Piyasa neyi fiyatlar?
Merkez Bankası’nın frene basmasından sonra dolar/TL 3.05’e kadar inse de yeniden yükseldi. Kurda sepete dikkat etmek gerekiyor. Hacıyatmaz borsada 78.150 düzeyi kritik
7 aydan sonra Para Politikası Kurulu (PPK) 20 Ekim’deki toplantısında faizleri sabit tuttu. Toplam 250 baz puana (yüzde 2.5) varan faiz indirimlerinden sonra ‘Durup bakalım’ dedi. Cumhurbaşkanının ekonomi baş danışmanlarının toplantı öncesindeki söylemleri, bu konudaki “ipucunu” vermişti. Danışmanların konuşmalarının öncesinde piyasa katılımcılarının ezici çoğunluğu; birkaç istisna dışında; 20 Ekim’de yapılacak toplantıda, üst bantta 25 baz puanlık bir indirim daha bekliyordu. Baş danışmanlar konuşunca birçoğu tahminlerini değiştirdi ve onlar da ‘Faiz indirimi olmayacak’ demeye başladılar. “Haklı” çıktılar.
İşin şakası bir yana Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) son yaptığı toplantıda aldığı kararın olası sonucunun toplantı öncesinde başdanışmanlar aracılığıyla “paylaşılmış” olması alınan kararın “ağırlığını” azaltmış durumda. Kararı PPK mı alıyor, yoksa baş danışmanlar mı alıyor sorusu ister istemez akıllara gelmiyor değil. Bu da faizler düşmese de Merkez Bankası ve PPK’nın kredibilitesini düşüren bir adım olarak hatırlanıyor, hatırlanacak.
Neden değer kaybetti?
15 Temmuz darbe girişimi sonrası Merkez Bankası’nın açıklamış olduğu “likidite tedbirlerinden” biri olan ‘Döviz getir, istediğin kadar TL borç al’ politikası da TCMB’nin uygulamakta olduğu para politikasının etkisini azaltan bir unsur oldu.
TL adeta “carry trade’ parası oldu. Ucuz faizle borçlanılan görece ‘stabil’ para biriminin, daha iyi getiri sağlayan para birimlerinin faizlerine yatırılması olarak tanımlanacak “carry trade” için TL, Merkez Bankası’nın uygulamalarından dolayı, gelişen ülke piyasalarında kullanılır oldu. Bu da TL’nin son zamanlarda yaşanan değer kaybındaki önemli unsurlardan biri. Her ne kadar TCMB bu arbitraj imkânını sınırlamaya çalışsa da bu konuda radikal adımlar atmadığı sürece limitler zorlanmaya devam edecek.
Geçtiğimiz hafta Türk Telekom’un Kamu ile “ortak sahibi” olan Oger Telekom’un faiz ödemeleri konusunda yaşadığı sıkıntı da bizim piyasalarımızı dolaylı olarak etkileyen sorunlardan biriydi. Her ne kadar Türkiye’yi “doğrudan” etkileyen bir sorun olmasa da bundan sonra yaşanabilecekler ve de finans piyasalarındaki algı itibarıyla önümüzdeki dönemde dikkate alınacak, yakından takip edilecek gelişmelerden bir olmaya aday.
Dolar için sepet kura dikkat edin
Önceki hafta Perşembe günü dolar/TL’nin 3.1130 tarihi düşük seviyeye geldiğini gördük. PPK’nın faizleri sabit tutmasıyla dolar/TL kuru 3.0520’ye geriledi ancak burada uzun süre kalamadı. “Çoklu sebepten” dolayı yeniden yükseldi. Türk halkının “travması” olan dolar/TL yükselirken, daha yakından izlenmesi gereken (parite etkisini arındırdığı için) sepet kurda görece yatay bir seyir izlendi ve 17-18 Ekim’de 2.2670’lere çıkılsa da uzun zamandan bu yana kritik olan 3.25 seviyesi korundu. Ve son 2 hafta da kapanış bu seviyenin altında gerçekleşti.
Dolar/TL kurundaki hareketler sizi heyecanlandırıyor olabilir. Gerçekte neler olup, olmadığını anlamak için sepet kura dikkat etmekte fayda var. Eğer sepet kurda 2.2550’nin üzerinde kapanış olursa işte o zaman ‘kurlar yükseliyor’ demek daha doğru olacaktır.
DXY’de yeni hedef 99.70
Doların; euro (% 57.6), yen (% 13.6), sterlin (% 11.9), Kanada Doları (% 9.1), İsveç Kronu (% 4.2) ve İsviçre Frangı’na (% 3.6) karşı değerini gösteren DXY endeksi için 97.50 seviyesi geçtiğimiz hafta için önemliydi. Ancak geçtiğimiz hafta bu seviye yukarı yönde geçildi. Bu hafta içinde bu seviyenin altına inilmezse 99.70-100.40 bandı yeni hedef olacaktır. Bu seviyelere doğru bir yükseliş olması ve euro/dolar paritesinde 1.0930’un altında kalınması durumunda küresel piyasalarda döviz kurlarında, varlık ve emtia fiyatlarında oynaklık daha da artacaktır.
BIST 100’de 78.150 kritik
Geçtiğimiz hafta başındaki yazımda “...78.400 yukarıda, 76.800 aşağıda önemli olacak. Bu seviyelerden herhangi biri aşağı/yukarı kırılmadığı sürece “hacıyatmaz” seanslar devam edeceğe benziyor” diye yazmıştım. 78.400 de yukarı kırıldı ve Moodys’in not indirimi sonrasında yaşanan boşluğu dahi kapatacak bir yükseliş ile 79.541 seviyesi görüldü. Bu, 23 Eylül’deki düşük seviyesi ile olan boşluğu kapatsa da kapanış bazındaki 79.756-79.541 arasındaki boşluğa yetmedi. Bu hafta içinde yaşanabilecek “zorlama” yükselişlerle bu boşluk “ite kaka” kapanabilir. Ancak gerek Musul, Kerkük ve Suriye’deki gerekse de küresel piyasalardaki gelişmeleri göz önüne aldığımızda BIST 100 için yukarı yönlü potansiyeli sınırlanmış görünüyor.
Yukarıda neresi olurdan çok aşağıya bakmakta fayda var. Bu durumda 78.150 seviyesi önemli. Bu seviyenin korunması durumunda zorlama da olsa yükseliş ihtimali korunacak. Ancak altına inilmesi durumunda önceki hafta belirtmiş olduğum 76.800 seviyesi ilk önemli hedef olacaktır. Bu seviyenin aşağı kırılması durumunda yeni düşüklerin önü açılacaktır.