erecek olan Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın yerine atanacak adaya kadar varacak etkileri olacaktır. Böylesi bir durum, yeni yönetimi anlayıp, değerlendirene kadar geçecek belirsizlik döneminden dolayı piyasalardan ilk elde olumsuz bir tepki gelebilir. Kur tarafında; Cuma günü kapanışı 2.8250 seviyeleri sonrasında yükseliş yönünde tepkiler olabilecek.
Geçen haftanın ilk günündeki yazımda “… aşağıda 2.8650 önemini koruyacak, günlük kapanış bazında aşağı kırılacak olursa 2.8350’lerin bir kez daha test edilme olasılığı artacaktır” diye yazmıştım. Değil 2.8350, 2.8150’ler bile test edildi. Kabineye olumsuz tepki verilmesi durumunda ilk aşamada yeniden 2.8650 seviyeleri gündeme gelecek, sonrası için hükümet programı beklenecektir.
Eğer Babacan-Şimşek ekolü dediğim gibi ikinci plana düşecek olur ise BIST tarafında seçim sonrasında oluşan ve geçtiğimiz hafta 79.409-80.185’e kadar “daralan boşluğu” kapatan ve 79.250’ye kadar devam edebilecek ilk hamleden sonra, 77.700-78.200 bandına kadar devam edebilecek bir geri çekilme yaşanabilir. Piyasaların “eski tanıdık” olarak bildikleri Babacan-Şimşek ekolü devam ederse, dolar/TL geçtiğimiz hafta başladığı düşüşünü 2.7850 seviyelerine dek sürdürebilir.
Bu olasılıkta BIST tarafı hızlı bir yükseliş yaşayabilir. Geçtiğimiz haftanın pişmanlığı ile ilk aşamada 83.200 ardından da seçim sonrasında görülen 84.354 seviyelerine kadar devam edebilecek hızlı bir hareket görülebilir.